38-Gotta Get Out

3.7K 202 166
                                    

38-Gotta Get Out

Klipin üzerinden bir hafta geçmişken, Santa Cruz'da grubu görmezden gelen ama benim her dakikamı çeken hayranlar vardı.

Gittiğim restoranda fotoğrafımı çeken, birisi bana telefon numarasını verdiğinde bunu anında kameraya alan, göbeğimi onlara belli etmemek için giydiğim bol kazakları ezen ve cidden kazaklarımla ne işleri olduğunu anlamadığım birçok insan vardı.

Birisi bana telefon numarası veren bir kâğıt uzatsa Michael'ı aldatmış oluyordum, kazak, tayt ve bot üçlüsüyle dışarı çıktığımda sıradan oluyordum, hayranları görmezden geldiğim için sürtük oluyordum. Aslında, uzun zamandır burada olmadığım için güzel şehrimi gezmek için her yere gitmeye çalışıyordum kışın yaklaşmasına rağmen ama kendi evimden uzaklaştıkça hayranlar çoğalıyor, dertler büyüyordu.

En son, klipi izlediğim günün gecesi ağlamıştım ve sanırım bugünde eve gidince, sanırım biraz gözyaşı dökecektim. Lydia, annem ve ben birlikte paten kaymaya gittiğimizde, ben sadece oturup onları izlemiştim. Eskiden paten kaymayı çok severdim ama şimdi kalçamı kırma riskini göze alamazdım. Önceden kaydığım da düşmezdim ama risk alamazdım.

Lydia ve annem gülerek kayarken onların fotoğrafını telefonumla çektim. Canım sıkıldığı için ne yapacağımı bilmiyordum. Burada genel olarak kimse beni tanıyor gibi gözükmüyordu. Herkes eğleniyordu.

Masamıza oturup onları biraz daha izledikten sonra telefonumun internetini açarak gün boyunca girmediğim sosyal ağlarıma bakmaya karar verdim. Zaten canım sıkılıyordu. İlk önce Instagram'a bakmıştım ve birkaç fotoğrafı beğenip, Calum'ın hesabını kontrol ettikten sonra –bir haftadır hiç kendi fotoğrafını paylaşmamıştı, ne kendi hesabında ne de gruptakilerden tekinin hesabında- Twitter'a geçtim.

Artık grupla ilgili şeyleri takip etmediğim güncelleme sayfalarından en günceline girdim. İlk baştaki videoları atlayıp, fotoğraflara baktığımda Calum'ın sadece iki üç kızla fotoğraf çektirdiğini ama diğerlerinin oldukça fazla kızla fotoğraf çektirdiğini gördüm. Umursamadım ve sadece fotoğrafındaki güzelliğine hayran hayran uzun süre baktım. Yeni çıkmış sakallarına, dağınık saçlarına, kahverengi gözlerine, gülümsemesine, parlak esmer tenine. Fotoğraflarını telefonuma indirip kızları yanından kırparak sadece onun kalmasını sağladım.

Tekrar internete geçip, bu sefer hesabına baktım. "Savour your words, I won't ever waste them."yazmıştı birkaç gün önce. İsmi aklıma gelmiyordu ama bir şarkılarında bu geçiyordu. Sonra da "Sizin için şarkı yazıyoruz" yazan başka bir tweet atıp, Ashton ile gitarlarını tuttukları bir fotoğraf çekilmişti. Gözleri Ashton'daydı ve elindeki birkaç kâğıdı Ashton'a uzatıyordu.

Ve bu sabahta 5 Seconds of Summer grubunun tweetini retweet yapmıştı. Bir videoydu. Başında da, "Yeni şarkımızın bir dakikalık kısmı. Duygusal olarak hepimizin yoğun duygular içerisinde olduğumuz bir zaman, ilhamların yanımızda olduğu bir zaman xx –Ash" yazıyordu. Gözlerimi annem ve Lydia'ya çevirdim ve onların eğlendiğini görünce önüme dönüp çantamdan kulaklığımı çıkardım. Telefonumun üstüne kulaklığımı takıp kulaklıkları da kulağıma yerleştirdikten sonra videoyu oynattım. Sadece Calum vardı ve bu sefer elinde basgitarı yoktu, Michael'ın gitarı vardı.

"O güldü, gözlerinde gökyüzündeki tüm yıldızlar vardı."diyerek aralıklarla kelimeleri söyledikten sonra dudaklarını yalayıp gitarı çalmaya devam etti. Boğuk sesi, ses tonu beni heyecanlandırmıştı. Ve oldukça da duygulandırmıştı.

Yatağımda, gülüyor.

Beni cennetine davet ediyor.

Bu şarkıyı beni öldürmek için söylüyor olmalıydı.

Daddy Issues. [Calum Hood]Where stories live. Discover now