Until Midnight | Kim Taehyung

Until Midnight - 23

Mutfağa giden yol, gideceğin yerden gürültülerle dolup taşmış. Daha şimdiden yüksek sesten yorulmaya başlamışsın bile.

Mutfağa girdiğinde, herkesin koşuşturup durduğunu, kimsenin yerinde durmadığını görüyorsun. Halbuki, tam Taehyung'un dediği gibi, ilk ışıklarda aşağıya inmiştin. Herkesi burada görmek, biraz garip.

"Ne oldu?" Diye soruyorsun kocaman açılmış gözlerinle.

Kızlardan biri duruyor ve nefes nefese cevaplıyor. "Soylulardan biri vurulmuş, y/n-shi," diyor. "hepimize odalarımızdan çıkmamız söylendi."

Kıza izin verdiğinde yanından ayrılıyor ve tekrar koşturmaya başlıyor. Bu bir tesadüf olamaz, değil mi? Taehyung'un söylediği zamanla soylu birinin vurulup saraya getirilmesi, tesadüf olmayacak kadar kesişik olaylar.

Sen odanın binasıyla mutfağın bağlandığı koridorun önünde dururken, kızlar birden sıra halinde diziliyor ve hayret içinde olduklarını belli eden sesler çıkarıyorlar. Onların yanına gidiyor, birkaç tanesini aralıyor ve ne olduğuna bakıyorsun.

Vurulmuş kişi, uzun beyaz sakallı, şişman biri. Onu daha önce hiç görmedin, görsen de hatırlamıyorsun. Ah, bir dakika, görsen hatırlardın. Buraya geldiğinden beri gördüğün her yüzü en ince ayrıntısına kadar hatırladığın gibi. Ne de olsa, bu senin görevin.

Soylu kişi geçip gidiyor, zaman hızlıca akıyor ve kızlar koşulturmacalarına devam ediyorlar. Bir süre sonra, senden o vurulan kişiye güzel ve hafif bir yemek hazırlaman isteniyor. Dediklerini yapıyor ve Kyeonju'nun 'Şifa Çorbası' adını verdiği Gül Çorbası'nı yapıyorsun. Kasenin içindeki pembe sıvı o kadar güzel kokuyor ki, onu servise götürürken yüzünü tepsiye yaklaştırmaktan alamıyorsun kendini.

Kapı açılıyor ve içeride, yerde yatan soylunun yanına giriyorsun. Eğiliyor ve çorbayı bırakmaya yelteniyorsun. Tam bu sırada, adam öyle güçlü öksürmeye başlıyor ki, telaşla ona dönüyor ve çorbayı unutuyorsun. O her öksürdüğünde resmen duvarlar sallanıyor. Eh, bu cüsseyle.

"Su! Su!" Diyor adam öksürüklerinin arasında ve yanındaki kâhyâsı ona su almak için koşarak dışarı çıkıyor.

O çıkınca yaşlı adam öksürmekten kıpkırmızı olmuş yüzünü sana çeviriyor ve adını söyleyip yanına gelmeni söylüyor. Dediğini yapıp kendini kaygan zeminde ittiriyor ve adamın yanına kayıyorsun.

El çabukluğuyla kemerinin içinden çıkarttığı bir notu sana veriyor.

"Taehyung birkaç gece gelmeyecek," diyor öksürmeye devam ederek. Korkmuş bir yüz ifadesiyle ona bakıyorsun. "senin farkındayız, suikasti yapan ö-" nefesi kesiliyor ve tekrardan öksürüyor. Geri çekiliyorsun, etrafa saçtığı tükürüklerden kendini korumaya çalışarak. "Suikasti yapan örgüt ondan haberdar olmuş olabilir, her şey kapındaki asker tarafından yü-"

Öksürmeye devam ediyor ve eliyle seni bir çırpıda ittirip çorbanın yanına döndürüyor. Sen korkmuş gözlerle ona bakarken kahyâsı içeri giriyor ve elindeki su dolu bardağı yaşlı adama veriyor.

Sen de fırsattan istifade, çorbayı bırakıyor ve koşar adımlarla dışarı çıkıyorsun.

Odadan iyice uzaklaşıp neredeyse kimsenin geçmediği bir yere geldiğinde neredeyse avucuna yapışmış olan kağıdı alıyor ve okuyorsun.

Y/n, hepimiz senden haberdarız. Seni ve kendimizi korumak için artık Taehyung'u sana yollayamıyoruz. Bu notu aldığın gibi odana git, orada sana bir bekçi vermek için yapma bir saldırıya uğrayacaksın, bu sayede kapına bir asker koyacaklar ve sen o askerle bize raporları yollayacaksın. Saraydaki koruma askerleri seni biliyor, ve her istediğini yapmakla meshuller. Kendini koru.

Notu okumayı bitidiğin gibi hızlıca odaya doğru ilerlemeye başlıyorsun. Kağıdı katlamaya başlıyorsun fakat dağınık bir yazı gözüne çarpıyor.

Ve Woohan'la fazla vakit geçirme!

Yazının kimden olduğunu bilemiyorsun, ancak arka taraftaki yazının sahibine olmadığı kesin. Woohan'ı bilen biri olmalı. Taehyung? Bilemiyorsun.

Odanın bulunduğu binaya gelip ortalık ıssızlaşınca koşarak odana giriyor ve beklemeye başlıyorsun.

Görünen o ki, plan artık çok daha hızlı işliyor.

Not: İnternetim olmadığından dolayı sadece bölüm atabilecek kadar kullanabiliyorum, yorumlarınıza maalesef cevap veremiycem :/