64. bölüm; Geri Dönüş

159 27 26
                                    

Kalkan yok olurken birden içimde girdap gibi dönen güçler kalbime baskı yapmış gibi nefessiz kaldım. Gözlerimi açık tutmak istesem de bu konuda başarılı olamadım.En son duyduğum şey Alex'in bana adımla seslenmesiydi.

Kendime geldiğimde yavaşça gözlerimi araladım. Gözlerimi açtığıma emin olmama rağmen hala daha zifiri bir karanlık görüyordum. Rüya gördüğümü düşünüp tekrar gözlerimi kapattım. Tekrar gözlerimi açtığımda hala daha aynı karanlık manzarayı görmeye devam ediyordum.

- Neler oluyor? Neredeydim ben? Diye sordum zifiri karanlığa doğru.

Birkaç dakika beklememe rağmen hiçbir yanıt gelmemesi gibi tek bir ses bile çıkmıyordu. Nerede olduğumu anlamak için bulunduğum yerden adım atmak istedim ama altımda yeri dahil hissetmiyordum.Sanki uçsuz bucaksız bir boşluğun içinde tek başıma öylesine süzülüyordum.

Paniğe kapıldığımı hissettim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Yüzümün her tarafından irili ufaklı ter damlaları akıyordu sanki. Ellerim ve ayaklarım bütün gece soğukta kalmış gibi titriyordu.Aklım neden neden diye hep aynı soruyu ardı ardına kesilmeden sürekli kendini tekrarlıyordu.

Durdum. Kendimi sakinleşmek için iki elimi kullanarak yüzüme sert bir tokat attım. Tokat acısıyla yüzümün kızardığını hissettim. Canım acısı da kalbimin deli gibi çarpması,ellerim ayaklarımın titremesi, aklımdaki deli sorular da gitmişti. Böylelikle yaşadığım panik atak durumundan kurtuldum.

Benim yerimde başka biri olsaydı kesin bu durumdan bu kadar hızlı kurtulamazdı. Hatta böyle bir durumda aklını yitirebilirdi. Ama köyde yaşadığım hem fiziksel hem de psikolojik travmalar yüzünden mental sağlığım herkes den daha çok gelişmişti. Çünkü yapılanlara dayanmak için buna fazlasıyla ihtiyacım vardı. Bana sahip çıkan insanlara zaten yük oluyorken bir de üstüne akıl sağlığımı kaybedip gözlerindeki az da olsa değerimi kaybetmek istemiyordum.

Neyse şimdi bunları düşünmenin zamanı değildi.Önemli olan şu an nerede olduğum ve bu durumdan nasıl kurtulacağımı bulmaktı.

İçinde bulunduğum boşluğu unutup en son neler olduğunu hatırlamaya başladım. Belki bu durum için bir çözüm yolu bulurdum. Alex'i kurtarıp yaptığım buzdan kalkanı bozdum. Daha sonra içimde girdap gibi iki gücün yüzünden nefes alamayıp bayıldım.

- İçimde girdap gibi dönen iki güç... Dedim birden. Sanki cevabı bulmuş gibi heyecanlı bir ses tonuyla.

Sapphire kırmızı çiyan ile yaptığımız savaştan sonra üstüne kırmızı çiyanın kristalini tüketince uyku moduna girmişti. Bende benzer durum olarak Alex ile savaşmış sonra da onu kurtarmak için kendimi çok zorlamıştım. Üstüne onun gücünün büyük bir kısmını içime çektiğim için vücudum dayanamamış uyku moduna girmiş olabilirdim.

Sonuçta iki güçte farklı güç ve manalara sahip olduğu için vücudumda uyum sağlayamadılar. Bu da vücuduma daha doğrusu kalbime ağır geldi. Kalbim de kendini ve vücudumu korumak için alarm moduna girdi. Bunun sonucu olarak da bende Sapphire gibi uykuya dalmış oldum. Uykuya dalmış olan zihnim dinlenirken ruhum da Sapphire ile paylaştığım ruh halkalarının oluşturduğu boşluğa ışınlandı.

Düşününce Sapphire ruhlarımız dahil her şeyimizin birbirine bağlı olduğunu söylemişti. Bu da neden burada olduğumu daha kolay açıklardı.

Artık her şeyi anladığıma göre geriye nasıl döneceğimi bulmaktı. Ama bunu nasıl yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu.

Düşündüm ama bir çözüm yolu bulamadığım gibi aklımda bir öncekinden daha fazla karışmıştı. Umutsuzluğa kapılmak üzereyken boşluğun içinde bir ses duydum.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin