1.Bölüm: YABANCI

255K 7.7K 10.5K
                                    

Tanıtımı izlemenizi öneririm.

  Emily Browning - Sweet Dreams

Başlangıç: 16.10.2016


Issız sokakta adımlarımı hızlandırdım. Rüzgâr yüzüme sertçe çarpıyordu. Üzerimdeki eski ve ince ceket beni soğuktan koruyamıyordu, üşüyordum. Sorun değildi, alışıktım üşümeye. Soğuk hava ciğerlerimi sızlatıyordu.

At kuyruğumdan bir tutam saç çıktı ve yüzüme düştü. Yüzüme gelen kahverengi tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdım. İçimde kötü bir his vardı. Benim içimde her zaman kötü bir his vardı ama bu başkaydı.

Hava çoktan kararmıştı. Geç kalmıştım hem de çok geç. Aptaldım, yapmamam gereken büyük bir hata yapmıştım. Yurda geç kalmıştım. Turgut hocayla sohbete dalmamalıydım. Aptal gibi zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Otobüsü kaçırmıştım ve şimdi ise yurda yürümek zorundaydım. Yurt okuluma çok uzaktı, ara sokaklara girme nedenim de buydu işte. Kestirmeydi, belki güvenli değildi ama daha da geç kalırsam yurt görevlisinin bana yapacağı muamelede hiç güvenli olmayacaktı.

Aslında uzun zamandır şiddet görmüyordum, büyüdüğüm için dokunmuyorlardı ama hala eskinin etkisindeydim. Çığlıklarımı az yutmamıştı yetimhanenin soğuk ve acımasız duvarları. O yüzden hala içimde korku vardı.

Biraz daha hızlandım ve başka bir ara sokağa girdim. Bu diğerine göre daha karanlık ve daha ıssızdı. Diğerinde tek tük de olsa insan vardı ve daha aydınlıktı. Bu upuzun boş sokakta ise bir sokak lambasından başka bir şey yoktu. Üşümemin artmasıyla kollarımı vücuduma sardım. Avuçlarımı birbirine sürttüm. Karanlıkta bile elimin kızardığı belli oluyordu, burnumu hissetmeyi bırakalı ise zaten çok olmuştu.

Bu boş, yaşam belirtisi dahi olmayan sokaktan hemen çıkmak istiyordum. Ellerimi havaya kaldırdım ve sıcak nefesimi soğuk ellerime üfledim. Arkamda duymaya başladığım ayak sesleriyle tedirginliğim arttı. Birden fazla ayak sesi duyuyordum ve de birkaç adamın konuştuğunu işitiyordum. Taşlı yola baktım ve yutkundum. Adımlar hızlanıyordu.

Telaş yapıyordum çünkü telaş yapmam gereken bir dünyada yaşıyordum. Ve duyduğum ıslık sesiyle bu korkumun boş olmadığını anladım.

"Güzelim baksana!" Buz tuttum. Arkama dönmedim ve adımlarımı daha da hızlandırdım. Yapabildiğim en iyi şeyi yapacaktım, kaçacaktım. Kalp atışlarım korkunun ve hızım yüzünden artarken zor nefes alıyordum. Hemen yanda duran karanlık sokağa girdim ve derin bir nefes aldım. Kurtulmuştum. Birkaç adım atmamla bir şey fark ettim, bu sokak çıkmaz sokaktı. Karşımda eski bir binanın arkası dışında hiçbir şey yoktu. Ve yine o adım seslerini duydum.

"Kaçma, zarar vermeyiz. Korkma." Arkamı döndüm ve sarı dişleriyle bana gülen bir adamla karşılaştım. Üzerindeki kıyafetler yırtık ve pisti. Çok geçmeden aynı karşımdaki adam gibi iki adam daha girdi görüş alanıma. Korkum da iki katına çıktı.

"P-param yok." Sesim titrek, ürkek ve korkaktı. Yine oluyordu, yine güçsüz hissediyordum ve ben bir kez daha güçsüz hissetmekten nefret etmiştim. Ellerim artık soğuktan değil korkudan titriyordu. Adamlar yakınlaşmaya başladılar bana doğru.

Kaçmalıydım. Eskiden beyaz olan ama şimdi grinin en koyu tonu olan eskimiş spor ayakkabılarıma baktım. Evet yapabilirdim, kaçabilirdim. Derin bir nefes aldım. Adamların yanından geçmem gerekiyordu, hızlı olmalıydım. Titreyen bacaklarıma yüklendim ve koşmaya başladım.

Ta ki kolumdan tutulup sertçe yere itilene kadar. Çenem kaldırıma sertçe çarpmıştı, tüm bedenim ise ağrıyordu. Eski pantolonumun dizi çarpmanın etkisiyle yırtılmıştı ve dizim kanıyordu. Kan, eski dostum.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin