|Whalien 52|

136K 8.4K 30K
                                    

İyi okumalar :)

Gözleri gözlerimdeydi. Nefesi verdiğim nefesime karışıyordu. Gözlerinde ki boşlukta kayboluyordum yine. O kadar çok dikkatli bakıyorduk ki birbirimize garip bir şekilde ikimizde bu durumu yadırgamıyorduk. Kalbim hızla çarparken dudaklarımı ısırdım.

Ona neden şuan anlatmak istediğimi bilmiyordum. Belki gördüğüm kabustan belki de bu yükten kurtulmak istememdendi. Veya belki de duygularımın hassaslığından kaynaklanıyordu. Hoş şuan bunun bir önemi de yoktu. Çünkü ona her şeyimi anlatacaktım işte. Zamanı gelmişti. Her şeyi ortaya sermenin zamanı gelmişti. Kendimi hazır hissetmiyordum. Ama bundan daha da fazla hazır hissetmemin mümkünü olmayacağını biliyordum. Bu doğru bir zamandı. Doğru bir andı.

Bakışlarımı gözlerinden çekip yakınımda olan yüzünde gezdirdim yavaşça. İlk başta alnına ve alnına dökülmüş siyah saçlarına baktım. Ellerim benden izinsiz hareket edip yüzüne geldiğinde izin istercesine gözlerine baktım. İfadesiz bir şekilde bakıyordu yine ama buna rağmen kafasını yavaş bir şekilde aşağı yukarı sallamıştı. Gözlerimi zorla ondan çekip, son anda yakınında durdurduğum elim sabırsızca alnına düşen saçlarına değmişti. Kalp ritimlerim düzensizleşirken yutkunmuştum. Parmaklarımı hareket ettirip alnına dökülmüş olan saçlarını geriye ittirdim yavaşça. Yumuşak saçları parmaklarım arasında kayıp giderken benini ortaya serecek şekilde arkaya atmıştım o yumuşak tutamları. Küçük beninin üzerinde parmaklarımı gezdirirken onunla daha önce de yakınlaştığımızı hatırlamıştım. O sıralar kaygılarımdan ötürü yüzüne dikkat etmemiştim pek ama şuan yüzünü inceleyebiliyordum. Üstelik bir nefeslik bir mesafeden dokunarak..

Parmaklarımı benin üzerinde gezdirdikten sonra sürekli çatık olan düzenli kaşlarının üzerinde getirdim. Şuan da bana dikkatli bir şekilde bakması beni gerse de ağzımı açıp mırıldanarak konuşmuştum.

" Nereden başlasam bilemiyorum. Bir çok şeyi zaten tahmin ediyordun. Ettiğini biliyordum. " derken kaşlarında gezinen parmaklarım şakaklarına kaymıştı. Sert çene hattı boyunca gezinirken parmaklarımın ucunun ısındığını hissetmiştim. Kalp atışlarımın ritmini parmak uçlarımda hissedebilmiştim resmen. Ama o.. Hiç bir tepki vermeden sadece beni izliyordu. Dokunuşlarımdan rahatsız oluyor mu emin değildim ama şuan garip bir şekilde yakınımda ki beyaz tene dokunma istediğim vardı. Ve hastalığım göz önüne alınırsa ona dokunmamdan rahatsız olmaması gerektiğini düşünüyordum.

" Aslında şimdiye kadar söylediklerin doğruydu. Beni anlayabileceğini anlamıştım en başından beri. Ama.. Korkmuştum. Değişen de bir şey olmadı. Hala korkuyorum. Bu korkumun nedeni belki de benden uzaklaşmanı ve iğreneceğini düşünmemden kaynaklanıyor sanırım. Veya belki de her şeyi kendi içimde saklamaya alıştığımdan kaynaklanıyordur. Bilemiyorum ama korkmuştum işte."

Sessizlikle bana bakıyordu ama hala gözlerinin içine bakmayıp parmaklarımı yüzünde gezdiyordum. Çenesinden yanaklarına geçerken dudaklarımı yalamıştım. Ona dokunmak garip hissettiriyordu. Daha önce hiç kimseye böyle dokunma istediğim oluşmamıştı. Hatta bunu düşünmeyip bu düşünceden iğrenmiştim ama şuan.. Ona dokunmak istiyordum. Bu duygunun nasıl olduğunu merak ediyordum. Kalbim hala fazla hızlı atıyordu ama bunu takmayıp ellerimin altında ki yanaklarını okşamıştım yavaşça.

" Ama.. Sen farklısın." derken duraksamıştım kısa bir süreliğine ama devam edip tekrar konuştum. " Farklısın çünkü.. Sessiz çığlıklarımı duymuştun. Görmüştün.. Bu belki psikolog olmandan belki de başka bir şeyden kaynaklanıyordur. Bu konuda emin değilim. Ama zaten ne için de olduğu önemli değil. Sen benim en yakınlarımın yıllarca yapamadığını yapıp anladın. Onlar gözlerimin içine bakarken görebildikleri tek şey ifadesizliğimken daha fazlası olduğunu sen anladın. Sen gördün.." derken elmacık kemiğinin üzerinde ki çizgi şeklinde ki yara izine baktım. Çok eski bir yara izi olduğu belliydi. Parmağımı hafifçe onun üzerinde gezdirip yavaşça çenesine getirmiştim. Dudaklarımı ısırıp dudaklarına baktım. Kalbim hızla atmaya başlarken çenesinde bulunan parmağımı hafifçe yukarı çıkarıp alt dudağının altında durmuştum. Ağzından bir nefes bıraktığında dudakları aralanmıştı ve beyaz dişleri ortaya çıkmıştı. Yutkunup parmaklarımı alt dudağına getirip dokundurdum ilk.. Sonra yavaşça o nemli ve kırmızı olan dudaklarında gezdirdim. Nefesi parmaklarıma çarparken parmaklarımın titrediğini fark etmiştim. Göz kapaklarım da titrerken bakışlarımı gözlerine çıkarabilmiştim sonunda. Gözlerime çok yoğun bir şekilde baktığını görmemle dudağında gezinen parmağım durmuştu. Midemin havalandığını hissediyordum ve kalbimin vücudumun her bir santiminde attığını hissediyordum. Birisine dokunmak böyle mi hissettiriyordu gerçekten? Jiminde neden böyle olmuyordu peki? Nedense gözlerinde ki koyuluktan ve yoğunluktan olduğunu düşünen bir tarafım vardı..

Save Me  | TAEKOOK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin