PROLOG

6.5K 165 51
                                    

Kadın taksiden indi. Biraz heyecanlı biraz telaşlı. Topuklu ayakkabısından gelen her tıkırtı onu özlediklerine biraz daha yaklaştırıyordu. Anahtarlarını çantasından çıkardı. Kapıyı yine aynı sevinçle açtı. Geçen onca yıla rağmen heyecandan yine avuçları terlemişti.

Usulca kapattı kapıyı. Umduğumdan erken bitmişti işi. Evine yuvasına dönmüştü. Derin bir nefes aldı. Sevdiği adamın kokusu ve kendi kokusu sinmişti eve. Mutluluğun kokusuydu bu kadın için. Huzurun kokusuydu. Ruhunun dinlendiğini hissetti.

Yaşanan onca şey. Geçen yıllar hiçbir şey eksiltmemişti sevgilerinden. İyi kötü ne günler geçirmişlerdi. Nelerden geçmişlerdi. Önce sınavını vermiş sonra aşkı kazanmışlardı. Kolay olmamıştı bu huzur dolu yuvayı kurmak. Ama birlikte başarmışlardı.

Çantasını koltuğa koydu. Valizini koltuğun yanına. Parfümünü gördü sehpanın üstünde. Belli ki sevdiği adam kokusunu özlemişti. Her zaman yanyana oturdukları koltuğa baktı. Kafasını omzuna dayadığında bulduğu huzuru ne kadar özlediğini bir kez daha hatırladı. Demek ki adamda omzunda ağırlığı burnuna gelen kokusu olmadan rahat edememişti.

Adamda tıpkı kadın gibi parfümün kokusuyla avutmaya çalışmıştı kendini. Kadın çantasından adamın parfümünü çıkardı. Kendi parfümünün yanına koyarken az kaldığını ilk fırsatta bir tane alması gerektiğini not etti aklına. Adam olmadan uyuyamamıştı adeta yastığı yıkamıştı adamın parfümüyle. Onsuz her gecesinde tekrar etmişti bunu. Tek tesellisi adamın parfüm kokusuna boğulmuş yastığa sarılmak olmuştu.

Onsuz uyumayı bilmiyordu. Onsuz uyanmayı. Onsuz gülmeyi bilmiyordu. Hatta onun omzu olmadan ağlamayı. Dile kolay 6 yıl geçirmişlerdi birlikte. Aşka ömür biçenler yalancıydı. Aşk sonsuzdu. Kadın her gün daha iyi anlıyordu bunu. Onsuz geçen günlerinde çok daha iyi. Aşkı birlikte yeniden tanımlamışlardı. Aynı kişiye yeniden yeniden aşık olmayı başarmışlardı.

Biliyordu geleceğini söyleseydi beklerdi adam onu. Kucağına alıp döndürmeden kokusunu içine çekmeden özellikle öpemediği günlerin saatlerin acısını çıkarmadan bırakmazdı. Kadın mutlaka bekleyeceğini bildiği için haber vermemişti. Daha önce uçağı rötar yapmış ama adam öğlene kadar onu beklemişti. bütün işleri aksamıştı adamın. Kadın birazda sürpriz yapmak için haber vermemişti. Adamı o kadar iyi tanıyordu ki.

Kadının yokluğunda nasıl isteksiz kapıyı açtığını evde olmadığının hüznünü yaşadığını biliyordu. Bu kez o hüzünle kapıyı açtığında karşısında kadını görsün istiyordu. Kadın adamın onu gördüğü ilk anda gözlerindeki ışığa her defasında yeniden aşık oluyordu.

Merdivenlerin başında durdu. Yukarı baktı. Gülümseyerek çıktı Merdivenleri.. Bir eli merdivenin trabzanında.  Usulca okşar gibi çıktı. Evlerindeki her şey özeldi onlar için. Her yere bir anı bir kahkaha gizlenmişti. Üzerini değiştirmek için odaya yöneldi kapıyı açtı.

Dünya durdu o an. Zaman uçtu. Güneş karardı. Bulutlar sardı birden evi. Kadının gözleri büyüdü önce sonra yaşlar doldu gözlerine. Ama akmadı. Akamadı. Kadının içi ürperdi kalbi üşüdü gözündeki yaşı dondu.

Adam yatağın üzerinde oturmuştu başı ellerinin arasında. Yanında bir kadın yatıyordu yüzüstü. Kadının çıplak sırtını sarı saçları örtüyordu. Adamın üzerinde bir boxer kadının yıllar önce aldığı sadece bazı günler giydiği adamın. Kapının sesine adam kafası kaldırdı bitkince kıpkırmızı olmuş gözleri ile baktı kadına.

Kadın arkasını dönüp çıktı odadan. Koşar adımlarla indi merdivenleri. Hızla kapıya doğru ilerledi.

Kapıyı hızla çarptı kadın çıkarken. Kapıdan büyük bir gürültü geldi. Sanki kadının kırılan kalbinin sesini bastırmak istercesine. Ama kadın duydu kalbinin kırılma sesini. Adam çaresizce koştu arkasından tükenmiş umuduyla.  Kolundan tuttu. Bir zamanlar sahiplenircesine tuttuğu kolu ürkekçe tuttu bu kez. Titreyen sesiyle zor bulduğu sözcük firar etti dudaklarından.

BANA İKİMİZİ ANLAT Onde histórias criam vida. Descubra agora