Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum

76.6K 3.1K 737
                                    

/27/SON SUSUŞUM/

' Şiirinden cesaret alarak kağıdının kenarına ela gözleri resmetti şair... Kurduğu küçük dünyasına almıştı ya onu mutluydu. Kırılacağını, kalemini kıracağını bilse bile mutluydu işte. Tarif edemiyordu sevincini ancak son bulduğunda yaşayacağı duyguyu tarif edebilirdi. Yangını yetmezmiş gibi yeni bir yangına kucak açmıştı ve ev sahipliği yapacak olan sadece onuru, şerefi değil kalbiydide... Tüm varını yoğunu koyuyordu ortaya şair...'

Gecenin karanlığı ile gölgelenen kahverengi gözlerini karısının üzerinden ayırmayan Erkam, birkaç saat önce sarfettiği sözleri düşünmeden edemiyordu. 'Yanmana gönlüm razı değil' dediğinde 'benimde' demek istemiş ama yapamamıştı. Kendisini umursamayan karısının yine umursamayacağını düşünmüştü ancak elini uzatmasıyla gözleri dile gelmişti. Tabi Esila duymadığı gibi anlayamamıştı gözlerinde birikenleri...

Bahçeden ayrılıp odaya geldiklerinde kendisini dünyasına aldığını söyleyen karısının tek kişilik olan yatağa bakışları yüzünden yanında uyumak yerine sandalyede oturmayı seçti. Hastanede iki gece boyunca sandalye üzerinde sabahladığı ve rahat bir uyku çekmesi gerektiğini düşündüğü içindi ayrı durmak istemesi ama elleri yüzüne dokunabilmek için kıvranıyordu. Evet onun tenine dokunmak istiyordu!

" Katil değilim ben! Değilim!"

Esila'nın sayıklamasıyla yerinden hızla kalkan Erkam, sözlerinden yine aynı kabusu gördüğünü anlayarak birkaç adımla yatağın yanına vardı. Bir eli karısının elini hızla kavrarken diğer eli yanağını buldu. Ve avuç içinin hasreti dokunuşu ile son buldu! Nedense olmaması gerektiğini düşündüğü her şey yavaş yavaş oluyordu.

" Esila..."

" Öldürmedim..."

" Esila!"

Uyanması için yüzünü sarsarak adını söylediği Esila'nın yerinden sıçraması ile diğer elinide yanağına koyan Erkam " Buradayım..." demesine kalmadan karısının göz yaşları teniyle buluştu.

" Esila... Buradayım. Bana bak! "

Titreyen ellerini ellerinin üzerine koyması ile yüreği sızlayan Erkam, kızıp kızmayacağını umursamadan ellerini yüzünden çekip, bedenini sıkıca sardı. Yanında olduğunun farkına varması içindi bu ve Esila'nın yüzünü boynunun girintisine yaslamasıyla kolları şaşkınlığı yüzünden gevşedi. Kendisini itmesini beklerken kokusu adamın ciğerlerini teslim aldı. Çünkü genç kızın o an için tutunacağı, korkusundan sıyrılacağı bir tek o vardı.

Sigara kokusuna bulanan tenine denk gelmişti burnu ve tıpkı babası gibi kokuyordu Erkam. Babasının aklına gelişiyle hıçkırıkları çoğaldı Esila'nın. Ne kadar nefret ederse etsin inkar edemeyeceği şekilde özlemişti babasını ve bu titreyen ellerinin Erkam'ın bedenini sarmasına neden oldu.

Bir kabusun neden olduğu sarılmayı bir babaya olan özlem tamamladığında saniyeler hızını azalttı. Durmaya yakındı şimdi zaman çünkü kalpleri gizli gizli birbirlerine ulaşabilecekleri bir yol aramaya koyulmuştu.

" O adamı görmek istemiyorum artık! Katilsin diyerek beni öldürmesini görmekten bıktım! Ben katil miyim Erkam...?"

Karısının yüzünü teninden koparmak istemediği için sarılmaya devam ederek " Bilmiyorum ama söz veriyorum bulacağım o adamı. Bir daha böyle kabuslar görmeyeceksin." dediğinde Esila tırnaklarını hissedebileceği şekilde bedenine bastırıp " Bul... Lütfen..." diye fısıldadı.

Kabuslarından kaçıp sığındığı tenden ayrılması gerektiğini düşünerek babasına benzeyen kokusunu farkettirmemeye çalışarak son kez içine çekti ve yüzünü Erkam'ın teninden kopardı. Ellerinin tersi ile yüzünü temizlerken yanı başında olan adama göz ucuyla baktığında gördüğü ifade kalbine dokundu. Ama merhamet miydi acıma mıydı ayırt edemedi. Tabi ki acıyordu! Ya merhametse bu? Karar veremediği için Erkam'a bakmaya son verip geriye doğru çekildi. Kocasından biraz uzaklaşıp ayaklarını yataktan sarkıttığında Erkam aynı ifade ile bakmaya devam ediyordu.

AĞLA SEVDAM Onde histórias criam vida. Descubra agora