Euphoria | Kalopsia

106K 6.2K 38.3K
                                    

Görüntülerle desteklemeye çalıştığım özel bir kısım -en azından kendimce.- var. Umarım abartmamışımdır ve umarım Taehyung ve Jungkook en iyi şekilde kafanızda belirir. 🖤

Ve şuan saat gecenin bilmem kaçı. Hatalarım varsa mazur görün lütfen. Yarın kontrol edeceğim. Ve yorumlara cevap veremiyorum. Çok sinirliyim. Ama siz yine de eksik etmeyin o güzel yorumlarınızı lütfen. Her neyse umarım beğenirsiniz aşklarımmm 💜

İyi okumalar..

25 gün sonra~

" Sabah olduuuu! Uyaaaan! Uyan! Uyan! Uyan!"

Sabah sabah Jimin'in aptal sesiyle gözlerimi araladığımda yatakta zıpladığını görmüştüm. Eşşek kadar herifti ama hala çocuk gibiydi.

Hala zıplayıp başımın yastıktan ayrılıp tekrar yastığa çarpmasına neden olurken derin bir nefes alıp verdim.

" Kes şunu ve defol git başımdan!"

" Bana ne! Uyannn!" Diye hala başımı aşık olduğum yastıktan ayırıp ayırıp geri düşmesini sağladığında aniden kalkıp ayağına çelme taktım. Saniyesinde yatağa yağıldığında yerimden doğrulup yorganı ona dolamaya başladım.

" Yahh! Taehyung! Tamam söz bir daha yapmayacağım." Derken onu resmen rulo haline getirdim.

Üstüne çıkıp oturduğumda nefeslenerek ona baktım.

" Neden şerefsizlik yapıyorsun sevgili ağzına tükürdüğümün Park Jimin'i?!"

" Yaa Tae kalk üstümden. Boğulacağım şimdi." Derken kalkmayıp ona baktım sinirle. Sabah sabah bana yaşattığı aksiyona inanamıyordum. İnsan gibi uyandırsaydı ne vardı yani?

" İyisin iyi. Az önce zıplamalar falan. Yoongi seni yeterince zıplatamıyor herhalde?"

Söylediğimde şeyle şok olmuş bir şekilde bana baktığında bende bir an söylediğim şeyle kaşlarımı çattım.

" Yah! Sen-.. ah Tanrım inanamıyorum! Resmen dilin açılmış senin bu aralar. Ayrıca.." deyip uzattığında sinirle kaşlarını çattı. " Zıplatan kişi benim!"

Söylediği şeyle tek kaşımı kaldırdım. " Şu çocuklukla mı?"

" Tae bak ağzını yüzünü dağıtcam ha! Sadece sana karşı böyle olduğumu iyi biliyorsun!" Diye minnoş bir kedinin öfkelenmesi gibi beni tırmıklarken dayanamayıp güldüm ve üstünden kalktım.

" Sabah sabah bana öyle olma. Yoksa bir gün ben ağzını yüzünü dağıtcam."

" Bak bak şu hallere de bak. Doktorun sana cesaret hapı falan veriyor galiba." Derken banyoya doğru ilerleyen adımlarım duraksayacak gibi oldu ama kaşlarımı çatıp yavaşça adımlayıp içeri girdim. Kaç gündür ona olanları anlatmak istemiştim ama ya o bir türlü müsait olmuyordu ya da ben. Ve muhtemelen birazdan tekrardan şirkete girecekti ama kesinlikle izinli olduğu bu hafta sonu, yani yarın anlatacaktım.

Derin bir nefes bırakıp tuvalet ihtiyacımı halledip ellerimi ve yüzümü yıkadım. Havluyu alıp yüzümü yıkayarak dişlerimi de fırçaladıktan sonra aynadan kendime baktım. Bakışlarım boynuma kaydığında yana doğru çizgi şeklindeki kahverengiliklerin, dikişleri ilk aldırdığım güne göre daha iyi durduğunu fark etmiştim.

Hatırlıyorum da yara izini ilk gördüğüm anda neredeyse ağlayacaktım. Çünkü resmen boğazıma bir kılıç dayanmış gibi duruyordu. Neyse ki Jungkook beni bu aptalsı düşüncelerimden sıyırıp daha sonra istersem yara izini geçirmek için plastik cerrahın bu işi halledeceğini söylemişti. Biraz daha rahatlamıştım ama her gün görmek sinir bozucuydu.

Save Me  | TAEKOOK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin