|Kibrit çöplerinden yapılmış sığınak|

142K 7.1K 84.1K
                                    

İyi okumalar..

_____________

Aynaya daha da yakınlaşıp başımı kaldırdığımda boynumda ki morluklarla nefesim kesilmişti. Ahh siktir! Şimdi diğerleri yanlış anlayacaktı. Lanet! Hala şaşkınlıkla boynuma bakarken kapatılan kapıyla yerimden sıçramıştım. Arkamı dönüp baktığımda bunun jungkook olduğunu gördüm.

Zaten beyaz olan yüzünün rengi hepten atmıştı ve çok korkutucu duruyordu. Sinirliydi. O kadar sinirliydi ki alnında ki damar ortaya çıkmıştı. Tam ona ne olduğunu soracakken bakışlarım ellerine kaydığında duraksamıştım. Kaşlarım çatılırken gözlerimi kısıp dikkatle baktım.

Bu da neydi böyle?

___________

Siyahımsı bir şey parmaklarına ve ellerine bulaşmıştı. Kollarının bir kaç yerine de sıçramıştı hatta. Ellerini birbirine sürtüp geçirmeye çalışıyordu ama bu konuda başarısız olduğu çok belliydi.

'' Nereden geliyorsun böyle?'' diye normal bir şekilde sorduğumda ellerinde ki bakışlarım yüzüne kaymıştı. O da bana baktı kısaca. Kaşları oldukça çatıktı ve sinirliydi de. Hatta fazlasıyla sinirliydi. Nefesleri burnundan alıp verirken ellerine bulaşmış olan siyah şeyi hala silmeye çalışıyordu.

'' İşim vardı.''

'' Ne işi? Ve ellerine bulaşan şey de ne öyle?'' derken yanına yaklaşmış ve ellerini tutmuştum. Ama gelen kokudan bunun arabanın yağı olduğunu anlamam çokta uzun sürmemişti. Ellerimin arasında ki ellerini hızla çektiğinde ona baktım.

'' Seni ilgilendirmez.'' Sert sözlerini söyleyip bir hışımla arkasına dönüp banyoya girmişti. Şaşkınlıkla arkasından bakarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ama hiç bir halt anlamamıştım.

Ben banyodayken dışarı çıkmış ve geldiğinde ise sinirliydi. Acaba birisiyle mi görüşmüştü? Ya da birisi mi aramıştı? Kesinlikle böyle olmalıydı. Yoksa başka onu ne sinir edebilirdi ki?

Derin bir nefes bırakıp onun sürekli olarak değişen ruh hallerini düşünmeyi kesmiştim. Kafamı iki yana salarken bakışlarımı oradan çekip geçip yatağa oturdum. Saçlarımı kurulamaya devam ettim.

Yaklaşık bir on beş dakikanın sonun jungkook belinde bir havluyla çıktığında hızla gözlerimi ondan çektim. Ne diye böyle çıkıyordu ki her zaman? Kıyafetlerini yanına alamıyor muydu? Off..

Yanımda duran kıyafetlerini almak için dibime kadar geldiğinde bunu bilerek mi yaptığını çok merak ediyordum. Çünkü kokusu çok daha yoğundu ve çok net bir şekilde algılıyordum.

Yanımda duran kıyafetleri alıp benden uzaklaştığında derin bir nefes bıraktım.

Bir beş dakikanın ardından tereddüt dolu bakışlarımı ona çevirdiğimde ağzım açık kalmıştı. Tanrım.. Keşke giyinmeseymiş..

Giydiği yırtık kot pantolon kaslı bacaklarını ortaya sererken üzerinde ki beyaz hafif uzun tişört nefesimi kesmişti. Bir insana beyaz rengi bu kadar yakışabilir miydi? Tabi pek sevgili erkek arkadaşım bir insandan sayılıyorsa.. Bakışlarım onu arsızca süzdüğünde -ki bu ilk defa oluyor.- dikkatimi çeken bir diğer şey ise dövmeleri olmuştu. Tarzıyla o kadar uyum sağlamıştı ki hayranlıkla ona bakıyordum..

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Save Me  | TAEKOOK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin