Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri

71.5K 4.2K 817
                                    

Bölüm parçası: Erkan Oğur - Mamoş Türküsü

/72/ YANGIN YERİ/

22 ARALIK 🍂🍂

Bir insan suretine sahip olsaydı duvarlar, Erkam'ın bakışlarından korkar, kaçıp saklanacak bir yer arardı. Ama ne Özadlı konağının duvarları kaçabiliyordu şu an ne de Esila. Put kesilmiş öylece ağlayarak karşısındaki adamın bakışları dışında bir tepki vermesini bekliyordu. Büyük bir yıkımdı beklediği, öfkesinin şimşekleri ne zaman üzerlerine düşecekti belirsizdi ancak bir yandan an meselesiydi de.

Gözleri yuvalarında fır dönerken, kaşları son raddesine kadar çatıldı adamın. Anlayamıyordu. Anlamak ve gidip de duyduklarını doğrulatmak istemiyordu aslında. Nefes nefese inip kalkan göğsünün sol yanında yer alan kalbi bir ara çarpmayı bırakır gibi olsa da Esila'nın hıçkırığı ile afallamayı bıraktı, idrak ettiği gerçek kalp atışlarına öyle bir atak ekledi ki bütün damarları kısa bir an çekilip yeniden can bulmuşcasına esnedi. Bu memnun edecek bir olay değildi çünkü kalbi ağzından fırlayıp gidecekmiş gibi çarpıyor, çivilerle dolu bir avuç içinin üzerine kapandığını hissediyordu.

Esmer teni daha da kararırken arkasına dönen adam eklem yerlerinden büktüğü parmaklarını saçlarına daldırdı. Çektikçe çekti. Saç diplerinden  kan sızmak üzere olana kadar asıldı saçlarını. Kabul etmek istemiyordu. Kardeşinin  ihanet etmiş olmasını kendisine  yediremiyordu.

Bir rotası yokmuş gibi attığı bir iki  adım kapalı olan banyo kapısının önünde durduğunda avuç içi sert bir şekilde kapının yüzeyi ile buluştu.

Bir... iki... üç derken kapı yerinden oynayana kadar tüm hırsıyla  vurdu. Sol eli yumruk halini almış bir şekilde pervazda dururken, diğer eliyle her seferinde " Hayır!" diye haykırarak çatlamasına ramak kalan yüzeye vuruyordu. O vurdukça bedeni korkuyla yerinden zıplayan genç kadın ne yanına varabiliyor ne de yapma diyebiliyordu. Odayı onun hıçkırıkları ve Erkam'ın haykırışlarına eşlik eden yumruk sesleri kaplamıştı. Dur durak bilmeden kapıyı yumruklayan Erkam elinde yoğun bir acı hissedince nefes nefese  geriye çekildi.

Eklemlerinde oluşan çiziklerden sızan kan, teni gibi kapının üzerinde de izler bırakmıştı ancak gözleri göremeyecek kadar buğulanmıştı. Gözleri neden dolmuştu? Acıyordu canı ancak tam olarak neyin kendisini yakup kavurduğunu anlayamıyordu. Ve hissettiği tek duygu öfke değildi. Başka bir şey daha vardı. Öldürmek ve ölmeyi istemesini sağlayan başka bir duygu...

Büyüyen göz bebeklerini kaplayan yaşları düşmelerine izin vermeden ellerinin tersi ile silen Erkam, arkasını döndüğü anda gözleri ilk olarak Esila'nın yüzüne oradanda ağırca karnına kaydı.

Karşısında duran canlı, cansız ne varsa ezip geçecekmiş gibi bir ifade ile kaplıydı yüzü ancak hâlâ kendinde olmasını sağlayan yanı sayesinde Esila'ya hiçbir şey söylemeden yanından geçip gitti. Arkasını döndüğünü hissettiği an dönüp yüzüne bakmadan " Sakın." dedi ve yanına vardığı kapının üzerindeki anahtarı aldı.

"Erkam-"

" Bundan sonrasına karışmak gibi bir hata yapma! Tek bir kelime etme! Savunacaksın biliyorum! Bunu yapmayı deneme bile!"

Korkuyla Erkam'ın sırtına bakarken ard arda yutkunmaktan başka bir şey yapamayan Esila, ona doğru bir adım atacağı sırada Erkam odadan çıktı ve çarparak kapattığı kapının kilit yuvasına anahtarı yerleştirip kilitledi.

Tanıyordu karısını. Nefeslerini onu savunmak  ve kendisine engel olmak için tüketeceğini biliyordu. Birde artık yavaş yavaş adının ne olduğunu bilmediği duyguyu tanımaya başlıyordu. Tek ihanet eden kardeşi değildi. Canının diğer yarısı da vardı...

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin