Save Me | TAEKOOK |

4 kelebek hikayesi..

İyi okumalar..

Nefes nefese şarkıyı sonlandırdığımız da büyülenmiş gibi gözlerinin içine baktım. Gözlerim gözlerinde boğuluyordu. Kalbim nefes alamıyor ve gözlerime eşlik edip boğuluyordu. O çok güzeldi. Hissettirdikleri çok güzeldi. Bu hayatta inanmadığım güzelliklerin hepsini onda görüyordum. Hissediyordum. Hissettiriyordu..

Bana ' benim için fazlasın.' demişti. Ama hayır! Asıl güzellik kavramının kaynağı olan bu büyülü adam kesinlikle benim için daha fazlaydı. Benim iğrenç düşüncelerime, iğrenç bedenime ve berbat anılarıma fazla güzeldi. Ama o tüm bunlara rağmen buradaydı. Benimleydi. Ve sanırım bundan sonra benimdi. Ve bende onun..

Birbirimizindik...

_________

Gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmazken duyduğum fare gibi çıkan çırtlak sesle gözlerimi kırpıştırdım. Sanki farklı bir alemdeymişim ve şimdi uyanmışım gibiydi. Bakışlarımı zorlukla ondan çekerken diğerlerine çevirdim. Herkesin bize hayran dolu bakışlarla izlemesi utancımın vücudumu sarmasına neden olmuştu.

'' Sana ses yapma demiştim geri zekalı. Neredeyse öpüşeceklerdi.'' 

'' Off evet yaa.'' 

Yoongi ve jiminin konuştuğu şeyler utancımı bilmem kaç katına çıkarırken ne yapacağımı bilmez bir şekilde tekrar ona baktığımda bu hallerime gülümsemişti. Belimde ki ellerini yavaşça çektiğinde parmaklarımızı birbirine geçirmişti. Yavaşça yaklaşıp kaşım ve saçlarımın birleşmiş olan kısmına dudaklarını bastırdı. Sonra kulağıma yaklaşıp sessizce konuştu. 

'' Konuşmamız gereken şeyler var. Öpmem gereken güzel dudaklar ve bir kalp var. '' derken kalbim boğazımda atıyordu. Yavaşça benden ayrılıp gözlerime baktı. 

'' Ama şuan sen bu kadar utanırken bunu yapmamalıyım sanırım..'' 

Dudaklarımı ısırdım ve yavaşça başımı salladım. Neden sonra olduğunu biliyordum çünkü tanrı aşkına herkes bize bakıyordu ki onun partisi daha yeni başlıyordu. Ve dediği gibi utanıyordum.

" O halde ilk dans yapıldığına göre eğlenceye geçebiliriz." diye neşeli sesiyle konuştu mark.

" O haldeeee parti başlasın!" deyip kulak tırmalayıcı olan müziğin sesini açmıştı. Bütün müzik evi doldurduğunda herkes birbirine baktı. Ve birden etrafımızda çember oluşturdular. Şaşkınca hepsine bakarken yüzlerinde bir boklar olacağını belli eden bir sırıtış vardı. Korkarak jungkooka baktığımda gözlerini kısmış bir şekilde yoongiye baktığını gördüm.

" Sakın düşündüğüm şeyi yapacağını söyleme."

Ne? Neyden bahsediyordu bu böyle? Bakışlarım ellerinde ki hareketlilikle oraya kaydığında gördüğüm şeyle gözlerim büyümüştü. Her tek tek arkalarında sakladıkları su balonlarını çıkardıklarında kaşlarımı çattım.

" Hani bunu tek jungkooka yapacaktık." diye sertçe söylediğimde bana dikilen bir çift gözle dudaklarımı ısırdım.

A-ovv..

" Demek sende katılacaktın buna? "

" Hayır öyle değil. Beni buna zorlayan yoongiydi-"

" O da anında kabul etti." derken düşman bakışlarımı ona kısaca gönderip hemen jungkooka döndüm.

" Bak ciddiyim-"

Birden yüzüme gelen su balonuyla şok olmuş bir şekilde donmuştum. Hemen ardından diğerleri de gelmeye devam ederken gözlerimi ve açık kalan ağzımı kapadım.