2.0

544 32 14
                                    


🌙

"Annem!" Oğlunun sesinden güç buldu Zümrüt. "Bebeğim..." Buruk sesi gülümsüyordu oğluna, dört yaşında bir melekti annesinin elleri kelepçeliydi bunu zihnine kazıdı Ege. "Çok özledim ben seni, bir daha kaçmayalım. Ben konuşmazsam o sana kötü davranmaz." Bir kere dahi baba dememişti minik Ege. Zümrüt bu konuda her zaman babası olduğunu söylese de Ege için Vural Aslanbey sadece 'o, canavar, kötü adam' dışına çıkamamıştı. "Dedem neden bizi korumadı anne? Hani şehit olsa da bizi izlerdi? Hani çok güçlüydü?" Yutkundu Zümrüt, babasının oğluna kırılmamasını diledi içinden. "Deden bizi korumaz olur mu bebeğim? O her zaman bizi koruyor. Bak bizi korumasa baban seni benim yanıma gönderir mıydı?" Dağ evindelerdi ve Vural buraya asla Egeyi getirmezdi. "Anne biliyor musun? Burada bir bebek gördüm halamın kucağındaydı. Onları gördüğümü görmedi ama çok güzel bir bebekti kucağındaki bebek." Zümrüt gülümsedi, bilemedi oğlunun bahsettiği kız çocuğunun kendi kızı olduğunu...

"Sen hiç susma olur mu bebeğim?" Ege'den oldukça zor bir şey istiyordu Zümrüt zira sesini duyduğunda kıyameti koparan bir Vural faktörü varken bu Ege için bir hayli zordu. "Ama anne, ben sadece seninle yalnızken konuşmayı seviyorum. Sadece seninleyken susmasam?" Gülümsedi oğluna Zümrüt, yaşadıkları bu hayat için hem oğlundan hem de kendisinden özür diledi. "Olur bebeğim. Benim yanımdayken hiç susmak yok." Ege onu düzeltti. "Seninle yalnızken hiç susmak yok annecim." Düşen yüzünü zorlukla toparlayıp oğluyla konuşmaya devam etti. "Sen benim için çok değerlisin bunu asla unutma olur mu Ege'm?" Kafasını sallayan bu defa Ege oldu. "Canım annemin sen de benim." Minik oğlunun elleri yüzündeki morluğa değdiğinde Zümrüt görmemesini dilediği o ize lanet etti. "Çok acıyor mu canım annem? Özür dilerim, nolursun bir daha kaçmayalım. Canın çok acıyor, canım annemin canı acırsa benimki acımaz mı?" Zümrüt güzel kalpli oğlunun düşüncelerine gözlerini doldurdu. "Benim hiç canım acımıyor ki. Hani sana daha önce bir sır vermiştim. Hatırlamıyor musun? Annelerin canı acımaz. Anneler çocuklarını her zaman korur."

Zümrütün annesi onu hiç korumamıştı, Zümrütün annesi onu daha bir çocukken güzel kalpli babasına bırakıp gitmişti. Zümrüt onun gibi olmamaya yemin etmişti. "Ama annelerde yorulur. Yorulursan beni sevmeyi bırakmazsın değil mi anne?" Zümrüt anında kafasını iki yanına salladı. "Seni asla bırakmam bebeğim. Söz veriyorum. Seni asla bırakmayacağım Ege'm. Anneler çocuklarından yorulur mu hiç?" Ege güldü biraz oğlunun gülmesi Zümrütün yüreğinden bir yarayı kapattı. "Bazen Reyhan babaanne oğlundan bıkıyormuş yoruluyormuş." Zümrütte güldü buna Reyhan hanımın oğlundan bıkması gayet normal bir durumdu oğlu şeytanın tekiydi. "Anneler bıksada ben minik oğlumdan bıkmak küçük bey. Sen benden bıkacak mısın yoksa?" Ege de aynı annesi gibi kafasını olumsuzca salladı. Zümrüt için cehennemden arafa giden yola az kalmıştı. Yirmi bir yaşındaydı kahramanının gelmesine az kaldı...

...

"Bebeğim..." Sesimdeki titreme odada duyuldu canım yandı. "Anne, ne olur bırakma bizi." Ece'm daha öpmeye koklamaya doyamadığım minik bebeğim... "Kısacık, çok kısa. Sonra hemen sizi yanıma alacağım. Gelemiyorum sizinle..." Gidemememin sebebi Vural değildi. İki evladımı bırakmadım sırf ondan gördüğüm işkence yüzünden. Beni asla göndermeyeceğini söyleyen bir Cihan amcam vardı, Kuzey abim vardı, kapının önünde bekleyen Harun bey ve Efsun hanım vardı. Sorgu odasından çıktıktan sonra yalvarmıştım onlara çocuklarımla gitmek için, Vuralı amacına ulaştırmak için. Yapamamıştım.

ESARETİNDEN KURTULUŞWhere stories live. Discover now