Bölüm ☘13☘ Korkak!

145K 6.6K 679
                                    


/13/KORKAK/

Multimedyadaki parça eşliğinde dinlemenizi çok isterim..

25 AĞUSTOS 🍂🍂

' Her şeyden vazgeçtim seninle dolu olan kalbim için... Ve canım ise bende tek kalan ondan da  vazgeçerim...'

Eskiden sırtını yasladığı soğuk duvarlar şimdi yalnızlığından sıyrılarak ısınmıştı... Sevdiğinin yokluğunda buz tutan kalbi gibiydi sürgün edildiği şehrin kıyısındaki evi. Bir zamanlar hayalini bile kurması haram olan kadın şu an tam karşısında duruyor, gül kokusu yemek kokularına  karışıyordu...

Daha birkaç gün önce helâli olan kadının, yanına sessiz adımlarla ilerleyip, tatlı telaşını saçlarından öperek bozdu Ferit! Gün boyu kokusunu içine çekeceği, ona sıkıca sarılacağı anın hayalini kurmuştu ve ondan mutlusu yoktu artık. Çünkü hayalleri günün sonunda gerçekleşiyor, mutluluk ve huzur katran karası gecelerini artık  yaşanabilir kılıyordu. Tarif edemeyeceği kadar huzurlu ve mutlu idi adam. Ruhu, kadınının varlığı ile dolup taştığında  ne ailesi ne de ağabeyi  aklına geliyordu! Umursamıyordu hiçbir şeyi, hiç kimseyi...

" Hoş geldin!"

" Hoş buldum sevgilim..."

Elif'in yanaklarına değen saçlarını kulağının arkasına sıkıştıran Ferit, özleminin acısını çıkarmak istercesine bastırdı dudaklarını tenine... Burnu, kokusunu kalbine ulaştırmanın telaşına düşerken, ruhu hayat kaynağı olan  gözlerine ulaşmak  için çabalıyordu.  Ve göz göze geldikleri an yüzünü avuçlarının arasına alarak araladı hasreti ile saatleri zor geçirdiği dudakları.
Karşılığını aldığı anda ise arzusu  bedeninin her zerresini kuşattı. Ömürden çalan değil ömrüne ömür ekleyendi kara gözlü kadını...

Ferit'ten farkı olmayan Elif,  ıslak olmasını umursamadığı elleri ile kocasının bileklerinden tuttu. Bedenlerinde sönmek bilmeyen bir ateş peyda olmuştu ve ikiside birbirlerine karıştıkları her anı saniye saniye hafızalarına kazıyordu. Umutlarını kestikleri aşkın kendilerini kucaklaması mucizeden farksızdı ancak mucizeye ihtiyacı olan asıl kişi, kilometrelerce uzaktaydı!

Kardeşi... Hiçbir zaman bırakmayacağına dair sözler verdiği, umudu yüreğinden eksik etmediği, düşe kalka yürümeyi, hayatla mücadele etmeyi öğrettiği kardeşini sevdası uğruna ardında bırakmak zorunda kalmıştı Elif! O da istemiyordu ancak şu an için elinden gelen bir şey yoktu. Onun da kardeşi gibi tek umudu Ferit'ti. İkiside ona bel bağlamış, birbirlerinin özlemi ile baş etmeye çalışıyordu. İkisininde yüreği hasret dolu idi ancak Elif mutluluktan, Esila acısından dolayı döküyordu göz yaşlarını... Biri sevdiği adamın kollarında erirken diğeri kocasının, bedenine isteği dışında dokunacak olmasından korkuyordu!

Birilerinin yüreğine sığmayan acı feryatları gökyüzünü ağlatırken, mutluluk hiçbir şey olmamış gibi sürdürülebilir miydi? Acının tohumunu attığı mutluluktan hayır gelir miydi?

" Çok özledim..."

Karısının yüzünü kesik kesik aldığı nefeslerle işgal eden Ferit, "Bende..." demesi ile gülümsedi. Hayatı bu kadının ellerinde ne güzel şekillenmişti öyle... Beddualar ve lanetler okuduğu dünya onun tek bir bakışı ile cennete dönüşmüştü! Dönüp bakmak istemediği ardı ise cehennemdi! Çocukluğunun ve gençliğinin şahidi konak cehennemden farksızdı şimdi! Anne ve babasının  omuzlarını düşürmüş, ağabeyinin öfkesine bir kor da o bırakmıştı.

" Ayy yandı patatesler!"

Mutfağı bir  anda  esir  alan yanık kokuları yüzünden kocasından  ayrılan Elif, tavayı ocağın üzerinden kaldırma telaşına düşerken Ferit, cebinde titremekte olan telefonunu umursamamaya çalıştı. Çünkü  arayanın kız kardeşi Berfu olduğuna emindi ve cevap verirse neler söyleyeceğini bildiğinden bu anlarını bozmasını istemedi.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin