Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum

38.2K 1.8K 223
                                    

/50/SENSİZLİĞİ SEVMİYORUM/

15 EKİM 🍂🍂

' Susmuyor vicdanım anne... Kulaklarım sağır olsun diye yalvarır oldum Allah'a. Ruhum acıyor anne... Canım acıyor ve biliyorum ki bu daha hiçbir şey! Korkuyorum anne... Ölmekten değil, kaybetmekten korkuyorum...'

" Hoş geldiniz!"

Kardeşinin, yumruk halini alan sağ eline dokunmasıyla kendisine gelen Erkam, gözlerini karısından ayırmadan Hatice Hanıma " Hoş bulduk." diyerek karşılık verdikten sonra yönünü Emir Bey'e çevirdi.

İkisininde öfkesi arşa ulaşmak üzereydi ve birbirine değen gözlerdeki soğukluğu farketmemek mümkün değildi.

" Birbirlerine girmezler inşallah Allah'ım."

Korkuyla mırıldanarak söylediği sözlerin sonunda Emir Bey ve Erkam'a bakan Hatice Hanım, Berfu'nun ağabeyini uyarırcasına öksürmesi ile Esila'ya biraz daha yaklaştı. Bir bilse kuzum diye bağrına bastığı Esila'sı gerçekleri, şu manzara yüzünden babası ve Erkam bir araya gelmesin diye her şeyi yapardı, bunu biliyordu.

" Nasılsınız?"

" İyi. Sen nasılsın?"

Karısına göz ucuyla bakarak " İyi." diyen Erkam, Emir Bey den sonra Mert ve Pınar'a doğru yönelip uzattıkları ellerini sırasıyla sıktı. Esila'nın kuzenleri olduğunu öğrendiğinde tanışma faslı gerginliğini çoğaltınca sıra Yiğit'e geldiğinde bakışlarındaki soğukluğun yerini öfke aldı.

" Yiğit."

Adını söyledikten sonra elini uzatan gencin yüzündeki alay dolu gülümseme yüzünden içinden sabır çeken Erkam, elini tuttu ancak bırakması diğerlerine nazaran uzun sürmüştü. Çünkü Yiğit'in elini yüzündeki alayı silecek derecede sert sıkmıştı. Gözleri ise haddini bilmezse canının daha çok ve farklı şekillerde yanacağının sinyallerini veriyordu.

" Memnun oldum!"

" Bende!"

Oturması için kendisine yer veren karısına gözleriyle yanını işaret eden Erkam, hepsi ile tek tek tokalaşan kardeşine de aynı şekilde yanına oturması için işaret verdikten sonra koltuğa yerleşti. Gözleri Emir Bey de idi ancak aklı, az önce öfkesini hırçınlaştıran andaydı. Esila ise ne için geldiğini sorgulamakla meşguldü ve kızgınlığı yüzünden kocasının yanına oturmak istemesede başka yer kalmadığı için oturmak zorunda kaldı.

Berfu'yu görebilmek için öne doğru eğilen Esila, yavru kedinin başını boynuna sürtmesiyle huylanıp, geri çekildi. Neden konağa  geri dönmeyip, geldiklerini öğrenmesi gerekiyordu ancak yanında duvardan farksız bir şekilde oturan kocası yüzünden yapamıyordu. Bir ara ona 'Neden geldin?' diye sormak istese de kırgınlığı engel olup, sessiz kalmasını istedi.

" Çay, kahve ne hazırlayayım size?"

Ortamdaki sessizliği titrek sesiyle dağıtan Hatice Hanım, çoğunluğun çay demesiyle gülümsemeye çalıştı. Ama içinde korku tellalları geziniyordu.

" Birkaç gündür sana ulaşamıyorum. Telefonun  arızalı mı?"

Hatice Hanım'ın mutfağa gitmesiyle yenilenen sessizliği bozan bu kez Emir Bey oldu. Karşısında kızı oturuyor olmasa üslubu daha sert olacaktı fakat kendisinden soğumasın diye ses tonuna bile dikkat ediyordu. Ama Esila ve Berfu haricindekiler Emir Bey'in kendisini zor tuttuğunun farkındaydı. Ve Erkam bundan iğne ucu kadar gocunmadı.

" Hayır, arızalı değil. Sadece bizi kimsenin rahatsız etmesini istemediğim için telefonu tamamiyle kapattım."

" Anlıyorum." derken çattığı kaşlarını kızı ile göz göze gelir gelmez düzelten Emir Bey " Ama acil bir durum olabilir ve sana ihtiyaç duyulabilirdi. Ya da birilerine ihtiyaç duyacağın bir sorun ile karşılaşabilirdin." diyerek devam ettiğinde Mert ve Pınar birbirlerine endişe ile baktı. İkisi aralarındaki gerginlik patlak verecek diye korkarken Yiğit amcasının daha sert davranmasını istiyordu. Esila için pasif davrandığını biliyordu ancak Erkam'ın bakışlarından rahatsız olduğu için köşeye sıkıştırmasından yanaydı.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now