Neredeyse 10 saat kadar önce söylediklerin, Woohan'da çelişkili düşüncelere yol açmış olmalı. Birincisi, o da kırmızı ve mavi ağırlıklı bir kıyafet giyiyor. İkincisi, o da asker.
Woohan'ın zihniyle oynayarak onu avucunun içine almak, o güneş hakkında konuşurken aklına gelmişti. Hem bu sayede, suikast hakkında daha çok şey öğrenebilirdin de. Kadınlar duygularıyla düşünürdü, evet. Ama erkekler, o duyguları ile düşünen kadınlara esir olan sözde mantıklı varlıklardı. Bu durumda kim aklını daha çok kullanmış oluyordu?
Balkona çıkıyorsun. Hava, sabahki esintilerden de belli olduğu üzere, rüzgarlı ve diğer gecelere nazaran soğuk. Kısa bir süreliğine içeri dönüp, duvara asılmış kalın kahverengi hırkayı alıyorsun. Balkona döndüğünde, her ne kadar üst bedenin ısınsa da, ayakların üşüyor.
Taehyung çalıların arasından çıkıyor. Yüzü, dolunayda parlıyor.
İlk notu sana atıyor.
Neler oldu bugün?
Hızlıca şifreliyorsun her şeyi.
Aslında hiçbir şey. Ama Woohan'ın kılıcında sekiz başlı ejder damgası vardı. Çok yüzeydeydi, dikkat etmeyen biri göremez.
Notu attığında, yüzünün ciddi bir hal olduğunu görüyorsun.
Nasıl bir şeydi? Tarif etsene?
Ayrıntıları hatırlamaya çalışıyorsun. Neyse ki hafızan oldukça kuvvetli.
Başlar gövdeye doğru kıvrıktı ve ejderha bir dairenin içinde gibiydi. Ejderin başı dikenliydi. Tüm hatırladığım bu.
Notu almasıyla beraber, yeni bir kağıt çıkartıyor ve tasvirin bulunduğu cebine atıyor.
Birkaç saniye sonra yeni notu yolluyor.
Seni bakarken görmedi mi?
Başını iki yana sallıyorsun.
Biraz garip bir andı. Görmesi imkansızdı.
Notu okuyunca sana bakıp kaşlarını kaldırıyor. Kağıdı sana geri atınca, anlatmanı istediğini anlıyorsun.
Göl kenarında oturuyorken birden çıktı geldi. Bir süre oturduk, sonra bana dünyadaki en güzel şey olduğumu söyledi? Ya da ima etti? Tam olarak emin değilim. Başka birine de söylemek istemiş olabilir. Ama neden benim yanımda söylesin ki, başka birine söylemek istemiş olsa?
Taehyung, notu okuyunca kocaman gözlerle sana bakıyor.
"Cidden bunları mı söyledi?" Diye fısıldıyor. Sesi... Sinirli?
"Konuşmasana!" Diyorsun, yakalanma korkusuyla.
"Cevap ver yoksa yukarı geleceğim," diyor.
Başını aşağı yukarı sallıyorsun.
"Aah," diyor kızgınlıkla. "sana kendine dikkat etmeni söylemiştim!"
"Yapıyorum zaten!" Diyorsun.
Kimsenin sizi duymadığını ummaktan başka yapabileceğin bir şey yok.
"Gerçekten çok iyi yapıyorsun!" Diyor. Neden bu kadar sinirli?
"Seni ne ilgilendirir?!" Diyorsun sende sinirlenerek. Sinirden resmen köpürüyor.
"Ne mi ilgilendirir?! Sevdiklerimi korumak istiyor olamaz mıyım?!"
Bir süre, boş gözlerle ona bakıyorsun. Şaşkınlık, hissedebildiğin tek duygu oluyor. Sevdiklerim..?
"Hah," diyorsun küstah bir tavırla. "senin sevdiklerinden olacağıma kurda yem olurum daha iyi!"
Bir süre sana bakıyor. Ardından elini duvara vurmak istermiş gibi kaldırıyor fakat sonradan indiriyor.
"Farkında değilsin ama olmak üzeresin zaten!"
Bir anda çalılara atlayıp görüşünden çıkıyor.
"Taehyung!" Diye sesleniyorsun arkasından, fısıldamayla ne kadar bağırılabilirse. Cevap gelmiyor.
"Taehyung, seni lanet olasıca!"
sevgili @shadoublue'nun (taglamadı wattpad laneeed olsun) yolladığı taehyung resmi, aynı onun dediği gibi balkonun altına gelen taehyung'u hatırlatmıyor mu sizce de? *tatlılığından ağlar*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
