Until Midnight - 13

531 64 50
                                    

Günün, oldukça sakin geçiyor. Yemeklerin, yine beğenilmiş, övülmüş ve Kral tarafından takdir edilmiş. Hayatın boyunca bu kadar gururlandığını hatırlamıyorsun.

Dışarıda, o büyülü diye adlandırdığın gölün yanında oturuyorsun. Bugün çabucak bitmiş. Etrafı gözlemene rağmen, herhangi bir gariplik görmemişsin. Mutfaktaki işini bitirmiş, odanı düzenlemiş ve dinlenmek için göl kenarına gelmişsin.

Arkadaşlarını düşünmeden yapamıyorsun.

Bir dakika, onların gerçekten arkadaşların mı? Eğer kabul etmezsen seni ölümle tehdit edenler de onlar değiller miydi? Fakat böyle bi durumda, arkadaş olarak görebileceğin tek kişiler, onlar. Bu yüzden zihnin, bu kurt kapanından tek kaçışı onlarda buluyor. Huzurlu olduğun tek an, onları düşündüğün an. Çünkü diğer zamanlarda, az da olsa, gizinin ortaya çıkması korkusu duyuyorsun.

Kimliği belirsiz iki askeri duymanın üzerinden dokuz gün geçmiş. Taehyung, her akşam geliyor ve gününü soruyor. Ve artık, sana hafifte olsa gülümsüyor. Jimin'in onu zorladığını düşünüyorsun. Çünkü Taehyung, hiçte yakınlık kuracak birine benzemiyor. Jimin'e bir kez not gönderdin, ama sana geri dönmedi. Taehyung, notu ona götürmediğini söyledi. Bu yüzden, ona nefret duyuyorsun.

Sen arkadaşlarını düşünürken, arkandan gelen koşan adım seslerini duyuyorsun.

"y/n-shi!" Diyor tanıdık bir ses. Yerinden kalkıyor ve arkanı dönüyorsun.

"Efendim?" Diyorsun. Kız nefes nefese kalmış.

"Kral," diyor kız. Ne olduğunu anlıyor ve mutfağa doğru ilerliyorsun.

Kral Injong, seni daha önce iki kez daha yanına çağırdı. Yemeklerini beğendiği ve aşçılığa ilgisi olduğu için, seninle konuşmak istiyor ve bunu seviyor, bunu kendisi söyledi. Kral daha çok genç, bu yüzden, onun karşısında korkudan titremeyen birini görmek, kendisi için yeni ve heyecan verici bir olay. Bunu da kendisi söyledi.

"Kral senden kestane tatlısı istiyor," diyor, üst rütbelilerinden Go Goeun.

Başını salladığın gibi hızla işinin başına geçiyor ve sadece on dakika gibi kısa bir sürede, tatlıyı hazırlıyorsun. Tepsiye bir bardak su da koyup, Kral'ın odasına doğru ilerliyorsun. Bu sık görüşmelerin hakkında dedikodu çıkaracağıbı biliyorsun, ama Kral'ın istekleri, dedikodulardan çok daha önemli. Çünkü senin görevin bu.

Kapının yanındaki orta yaşlı askerler -ki birinin saçları neredeyse beyazlamış- sana kapıyı açıyorlar.

İçeri girdiğinde eğiliyor ve yemeği ortadaki masaya bırakıyor.

"Hoşgeldin, y/n!" Diyor Kral ve onu her zaman dışarı bakarken gördüğün penceresinden çekilip sana dönüyor.

Resmen gözleri gülüyor. Sen olsan, sende mutlu olurdun. Kocaman sarayda yalnız olmak, zor olmalı.

"Sana birkaç şey sormak istedim," diyor yer masasının yanına oturarak ve senin de oturmanı işaret ediyor. Yavaş bir şekilde karşısına oturuyorsun.

Heyecanlanıyorsun. Karşındaki Kral Injong, Goryeo Krallığı'nın gördüğü en muhteşem hükümdarlardan biri. Ve şimdi sana gülümsüyor.

Konuşmadan tatlısını yemeye başlıyor. Yüzündeki memnuniyet ifadesi, gülümsemene yol açıyor. Kral'ı memnun edebilmek, görevinin büyük bir parçası. Onu ne kadar memnun edersen, gerçek bir aşçı olduğuna dair yalanların o kadar iyi desteklenir.

Kral tatlısını bitirdikten sonra, getirdiğin mendille ağzını siliyor ve sana bakıp gülümsüyor. "Yine her zamanki gibi," diyor. Utanıyor ve gülümsüyorsun, yüzün kucağına bakıyor.

"Sana daha önce sormadığım için pişmanım fakat, bu tatlıyı sevdiğimi nereden biliyordun?" Diye soruyor.

Burada kaldığın süre boyunca, yalan söyleme yeteneğin epey bir gelişti. Beynin çabucak bir şeyler uyduruveriyor.

"Tahmin ettim, Efendim," diyorsun. "önceki sarayda da soylular hep bu tatlıyı severdi, sizin de sevebileceğinizi düşündüm."

Kral gülümsüyor.

"Aşçılıkta olduğu kadar tahmin yürütmede de başarılısın o zaman," diyor. Birbirinize gülümsüyorsunuz.

"Peki şunu duydun mu," diyor. Gözlerini birkaç saniye için incelediğin tabaktan kaldırıp ona çeviriyorsun. "Saray'da bir ajan olduğunu söylüyorlar."





Yene korktu yene ağladı... Ponçirik sevgili canım sevimli okuyucularım, şöyle bir yorum bırakın :( (yeni kişilerle tanışmayı seven ama yapamayan ve bunu yapmanın tek yolunun yorumlardan konuşmak olduğunu fark eden yazar kişisi)

Until Midnight | Kim Taehyung Where stories live. Discover now