Until Midnight - 19

472 57 17
                                    

Asker seni saraya taşırken, olabildiğince yaralıymış gibi davranıyorsun. Durmadan ona yavaş olmasını, ayağın sallanınca canının çok yandığını söylüyorsun.

Konuşmasa da emirlerini yerine getiriyor.

Saraya iyice yaklaştığınızda, başka bir asker koşarak yanınıza geliyor.

"Ne oldu?" Diyor.

İşte bu. Aradığın kişi, tam olarak bu. Korkutucu sesi, kâbusa benzer.

"Bilmiyorum, dışarıda bağırırken duydum," diyor seni taşıyan. Korkutucu sesli asker kocaman olmuş gözlerle sana bakıyor.

"Saraydan mısınız?" Diye soruyor. Kıyafetini görmeyecek kadar aptal mı?

Başını sallıyorsun.

"Onu bana ver de şifahaneye götüreyim," diyor ve seni kollarına alıyor.

Seni sanki bir tüy kadar hafifmişsin gibi öyle kolayca kaldırıyor ki, gücü karşısında şaşkınlığa uğruyorsun. Kral'ı öldürebileceği konusunda hiç şüphen kalmıyor. Eğer cidden yapabilse, on beş askeri birden boğabilirmiş gibi güçlü.

"Nerede düştünüz?" Diye soruyor.

"Duvarların arkasında," diyorsun, olabildiğince acı çektiğini belli eden bir ses tonuyla.

Gözlerinin içine baktığında, karşılık veriyorsun. Yüzü, hiç hayal ettiğin kişiye benzemiyor. Aslında oldukça iyi biri gibi görünüyor.

"Neden beni diğer askerin götürmesine izin vermediniz?" Diye soruyorsun.

"Çünkü ben şifahanede görevliyim," diye cevap veriyor. Suikastçi hakkında öğreneceğin her yeni bilgi, senin için avantaj. Şifahanede görevli olması da, zihninde düşüncelerin uyanmasına neden oluyor. Ona burada görev vermeleri normal. Şifahanede görevli askerler, insan vücudunun en zayıf noktalarını, nereye vurursanız öleceklerini, nereye vurursanız hayata geri döneceklerini bilirler. Kral'ın suikastin hızlı olması için, bu hayati bir gereklilik.

Seni öyle sıkı ve rahat bir pozisyonda tutuyor ki, düşmeyeceğin eminsin. Ayrıca nasıl yapıyorsa, bacağını acımayacak bir şekilde tutmayı da başarıyor. Şifahanede çalıştığı için olmalı.

Şifahaneden içeri girdiğinizde, seni en baştaki odalardan birine sokuyor ve yere yatırıyor. Kalkmak istediğinde ise kolunu tutuyor ve kalkmaman gerektiğini, doktorun birazdan gelip sana bakacağını söylüyor.

Dediği gibi oluyor. Doktor geliyor ve sen biraz daha rol yapıyorsun.

En sonunda, bileğinde ezik olduğuna karar veriyor ve seni odana yolluyor. Seni odana çıkaran da, adını yeni öğrendiğin ama korkutucu sesli demeyi tercih ettiğin, Woohan.

''Teşekkür ederim," diyorsun, seni yatağına yatırdığında. Gülümsüyor.

"Bir hanımefendiye hizmet etmek görevim," diyor.

Gülümsüyorsun. Karşındaki kişinin yakında Kral'ı öldüreceğini bilerek ona gülmek, oldukça rahatsız edici.

"İyi geceler, y/n-shi," diyor ve odandan çıkıyor.

Uzaklaştığından emin olduktan sonra, kalkıyor ve odanın kapısını kilitleyip balkona çıkıyorsun. Gece çoktan oldu ve Taehyung, gelmek üzere.

Çabucak notunu yazıyor ve balkona çıkıyorsun. Taehyung orada.

Gülümsüyor. Neden gülümsüyor?

Notu aşağıya atıyorsun.

Hızlıca cevap veriyor.

Demek adamı gördün? Nasıl biriydi? Dış görünüşünü anlat da biliyor muyuz düşüneyim.

Adamın hafifçe sakalı olduğunu, gözlerinin çok kısık olduğunu ve saçının uzun, neredeyse beyazlamış olduğunu anlatan notu aşağıya yolluyorsun.

Taehyung notu okuduktan sonra sana cevap gönderiyor.

Aferin y/n, senin başarılı bir görev planlayabileceğini tahmin etmemiştim.

Yapmacık gülümseyen bir yüzle ona bakınca Taehyung gülüyor.

Sandığınızdan daha yetenekliyim sanırım.

Gülümsüyor.

Sanırım.

Bir süre sen gökyüzüne, o bir sana, bir etrafa bakınıyor. Ardından bir not daha atıyor fakat sen cevap vermeden ortalıktan kayboluyor.

İyi geceler. Bir de, kendine dikkat et, y/n

Until Midnight | Kim Taehyung Where stories live. Discover now