28-Broken Pieces

3.8K 191 65
                                    

günün sonunda bütün hikayeyi güncelleyecek gibi hissediyorum

28-Broken Pieces

Ashton evi toparlamıştı. Bana da sadece kahvaltı yapmak ve kızlar için bir şeyler hazırlamak kalmıştı. Dolaplar içki doluydu, abur cuburlar Michael'ındı ama o da izin vermişti. Müzik sistemi zaten mükemmeldi.

Ben kahvaltımı yapmış, koltukta oturmuş boş gözlerle kapalı olan televizyona bakarken Elizabeth ve Los Angeles'te yaşayan ünlü veya sadece zengin arkadaşları da gelmişti. Ve hepsinde de aynı bakış vardı; Calum ile öpüştüğün fotoğrafları gördük sürtük, bakışı.

Hepsi bana karşı uzak davranıyordu, sadece bazıları konuştukça açılmıştı ama yine de samimi bulamıyordum ilk bakışlarından sonra. Yadırgıyorlardı ve her hareketime dikkat ediyorlardı. İçtiğim içkimden, konuşurkenki mimiklerime kadar her şeyime dikkat etmişlerdi ve resmen göz hapsinde gibiydim. İnsanlar benden ne istiyorlardı bilmiyordum ama bana yargılayan gözlerle bakmayan tek kişi Elizabeth'ti ve ona minnettardım. Arkadaşlarının bana sorduğu utandırıcı sözleri o savuşturabiliyordu.

Ama tüm o kızlar eve geldiği an ve bana bakışlarını gördüğüm an, tüm heyecanım tükenmişti. Onların gözünde bende fahişeydim. Para ve ün için aynı anda Michael hem de Calum ile yatan.

Aralarında bana soru sormayan tek kişi Elizabeth'ti ama onunda bana sormak istediği biliyordum. Ashton'a bile sormadığına emindim. Çünkü sadece internette gördüğünü arkadaşına söylemişti.

Herkes gülüp eğlenirken, ben koltukta oturmuştum ve içkimi içerek müziği dinliyordum. Benim dışımda herkes mutlu, konuşkan ve hareketliydi. Ev şuan parti havasındaydı ama kimse sarhoş olup bir yerlere kusmamıştı. Ama anlaşılan ilk ben sarhoş olacaktım.

Saat üç olurken, kızlar ya içki yarışı yapıyor ya da benim lisede oynadığım saçma oyunları oynuyorlardı. Elizabeth'in arkadaşları dışarıdan bakılınca havalı ve eğlenceli gözüküyordu ama içleri tamamıyla çürümüş, kendilerine bakmadan insanları yargılayan şu kızlardandı. Elizabeth'in neden böyle insanlarla arkadaşlık ettiğini bilmiyordum, arkadaşlarına da karışamazdım ama onun gibi saf iyi bir kızın bu koca götlü kızların yanında fazla kalması iyi değildi.

Elizabeth kulağındaki telefonuyla beni izlerken kaşlarımı çattım. O ise gözlerini kaçırıp, "Sen gel."dedi. Sesini zor duymuştum ama yine de dudaklarını okuyarak tam olarak ne dediğini anlamıştım.

Onu umursamayarak içkimden bir yudum alıp geriye yaslayarak gözlerimi kapattım. Moralim bozulmuştu, Elizabeth'in arkadaşları sanki duymuyormuşum gibi arkamdan fahişe diye konuşuyordu ve bunlar yüzünden ağlamak istiyordum.

Biraz gözlerim kapalı durduktan sonra, Eliza'nın arkadaşlarından biri, "Elizabeth neden bizi bir fahişenin evine getirdi anlamıyorum."dediğini duydum. Gözlerim kapalı olabilirdi ama maalesef kulaklarım çok iyi duyuyordu.

Başkaları da benim hakkımda konuşmaya devam ederken bir şey yapmamak için kendimi tuttum. Onları evden kovabilirdim, küfür edebilir, beni dövmelerine sebep olabilirdim. Sonuçta burada sadece üç kişi yoktu. Ama Elizabeth'i kırmak, onu üzmek istemiyordum. O yüzden sadece biraz daha orada oturup, insanların kalbimi kırışlarını hazmetmeye çalıştım.

Hem eğlenip, hem de bana laf söylemeye devam ederlerken gözlerimi açtım ve ayağa kalkıp bardağı masaya bıraktım. Saçımı karıştırıp merdivenlere ilerledim ve bana seslenen Elizabeth'i umursamadan merdivenlerden yukarı çıktım. Onu kırmamak için son dakika olan bu partiyi kabul etmiştim ama gerçekten de böyle bir zamanda hiçbir zevk almamıştım.

Daddy Issues. [Calum Hood]Where stories live. Discover now