0.3

1K 40 3
                                    


🌙

Zümrüt sokakta oynayan Ceylan ablasına baktı. O da aynı onun gibi oynamak istiyordu. Ceylan 16 yaşındaydı ama dışarıda oynayabiliyordu. Zümrüt ise 5 yaşında olmasına rağmen yengesi yüzünden dışarı çıkamıyordu. Bir kez daha annesine çok kızdı. Yanında olsaydı yengesi onun dışarı çıkmasına karışamazdı. Sahi annesi neredeydi? 5 yaşında bir çok düşünceye sahipti Zümrüt. Büyümüşte küçülmüş denilen çocuklardandı, bu durum ise ne amcasının ne de yengesinin hiç hoşuna gitmiyordu. Pencerenin kenarından çıktı, fasulye ayıklayan yengesine baktı. "Ben de dışarı çıkabilir miyim? Söz veriyorum Aslanın yanından ayrılmam." Bilmiyordu Zümrüt amcasının ve yengesinin kötü kalbini. "Dışaru çıkacağmuş, geldun evimuza bir işun ucundan tutmaysin. Bir de dışaru izni istiyon?" Ne işi yapabilirdi ki bacak kadar boyuyla Zümrüt? "Ceylan abla da iş yapmıyor, onun babası da asker ama yapmıyor. Lütfen bende yapmayım dışarı çıkayım. Yenge lütfen." Ters ters baktı yengesi ona daha sonra Zümrütün nefret ettiği şeyi söyledi. "Ceylanın anası var kapu gibu hele de bağa senun anan vardir? Gittu senun o anan olacak orospi. Baban da gideyi bize kalaysin. Hele az daha büyü bir iş yapma neler edeyrım ben sağa." Korktu Zümrüt yengesinin annesine o kelimeyi kullanmasına ama konuştu. "Benim annem gitmedi yenge. Benim de annem var." Annesi olmayan çocuk olur muydu hiç? "He vardur senun da anan başka herufların koynunda ama. Boynuzladu aslan gibu babani. De hayde çık git neraya gidiyorsan oraya. Dolanıp durma ayağımın altında." Bütün hevesi kaçmıştı Zümrütün. Perdeyi çekti yengesinin evinden çıktı. Merdivenleri dolu gözlerle inerken dış kapıdan çıkmak yerine aşağı kattaki evlerinin önünde durdu. Yeşil gözlerinden bir damla yaş aktı, kapıyı çaldı annesinin açması umudu ile. "Anne, ben geldim. Kapıyı sen aç lütfen." Kısık bir sesle söylemişti yengesi duyarsa onun saçlarını yolardı. "Anne..." Diye mırıldandı. Neredesin diye bağırmak istedi ama yapamadı. Bir kez daha çaldı zili. "Ben geldim anne, kızın. Bebeğin geldi. Kapıyı açar mısın?" Kapı açılmadı Zümrüt ise merdivenlere oturdu gözünden akan yaşlarla. Annesi gelsin istiyordu. Annesini özlemişti. Apartmanın dış kapısının açıldığını duydu Zümrüt ama gelene bakmak yerine yüzünü iki bacağının arasına sakladı. "Zümrüt?" Aslanın sesiydi. Zümrüt cevap olarak burnunu çekti. "Neden ağlıyorsun? Abimler mi bir şey yaptı?" 11 yaşındaydı ama kuzenini çok seviyordu, onun gözünden akan her yaş canını acıtıyordu. "Annem nerede Aslan?" Annesi neredeydi? Aslan bunu cevaplayamadı. O da yengesinin nerede olduğunu bilmiyordu ama Zümrütün ağlamaması için bir yalan uydurdu. "Yengem bize oyuncak almak için şehre inmiş." Sesini sevecen tuttu. Zümrüt başını bacakları arasından çıkarttı. "Gerçekten mi?" Aslan güven verecek bir şekilde başını salladı. "Gerçekten, prenses elbisesi gibi gelinlik alacakmış sana amcamla konuşurlarken duydum." Gelinlik Zümrütün kırmızı çizgisiydi. Az önce ağlamamış gibi gülümsedi. "Kabarık kabarık mı alacakmış? Kırmızı kuşakta alsın Aslan arayıp söyliyelim. Premses gibi oluruuum." Sesindeki neşe Aslanı gülümsetti. "Kırmızı kuşaksız gelin mi olurmuş? Tabii alır yengem. Ama biraz geç gelecekmiş. Sana layık bir gelinlik bulmaya çalışıyor boyun kısa ya her yerde kabarık kabarık satılmıyormuş." Zümrüt gene gülümsedi annesinin onu düşünmesi çok hoşuna gitmişti. "İnşallah hemen bulur. Ben annemi çok özledim Aslan." Abi derdi bazen Aslana ama Aslan ona bundan hoşlanmadığını söylediğinden belli ismi ile seslenirdi. "Hadi gel oyun oynayalım." Elini uzatmıştı bu arada küçük kıza. "Ceylan abla ile oynayalım mı?" Aslan kafasını sallamakla yetindi. Zümrüt gibi bir çocukla herkes oynamak istiyordu. Neşe saçıyordu etrafa. "Ceylan ablam." Zümrüt koşarak çıkmıştı kapıdan. "Zümoş naber gız?" Hafif şivesi ile konuşan Ceylan ablasına gülümsedi Zümrüt. "İyi aba, sen?" Bu sefer gülümseyen Ceylandı. Herkesin yüzünde bir gülümseme bırakıyordu Zümrüt nereden bilebilirdi kendi yüzünün hiç gülmeyeceğini?

ESARETİNDEN KURTULUŞTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon