1.6

599 30 15
                                    


🌙

Bir senelik ölüm sessizliğine yeni bir ses doğmuştu Zümrüt için. Ondan bir parça, canından çok seveceği bir oğlu olmuştu. Doğalı daha bir saat dahi olmamıştı ama minik bebeği o işkence odasında ağlıyordu kayınvalidesi Reyhan hanımın kucağında. Zümrüt bu eve geldiğinden beri konuştuğu nadir anlardan birinde olduğu için Reyhan hanıma seslendi. "Oğlumu ver!" Dilsiz derdi Reyhan hanım ona zira Vural Aslanbey Zümrütün bıcır bıcır çıkan sesini kesmişti. On yedisinde, babası olsa küçük nazlı bir ergen olacakken şimdi oğlunu kucağına almak için kayınvalidesine laf yetiştiriyordu. "Bu yaşında doğurduğun çocuğa oğlum mu diyeceksin?" Sanki Zümrüt bu yaşında isteyerek mi doğurmuştu? Ona doğurmak isteyip, istemediği dahi sorulmamıştı. Şimdi kayınvalidesi çocuğunu sevmemesi gerektiğini mi ima ediyordu? "Oğlumu verin Reyhan hanım. Aç o, o yüzden ağlıyor Egem..." Egesiydi, bir tanesi, bir senelik nefessizliğine nefes olacak bir çocuktu onun oğlu. Reyhan hanım memnuniyetsiz bir şekilde bebeği Zümrütün kucağına koydu. Kelepçe ile sabitlenmemiş elini oğlunun yaşlar süzülen yanağına değdirdiğinde minik Ege'nin göz yaşları durmuştu. Sakinlikle sessizlikle annesinin sol göğüsünde olmanın huzuru ile nefeslenmişti. Annesinin karnındayken aşina olduğu bu kalp atışları onun sakinleşmesine sebep olmuştu. Zümrüt emzirmek istedi bebeğini kayınvalidesine baktı nasıl yapılır bilmiyordu ki. Ufak bir hayal kurdu. Şu an on yedi yaşında değil de yirmi dört yaşında bir anne olmuş, yanında sevdiği adam ile doğuma girmiş. Hemen kapıda onları bekleyen annesi, babası. Cihan amcası, Serap teyzesi, Ceylan ablası ve Kuzey abisini hayal etti. Annesi hiç gitmemiş olsaydı ona şimdi çocuğunu nasıl emzirmesi gerektiğini gösterebilirdi değil mi? "Reyhan hanım, nasıl emzireceğim?" Reyhan hanım bu sorusu ile kilitli çekmeceden elindeki kelepçenin kilidini aldı ve açtı. "Göğüsünü aç yan bir şekilde tut çocuğu, süt kokusunu aldığı zaman bırakmaz zaten. Dikkat et sakın emerken uyumasına veya uyumana izin verme ölür gider çocuk." Zürmütün bir anlık titremesi Reyhana istediğini vermişti. Bunları bilmeliydi, uygulaması içinse bu kızı korkutması gerekiyordu. "Artık dilsiz gibi davranmayacaksın Zümrüt. Oğlunun gelişimi için her zaman onunla konuşmalısın." Oysa Zümrüt karnındayken her zaman konuşuyordu hiçbir zaman oğluna sessiz kalmıyordu. "Karnını doyur Vural iki hafta sonra gelecekmiş." Hiç gelmesin dedi Zümrüt içinden onu doğum yapması için bu odaya kilitlemiş gelen telefon ile defolup gitmişti. "Dilandan da uzak tut çocuğunu kafayı yemiş gibi o işsiz sapsız kuzenini düşünüyor. Bir delilik edip evimize ateş düşürmesin." Zümrüt ilk defa sessiz kalmadan konuştu. "Sizin eviniz cehennemin ta kendisi Reyhan hanım." Reyhan hanım cevap vermedi susmakla yetindi küçük kız evdeki dilsizliğini oğlunun doğduğu bu günde bitirmişti...

...

Aslan bahçeden giderken ikimizde konuşmadık ama benim gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Beni o cehenneme sürükleyen kuzenime, amcama, beni almaya gelmeyen Cihan amcama, Kuzey abime. Beni bu kadar geç bulan Egemene dahi kızgındım. Bir umuttu madem benim için, neden daha önce gelmemişti? Aslan az önce bir anlık cesaret ile söylediklerimi Vurala söylerse ne olacaktı mesela? "Öldürecek," dedim. Sanki az önce Aslana ahkam kesen ben değilmişimce. "Bu sefer öldüre-" Kelimemi dudaklarıma kapattığı eli kesti. "Ölmek yok, hiç kimse size dokunmayacak." Sesindeki ton öyle kesindi ki ona inanmak istedim. Hiç kimse, Vural dahil hiç kimse bize dokunmayacak dedim kendi kendime.

"Bu saatten sonra esaret yok Zümrüt. Ben görevden geldiğimde Vural Aslanbey içeride olacak." Gideceği görevi hatırlatmıştı gene bana bayrama kaç gün vardı? İki mi? "Ne zaman gideceksin?" Sorduğum sorunun cevabını biliyordum ama beni şaşırtacak bir cevap verdi. "Bayramın ilk günü, timime yeni askerler katıldı onlar ile tanışmam lazım bu yüzden erken gideceğim. Burada güvende olacaksın, abim her zaman yanında olacak." Abisi, benim yıllarca gelmesini beklediğim abimdi.

ESARETİNDEN KURTULUŞWhere stories live. Discover now