36-How

3.4K 189 46
                                    

bölüm isimleri, bölümle çok bağlantısız oluyor ama seviyorum ya bu şarkıları jfdksldkşmkıeoklsdfkjn

36-How

Annem, hastaneye gitmemi ve bebeğin sağlık durumunu Angela'dan öğrenmem gerektiğini söylerken, benim aklımda tek bir soru vardı. Aslında oldukça basit bir soruydu bu ve cevabını da yarı yarıya biliyordum. Ama yine de bu soru aklımı yedirtiyordu.

Bebeğimin cinsi neydi?

Kız olursa hangi isim koymalıydım ya da erkek olursa hangi isim çok yakışırdı?

Ama sağlıklı olması en çok istediğim şeydi, umarım bir terslik olmazdı. Annem ve Lydia ev alışverişi için dışarı çıktıktan beş dakika sonra da ben dışarı çıkmıştım. Hastaneye gitmeliydim ama... Emin değildim. Kötü bir şey duymak istemiyordum. Kötü şeyler duymaya hazır değildim.

Kulağımda kulaklıkla, boş banklardan tekine oturdum ve okyanusun plaja vuruşunu izledim. Hava denize girmek için doğru değildi ama güneş tamamıyla insanı yakıyordu. Ama işin garibi güneş yakarken rüzgâr bizi üşütüyordu.

Telefonumdan başka bir şarkıya geçecekken yanıma birisi oturunca gözlerime o kişiye çevirdim.

O da bana baktı ve gülümseyerek elini uzattı. Bir kulaklığımı çıkartıp elini tuttum.

"Merhaba. Ben Rayce."

"Ocean."dedim ona geri gülümseyerek. Bir erkek için çok tatlıydı, ama bakışları arzuluydu. Şimdiden ne için yanımda olduğunu anlamıştım.

"Seni sahile ilk girdiğin andan beri izliyorum. Çok... Güzelsin."

Gülerek, "Teşekkür ederim."dedim. Eliyle bronz renkteki rampa saçlarını geriye attı. Gözleri de badem rengindeydi ve güzeldi.

"Seninle... Bir randevuya çıkmak-"

Birden telefonum çalınca susmak zorunda kalmıştı. Gözlerimi telefonuma çevirirken kulaklığımı telefonumdan çıkardım ve kaşlarımı çatarak aramaya cevap verdim. "Ash?"

"Hey. Nasılsın?"

"Neden beni aradın?"

"Sadece nasıl olduğunu merak ettim. Grup arkadaşımın bebeği karnında ve aman tanrım, siktir git Calum."

Kalbim hızlanırken yanımdaki adamı unutmuştum bile. "Yanında mı?"

"Evet ama merak etme, hoparlörde değil telefon."dedi ve sormak için hazırlandığım sorumu da cevaplamıştı. "Seni duymasını istemiyorum."

"Sana güvenmeli miyim?"dedim tedirgin olarak. Michael'dan sonra artık her konuşmalarımda acaba hoparlörü açma ihtimallerini düşünmeden edemiyordum.

"Evet?"

"Pekâlâ..."diye fısıldadım ve kulaklığıma baktım.

"Ee? Sen ne yapıyorsun?"

"Birisiyle konuşuyordum sen aramadan önce."

"Tanıyor muyum?"

"Hayır."dedim çocuğun ismini hatırlamaya çalıştım. "Rayce diye birisi. Ona telefon numaramı vermek üzereydim."dedim yalandan. Calum'a söyleyeceğine adım gibi emindim.

"Kötü kız. Bunu duyarsa seni siker, biliyorsun değil mi?"

Gülümseyerek Rayce baktığımda hayranlıkla bana bakıyordu. "Artık onu istemiyorum."

"Yeğenimin annesi olan sana, başka erkeklerden uzak durmanı emrediyorum."dediğinde bir ses geldi ve bu bir tür bir şeyin parçalanması gibiydi. "Ne?"diyen Calum ve Luke'u bile duymuştum. "Bir erkekle randevulaşıyormuş."dediğinde Ash, telefonu suratına kapatıp sinirimi Rayce'e göstermemek için gülümsememi genişlettim.

Daddy Issues. [Calum Hood]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora