31-Lurk

3.8K 173 71
                                    

31-Lurk

Sonunda eve geldiğimizde, Calum gitar çalıyordu ve önündeki kâğıtlara bakılırsa şarkı yazıyordu. Aklıma Michael'ın pıkachum için yazdığı şarkı geldi ama bunu düşünmek yerine Calum'ın yanına gidip onu öptüm. "Güzel bir şeyler yaz."deyip tekrar dudaklarını öptüğümde kıkırdadı.

"Ne zaman kötü bir şey yazdığımı gördün?"

Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda yüzünü buruşturdu ama gülüyordu. "Birazdan yanına gelirim ve bana şarkını söylersin."dedim Michael poşetlerle birlikte aşağıya inerken. Kafasını salladığında tekrar dudaklarını öptüm ve çantamı sıkıca tutup hızlıca odasına gittim. Ardından da banyoya girip kapıyı kilitleyerek çantamı üstü kuru olan lavaboya koyup içinden testleri çıkardım. Kendimi buna hazır hissetmiyordum ama yapmak zorundaydım. Bay Freddy söylemese aklıma bile gelmeyecek olan regl dönemimin gecikmesi, duygusal olarak hayatımın zirvesini yaşamam, kusmam... Göbeğimin gittikçe büyümesi de beni bu testi yapmaya zorluyordu. Oldukça makul sebeplerim vardı.

İlk testi yaptım ve biraz bekledim. Beyaz kısım pembeye dönüşürken bir çizgi belirdi ve pembe kısım beyaz kısma yayılırken ve ben tam, rahatlamanın verdiği nefeslerden tekini alacakken bir çizgi daha ortaya çıktı.

Hayır. Olamaz.

Hızlıca onu yere atıp diğer testi aldım ve onu da denedim. Yine aynı sonuç çıkmıştı. Ve diğerinde de iki çizgiyle karşılaşınca, ağlamaktan başka çarem kalmamıştı.

Burnumu çekerek yerdeki testleri toplayıp paketleriyle birlikte banyo dolabından bulduğum boş bir poşete koydum ve ağzını kapatarak çöp kutusuna attım. Üç testin üçünde de aynı sonuç vardı: Hamileydim. Normal insanlar bunu güzel bir haber olarak görebilirlerdi ama ben bunu böyle bir zamanda pek iyi olduğunu düşünmüyordum. İçimde her şeyden habersiz masum bir bebek vardı. Bu hiç iyi değildi.

Çantamı alıp kilidi açtım ve banyodan çıkıp çantamı yatağa fırlattım. Şimdi ne yapacaktım?

* * *

"Merhaba anne."dedim kafamı Calum'ın kucağına koyarken.

"Doğum günün kutlu olsun!"deyip güldüğünde bende güldüm.

"Teşekkürler, bunu hatırlaman hoşuma gitti. Nasılsın? Her şeyi iyi mi?"

Calum bir eliyle telefonuna bakıp diğer eliyle de saçlarımı okşarken Michael küfür ederek pizzasını yiyor, televizyondaki filmi izliyordu. "Her şey çok iyi. Lydia da ablasını özlemiş. Kulağa biraz saçma geliyor, bilirsin siz ikinizin garip bir ilişkisi vardı ama gerçekten seni özledi."

"Bende onu özledim."dedim ve gülümsedim. "Ama sıradaki durak Las Vegas. Oraya kesinlikle gitmeliyim."

Buna güldü. "Las Vegas'a zaten gittin. Pokerde hala iyiysen zengin olarak geri dönersin."

"Şimdiye kadar hiç kaybetmedim."diye onu hatırlattım.

O da beni onayladı ve orada olanlardan bahsetmeye başladı. Lydia'nın okulu, evin ihtiyaçları, yeni aldığı araba ve diğer şeylerden bahsederken konuşmasını hiç kesmedim ve onu sonuna kadar dinledim. Onu özlemiştim. Babamla beraber olan kadın değildi artık, daha iyi kalpli ve daha fazla bizimle ilgilenen bir anneydi. Lydia onun için gerçekten önemliydi ama benimle hiç bu kadar fazla ilgilenmezdi önceden. Randevulaştığı birisi olduğunu bile söylemişti.

Daddy Issues. [Calum Hood]Where stories live. Discover now