YILDIZ PARKI

619 42 19
                                    

Bir süre gittikten sonra ayrı yollara gittik. Galiba Bülent in gelip gelmeyeceğini kontrol etmişti. Bülent yazıp duruyordu. Onunda aklı bende kalmıştı. Pars ın daha büyük sorun çıkaracağını bildiği için gelmediğini tahmin etmek zor değildi. Tuhaf ve sinir bozucu olan hayatımıza bir yıl önce girmiş olan Bülent in bazen Pars ı benden iyi tanımasıydı. Merak etmemesini söyledim. Pars ın gittiğini öğrenince rahatladı.

Nereye gidiyordum. Niye gidiyordum. Sanki hiçbir şeyin artık anlamı yoktu. Ne yazık ki Pars ı hala seviyordum. Zaten sevdiğim için bu kadar kızgın ve kırgındım. Ama bunu bazı zamanlarda anlıyordum. Bazen içim bomboş oluyordu ona karşı. Bazen içimden biriydi. Bazen bir o kadar yabancı.

Evime gittim. İşe gitmem gerekiyordu ama hiç gücüm yoktu. İş yerime evde çalışacağımı söyledim. Telefonu elime aldım. İlk baktığım numara hande nin olmuştu. Aradım. Biliyordum ne diyeceğini ama yine de aradım.

'Aradığınız numara kullanılmamaktadır.'

Ardından Sedef in numarasına bakmaya başladım. Çok ağlamıştı o gün. Bana gerçekten değer verdiğini söylemişti. Ama arayamadım. Ona tekrar nasıl güvenebilirdim ki. En son Elçin in numarasına bakmaya başladım. Arasam her şeyi arkamda bıraktım geliyorum desem ne derdi bilmiyordum. Ama daha önemlisi her şeyi arkamda bırakacak gücüm var mıydı onu bilmiyordum.

......

Bir hafta sonra...

Günler geçip gidiyordu. Hepsi birbirine benziyordu. Artık Pars daha az çıkıyordu karşıma. Ama daha çok düşündürüyordu beni. Bir şey söylemediği günlerde daha çok. Ne vardı diyorum mutlu olsaydık ne vardı. Bu kadar mı imkansızdı her şey. Bu kadar dönülmez yolda mıydık.

Geçmişe bir sünger çekemez miydik. Her şeye yeniden başlama şansımız yok muydu hiç. Cevaplar bende değildi. Ama en kötüsü cevaplar Pars ta mıydı o da belli değildi. İş yerinde oturup Pars ı düşünürken telefonum çaldı. Arayan Ceylan dı.

İclal den uzak kalamıyor sık sık onu görmeye gidiyordum ya da dışarda buluşuyorduk. Ceylan Hande yi öğrenmişti. Yani Ateş in Hande yi sevdiğini. İlgilenemediğim dönemdeki hüznü bundandı. Çabuk atlatmıştı ama. Sonuçta bildiği bir şeydi. İlk günden beri tahmin ettiği kişinin sadece bir adı olmuştu artık. Değişen başka bir şey olmamıştı.

Telefonu açtım.

'Rü- Rüya. Konuşabilir miyiz. Lütfen.'

'Ceylan. İyi misin. İclal Ateş iyi mi. Kimseye bir şey olmadı değil mi?'

'İyi ikisi de iyi Rüya. Benim seninle konuşmam lazım'

'Pars. O iyi mi'

......

'Merak etme iyi. Bu başka bir şey. Kimseye bir şey olmadı. En azından şu an olmadı. Olan çoktan olmuş.'

Telefonu kapattık. Yıldız parkında buluşacaktık. İşten izin alıp hızla çıktım. Hiç iyi gelmiyordu sesi ve ben onu bekletmek istemiyordum.

Buluşmak için yıldız parkına gittiğimde aklıma o gün gelmişti. Pars ın beni Bülent ile konuşmaya getirdiği gün. Hani bazen derdik ya. Başa dönebilsem diye. Dönebilsem geriye. İşte ben hangi zamana dönmek istediğimi bilmiyorum. Bazen okuldan atılmasaydım diyorum o okula hiç gitmesem pars ı hiç görmeseydim. Bazen Pars a yüz vermeseydim diyorum. O gün o motora hiç binmeseydim. Ya da Orkun beni kaçırdığında tamamen silip atsaydım Pars ı hayatımdan. En kötüsü belki de Ateş le evlenseydim diyorum bazen. Ateş dediğini yapmıştı. Gerçekten aşk olmayan bir evliliği kusursuz bir şekilde yürütüp bir de çocuk evlat edinmişti. Dışardan baktığınızda Ateş Ceylan evliliğine özenebilirdiniz. Ama bunlardan herhangi birini yapsam Pars la o mükemmel aşkı asla yaşayamayacaktım. Bu aşk çok şeye değerdi.

BANA İKİMİZİ ANLAT حيث تعيش القصص. اكتشف الآن