0.6

853 30 4
                                    

🌙

Dertli dertli bakındı Zümrüt. Bugün okulun ilk günüydü. 1. sınıf olmuştu artık. Ama arkadaşlarının annesi gibi onu kapının önünde bekleyen bir annesi yoktu. Onu okula bırakması gereken babası ise görevdeydi. Dolmuş gözlerine karşılık burnunu çekti Zümrüt. O sırada öğretmeni Tuğçenin dikkatini çekmişti bu durum. "Zümrüt, bir sorun mu var?" Sorusuna karşılık Zümrüt tuttuğu göz yaşını akıttı. "Öğretmenim, benim annem beni beklemediği için benimle dalga geçtiler." Öğretmeninin kaşları çatıldı bu defa, hiçbir çocuk yaşıtına böyle davranmamalıydı. Hele ki ilk dersten arkadaşlarını asla ağlatmamalılardı. "Hangi arkadaşın dalga geçen, bunun yanlış bir şey olduğunu öğrenmeli. Bazılarımızın annesi çok uzakta veya ölmüş olabilir. Kimsenin bununla dalga geçmeye hakkı yok." Zümrüt annesi neredeydi bilmiyordu. Şehir çok mu uzaktaydı? "Öğretmenim, şehir çok mu uzakta? Benim annem oradaymış. Bana gelinlik alıp gelecekti ama işi çıkmış babam öyle söyledi." Tuğçe öğretmen hala gözleri dolu olan kıza baktı. "Şehir, sanırım buradan biraz uzakta. Eminim annen bir gün oradan gelecektir. Çünkü anneler asla yarı yolda bırakmaz. Anneler çocuklarını her zaman çok sever." Zümrüt kafasını salladı. İlk defa onun gibi düşünen birini görüyordu. "Evet öğretmenim, ben de söylüyorum. Anneler asla bırakmaz. Anneler annedir çünkü." Dedi son söylediğine pek anlam veremeyerek. Ama Tuğçe öğretmenin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu bile. "Evet, anneler annedir çünkü. Şimdi bana seninle dalga geçen arkadaşını gösterir misin canım?" Zümrüt biraz düşündü bunu yapmasının yanlış olacağını sanıyordu. "Öğretmenim, bana ispikçi diyebilirler. Ben Aslana söylerim o halleder." Umursamaz bir tavırla söylemişti son cümlesini çünkü Aslan bunu söylerken aynı bu şekilde söylemişti. "Sınıfımızda olan olaylar yalnızca sınıf içinde kalmalı Zümrüt. Ve sınıfımızdaki olayları çözmek için her zaman bana gelebilirsin. Şimdi olduğu gibi." Zümrüt kararsızlıkla baktı ama öğretmeni ona güven veriyordu bakışları ile. "Deniz ve Nehir. Onlar ikizlermiş öğretmenim yanlarında anneleri de vardı. Nehir beni iktirdi, annesi de vardı ama yere düştüm..." Tuğçe öğretmen sinirle kalktı oturduğu yerden. "Teşekkür ederim Zümrüt, bundan sonra her zaman benim yanıma gelebilirsin." Zümrüt kafasını sallarken Tuğçe öğretmen sınıftan çıkmak için ayaklandı. Sınıftan çıktığı gibi gördüğü büyük, ilgili veliler arasından Deniz ve Nehirin velisini aradı ama göremeyince seslendi. "Deniz ve Nehirin velisini görebilir miyim?" Koluna taktığı abartma altınlar ile ona doğru ilerleyrn Şeyma hanıma baktı. Böyle insanlara sinir olmamak elde değildi. Tamam görgüsüzsün, ama nasıl olur da bir çocuğun başka bir çocuğa zarar vermesini izleyebilirsin? "Buyrun hoca hanım, çocuklarım mı ağladı? Yemek yemiyorlar değil mi? Ben hemen yediririm." Sinirle dudaklarını ısırdı Tuğçe. "Şeyma hanım, Nehir bir çocuğu iterken nasıl sessiz kalırsınız? Nehir nasıl bir çocuğun annesinin olmamasıyla dalga geçebilir? Zümrütün ne kadar üzgün olduğunu biliyor musunuz? Hiçbir çocuk okula başladığı ilk gün akran zorbalığına uğramamalı." Şeyma hanımın sinirli sinirli bakıyordu Tuğçeye, Tuğçenin ise ondan farkı yoktu. "Sen nasıl benimle böyle konuşursun? Benim kim olduğumu biliyor musun sen?" Tuğçe umursamaz bir bakış attı önündeki hadsiz veliye. "Bakın Şeyma hanım, kim olduğunuz inanın beni ilgilendirmiyor. Ben sizi öğrencilerimin yanında bir daha asla görmeyeceğim. Güvenlikle de konuşacağım artık okula yalnızca toplantı ve etkinliklerde girebileceksiniz." Bunu bir anlık sinirle söylemiyordu Tuğçe, kesinlikle bugün Zümrüte yapılana sessiz kalan yarın aynısını kendi yapardı. Bunun ihtimali dahi kanını donduruyordu. "O orospu Deryanın kızı yüzünden mi giremeyecekmişim okula? Onun anasının babasına ettiklerini bütün Ordu bilir konuşur hoca hanım. Oktayı bıraktı gittu gittu Den-" Onu susturan şey omzuna çarparak odadan çıkan Tuğçe oldu...

...

Sabahın ilk saatlerinde Komutanın getirdiği kıyafetleri giymiş gene onu brkliyordum. Kapıdaki Ceyhuna yarım saate geleceğini söylemişti. Bu sırada odanın içi hiç sessiz değildi, çocuklarımın sesi odanın her bir yanınında duyuluyordu.

ESARETİNDEN KURTULUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin