Bölüm 5 ☘ Sızı

173K 7.2K 790
                                    

'5/SIZI/

Bölüm parçası; Yavuz Bingöl - İki Dağın Arasında

9 AĞUSTOS 🍂🍂

'Son dedim bir an. O namluyu bana doğru uzattığında biteceğini düşündüm. Ablamdan ayrılıp sana geleceğimi... Bitmedi anne... Aksine ölümün üzerimde gezinen nefesi dahi yetmedi kaderimizin birleşmesine.'

Beyaz bulutların ardında saklanan öfke, gökyüzünün mavisini zifiri karanlığa hapsedip bir kez daha taşlaştırdı adamın yüreğinin kuytularında ki merhameti. Bir zamanlar hakkında hüküm verilirken hâline acıdığı insanlardan farksızdı artık Erkam. Ne kadar inkar etmek isterse istesin annesi bile ona gizliden gizliye acıyarak bakıyordu. Şerefi düşmüştü bir kere dilden dile ve canını almayı arzuladığı kadın ölse bile omuzları kolay kolay dikleşmeyecekti. Düştüğü durumu hafızalardan silemedikten sonra toprağı kan ile sulasa ne olurdu ki? Neyi değiştirecekti Elif'in ölümü? Ayaklar altına serilen onurunu kaldırsa, öfkesini dindirse bile unutamayacaktı ihanetini. Hiç kimse unutturmayacaktı!

" Emrettiğin gibi adamları otogara, havalimanına ve şehrin giriş çıkışına gönderdim Erkam ağam."

" Onları bulmadan geri dönmeyecek hiçbiri Sinan! Bulmadan dönmeyecek."

Birkaç saat öncesine kadar davul zurna sesiyle inleyen konağın boşalan avlusuna yumruğunu masaya vurarak göz gezdiren Erkam, yarım saati aşkın süredir ağabeyi ve Ferit ile odada bulunan Esila'nın bir şey söyleyip, söylemediğini merak ederek basamaklara doğru ilerledi. Bir an önce konuşsun istiyordu çünkü benliğini esir alan öfkesine yenilerek kendisi aramaya çıkacaktı.

...

" Getirdin mi?" diyerek odaya giren karısının elinden su bardağını alan Kenan, yatağın üzerine oturup, Esila'nın banyodan çıkmasını beklemeye koyuldu. Ne söylerse söylesin genç kız ablasının nerede olduğuna dair bir şey söylememişti. Tek söylediği ' Ablamı öldürürler.' olmuştu ve Kenan hızla buna itiraz etmişti. Elif'i ne kendi ailesinin ne de onun ailesinin insafına bırakmayacağını, koruyacağını söylese de Esila bunu kabul etmemişti. Ferit olmasaydı Kenan'a güvenerek belki konuşabilirdi ancak adama ' Ablam kardeşin ile kaçtı.' diyemezdi. Bu yüzden Kenan'ı geri çevirmiş, sessizliğini sürdürmüştü genç kız.

" Ablasının yerini söylemedi değil mi?"

Meryem'in sorusu ile başını olumsuz anlamda sallayan Kenan, " Söylemedi." dedi ve sol elinin parmak uçları ile alnını ovaladı. Esila'yı evine göndermekten başka çaresi kalmamıştı. Çünkü burada tutmaya devam ederse ailesi ya da akrabalarından biri genç kıza zarar verebilirdi. Bu yüzden karısından Esila için elbise istemişti. Giyindiğinde onu hiç istemese de babasının evine götürecekti.

" Elbise istedin, su istedin. İstersen birde karnını doyur öyle götür babasının evine Kenan."

" İmkanım olsa oraya götürmem de. Şu an için elimden gelen başka bir şey yok. Tek umudum Said amca. "

Karısının sesindeki alayı ve kastettiği şeyi anlayan Kenan, onun duymak istemeyeceği cümleleri sarfetmiş, Esila'nın banyodan çıkması ile gitmesini istemişti.

Elini yüzünü yıkayıp, Meryem'in verdiği elbiseyi giyen Esila, tamamen kapattığı telefonu banyo dolabının altına saklamıştı. O telefon olmasa şu an burada bu şekilde olmayacaktı ancak buradaydı.

Meryem'in odadan çıkması ile ayağa kalkan Kenan'ın kendisine uzattığı bardağı almaya çekinen Esila, " Al hadi." demesi ile başını hafifçe eğerek bardağa uzandı. Kenan'ın değişmeyen ses tonu gözlerinin yeniden dolmasını sağlamıştı. Onun da Erkam gibi tepki göstereceğini sanarken karşısındaki adam konuştukları süre boyunca sesini bir kez bile yükseltmemiş, suçlayıcı ya da kızgın bir tonda konuşmamıştı. Ablasını koruyacağını bile söylemişti. İçtiği suyun ardından yüzüne minnetle baktığı adamın bardağı elinden alması ile bakışlarını telaşla kapıya çevirdi Esila çünkü Erkam'ın sesi azalan korkusunu yine aynı noktaya çıkarmıştı.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now