Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım

27.8K 1.9K 324
                                    

/100/BEN O ARKADAŞA MUHTACIM, AŞIĞIM /

18 ŞUBAT 🍂🍂🍂

Kahverengi gözleri bir bulunduğu balkonun penceresinden içeriyi kontrol ediyor, bir kızıla çalan gökyüzündeki bulutların şekline kayıyordu. Dakikalarca belki de saatlerce izlemekten bıkmayacağı bir manzara vardı karşısında fakat Erkam, parmakları arasındaki sigarayı Esila'ya yakalanmadan tüketmenin derdine düşmüştü. Karısı yanında olduğunda içmemeye ve birlikte belirledikleri sayıyı geçmemeye çalışıyordu ancak yarım saat önce telefonda konuştuğu annesinin sözlerine sıkıldığı için kendini balkona atmış, soğuk kâr etmeyince eli cebindeki pakete gitmişti.

Annesinin, ağlayarak özlemini dile getirdikten hemen sonra sözde  başkalarından bahsederken kendisine dokundurduğu lafları düşünerek sigaranın sonuna gelmek üzereyken zehrin geriye kalanını pişmanlıkla içine çekmişti çünkü karısına verdiği sözü tutamamış, sınırı aşmıştı. Yüreğini baskılayan pişmanlıkla izmariti atmak için etrafına bakınırken, adının seslenilmesiyle telaşa kapılıp izmariti balkonun köşesine gelişi güzel  attı. Fayansın yüzeyindeki kar  birikintisinin üzerine düşen izmarite terliğinin ucuyla basıp derine gömülmesini sağladığında,  daha sonra gidip alacağını düşünerek içeriye girerken aslında çoktan yakalandığını bilmiyordu.

Balkon kapısını aralayıp içeriye girdiği sırada kendisine seslenen Feyza Hanımın yanında Esila'nın olmamasını dileyen Erkam, kapıyı kapatıp kilitlediği   gibi adımlarını koridorda kendisine yeniden seslenen kadına doğru attı.

Dairenin girişinde duran Feyza Hanım " Yemek hazır, seni bekliyoruz." dediğinde belli etmeden arkasına ve koridorun diğer ucuna bakan Erkam, şiirini göremeyince rahat bir nefes alıp, tebessüm etmeye çalışarak  hemen geleceğini söyledi.

Kendisini gülümseyerek onaylayan Feyza Hanımın kapıyı kapatıp gitmesiyle adımını çıkışa doğru atacaktı ki üzerindeki kokuyu algıladığı gibi bundan hızla vazgeçerek banyoya ilerledi. Ellerini bolca sıktığı sıvı sabunla yıkayıp, yüzüne de birkaç kere su çarpıp çıktıktan sonra eline aldığı havluyla birlikte yüzünü kurulayarak  bu kez yatak odalarının yolunu tuttu.

Gün içinde eve birçok kişi girip çıktığı için koridorda ve salonda  koku karmaşası oluşmuştu ancak odalarına girdiği an aldığı tek koku şiirine ait olandı. Belli ki babasının dairesine geçmeden önce parfümünü tüm odayı kaplayacak derecede kullanmıştı.  Odanın içindeki kendisine hayat gibi gelen kokuyu soluyarak, makyaj masasının önüne geldiğinde havluyu pufun üzerine bırakan  elleri aynanın önünde sıralı olan parfümlerinden önce  takı setine gitti.

Parmak uçları takının parlayan taşları üzerinde bir süre gezinmiş, zihni çok gecikmeden  o gecenin görüntülerini sunarak kendi kendine gülmesini sağlamıştı.

Sevgililer gününde baba oğul arasında yaşanan tartışma ve sonrasında olanlar yüzünden Esila'nın beğenip beğenmeyeceği konusunda içinde yaşadığı ikilem son bulmuştu ancak amcasının evine geldikleri andan itibaren yeniden başlamıştı. Gün hayal ettiği gibi sona ermemişti belki ama gece birlikte yedikleri yemek sonrası kuzenleriyle geç saatlere kadar ettikleri sohbet ve ardından izledikleri korku  filmi ile sabahı karşılamak için and içmiş gibiydiler ve geçirdiği hiçbir dakikadan pişmanlık duymamış, aksine hoşuna gitmişti. En çok ta  o sıralar belli etmesede Esila'nın korktuğu sahnelerde kolunun altına girip, göğsüne sokulmasından keyif almıştı. Şiiri korka korka filmi izlerken, o tüm dikkatini ona vermiş, yalnızca televizyondan gelen seslere ara sıra kulak kabartmıştı.

Hediyesini ise güneşin usulca yüzünü göstermeye başladığı sırada vermişti ve karısının uyku için yalvaran gözleri, o saniyelerde açılmış, 'Uyuyalım artık n'olur. ' derken büzdüğü dudakları önce şaşkınlığı sonrasında gülümsemeyi ağırlamıştı bitkin yüzünde. Hediye vermek için doğru bir vakit olmadığını düşünürken aldığı tepki sayesinde bunun hiçbir öneminin olmadığını anlamıştı. Bir tek uyuyacakları için boynuna takamayışının sızısını hissetmişti kalbinde ancak boynuna sarılıp, dudaklarını yüzünde gezdirerek teşekkürler eden şiiri, çıkamadıkları akşam yemeğini o günün akşamına  ayarlamış, takılarının teninde gözükeceği bir elbise giyerek kalbinin sitemli gürültüsünü susturmuştu.

AĞLA SEVDAM Donde viven las historias. Descúbrelo ahora