Until Midnight - 27

482 54 20
                                    

Mahkemenin üzerinden birkaç gün geçiyor. Suçlandığın haberleri tüm saraya yayılıyor, fakat herkes senin bir casus olduğuna imkansız gözle bakıyor. Bunun bir nedeni, iyi bir oyuncu olup insanları saldırıya uğradığına inandırman, ikinci nedeni ise, masum bir görünüşünün olması. Burada kaldığın süre zarfında öğrendiğin şeylerden biri, gözlerini askerlere dikip baktığında onlara her şeyi yaptırabileceğin. Eh, bunu Woohan üzerinde de denemiştin tabii. Gerçi o pek sayılmazdı herhalde.

Woohan demişken, dün seni ziyarete geldi. Aslında buna pek ziyaret denemezdi, çünkü sen sonunda dışarı çıkmaya başlamış, temiz havayı ciğerlerine sonuna kadar çekebilmenin hasretiyle gölün yanına gitmiştin. Orada karşılaşmıştınız. Kısa birkaç cümle kurmuştu. Sana sağlık dilemiş ve ortadan kaybolmuştu. Fakat gözlerini dışarıya adım attığın her an üzerinde hissedebiliyordun, avını izleyen bir avcı gibi izliyordu seni, her bir nefes alışına dikkat ediyordu.

Fakat bu gün, o günlerden değil. Woohan'ın sana fark ettirmeden seni izlediği günlerden.

Bu yüzden, kapına koyulan askerle gönderdiğin haber çoktan Taehyung'a ulaşmış ve seni sarayın dışında bekliyor.

Adımların hızlı ve çabuk. Olabildiğince süratli bir şekilde onun yanına varmaya çalışıyorsun. Sadece görevin bu olduğundan değil... Onu görmek de istiyorsun.

Sonunda, Taehyung karşıda göründüğünde birkaç adımda koşuyor ve tam önünde duruyorsun.

"Hoşgeldin," diyorsun nefes nefese. Ufak bir koşu bile birkaç gündür hantal kalmış vücudunu soluk soluğa bırakabiliyor artık.

Taehyung gülümsüyor. "Sende," diyor ve birden gözlerini senden alıp arkana doğru çeviriyor.

"Geliyor," diyor ve zıplayıp kocaman ağacın üst dallarına tırmanıyor.

Omzunun üstünden arkana doğru bakış atıyor ve kimin geldiğine bakıyorsun. Kim olduğunu göremesen de, hafif adımlarından Woohan olduğunu anlıyorsun.

Hemen yere çöküyor ve sanki bir sincap görmüş gibi sevimli sesler çıkarmaya başlıyorsun.

"Ah, ne kadarda tatlısın sen öyle? Yoksa yuvandan mı düştün?"

Yapmacıklığın seni bile iğrendiriyor, ağlamak, bundan çok daha kolaydı.

"Y/n-ah?" Diyor Woohan ve hızlı adımlarla sana geliyor.

Yerinden kalkıp arkanı dönüyor ve Woohan'la gözgöze geliyorsun.

"Ah, Woohan-shi," diyorsun. Woohan'ın yüzünde endişeli bir ifade var.

"Sana bir şeyler söylemek istiyorum," diyor. Seni iki kolundan tutup hafifçe ağaca doğru itiyor ve sırtın ağaca yaslanıyor. "uzun bir zamandır söylemek istiyordum ama hiç doğru bir anı bulamadım."

Korkuyorsun. Söyleyeceklerinden değil, eğer kötü bir şey derse, Taehyung'un atlayıp boğazını kesme olasılığından. Yapmayacağını düşünüyorsun, sonuçta görevi riske atamaz, değil mi?

Woohan bir süre gözlerine bakıyor.

"Buradan git y/n," diyor Woohan. "Saray senin için güvenli değil. Seni ne ile suçladıklarını biliyorum. Ve inan bana, bu hayatımda duyduğum en saçma şey. Ama bilmediğin şeyler var, y/n. Sarayda kötü şeyler olacak, ve eğer kaçmazsan, sende onlardan birine kurban olabilirsin."

Konuşmadan Woohan'a bakıyorsun. Dedikleri, saf sevgi mi yoksa kurnazlık mı içeriyor, karar veremiyorsun. Sonuçta, karşındaki de, senin gibi bir ajan. Seni bilme olasılığını yok sayarak neden böyle konuştuğunu anlamaya çalışıyorsun. Sevgiden olabilir, sana onca yakın davranmalarından sonra, bu mümkün. Fakat diğer yönden... Bu ihtimal, sevgiye aç kalbini acıtıyor.

Woohan bunları sana söylerse, ona karşı yapılacak herhangi bir suçlamada seni mahkemeye getirip sana neler söylediğini anlattırabilir ve her zaman Kral'ın yanında olduğunu, bunu yaparken sevdiği kişileri korumak istediğini söyleyebilir. Sonuçta o da, senin kadar kurnaz ve zeki.

"Sana güveniyorum y/n," diyor neredeyse fısıldayarak. "Sarayda birine suikast düzenlenecek ve bu yapılırken ölenlerden biri olmanı istemiyorum."

Sana iyice yaklaşıyor. Kollarındaki elleri, az önceki gibi sıkı değil, fakat gitmeyeceğinden emin bir şekilde tutuyor seni.

Sen tepki veremeden, yüzü iyice yakınlaşıyor. Öyle ki sıcak nefesini dudaklarında hissediyorsun. Kirpikleri, yanaklarına değecek kadar yakın sana ve saçları çoktan seninkilere karışmış.

Nefes alış verişleriniz hızlanıyor, o, gözlerini seninkilerden çekmemekte ısrarlı fakat göz kapakları, sanki sarhoş olmuş gibi yarıya kadar düşmüş.

Dudaklarını dudaklarında hisssettiğinde yapabildiğin tek şey, gözlerini kapatmak.








öpüşme sahnesini yazışımı beğendim, gerçi böyle sahnelerde hiç tecrübem yoktur ama kxnzksxmsksnsknsjs kendimi tebrik ediyorum

YENEHAN SHIPPERLAR BURADA MI?!?!?!?!? (tek ben varım lol *özel bölüm yayınlar*)

Until Midnight | Kim Taehyung Where stories live. Discover now