2.BÖLÜM ''HER ŞARKI BİZİM OLSUN.''

203 32 28
                                    

Selam, arkadaşlar. Hikaye hakkında söylemek istediğim bir şey var. Bu hikayede şarkılar benim için çok önemli. Karakterimizin mesleği gereği her bölümde illaki şarkılar olacak ama radyo yayını dışında da benim eklediklerim olacak. Bölümleri okurken hepsini dinlemenizi rica ediyorum. Böylece sahneler daha anlamlı, okumak da eğlenceli olacaktır. Şimdiden teşekkürler.

Keyifli okumalar.

''Yağmur, çık şu yataktan saçmalama.'' 

''Yağmur!'' 

''Benden günah gitti.''

 Ben kaç gündür şu yataktaysam, Hale de bir o kadar başımdaki gardiyandı. Ya sevdiğim yemekleri yaparak tehdit etti, ya da sevdiğim giysileri parçalamakla. Bugünkü daha basit kalıyordu onların yanında. Belki de artık pes etmişti. 

Sabreden derviş olacaktım sonunda diyemeden kafamdan aşağı kocaman soğuk bir bardak suyu yiyince tabii ki kalktım. 

''Arkadaş nedir, tanımı sensin, biliyorsun, değil mi?'' Elimi, yüzümü ve bilumum ıslanan yerlerimi çarşafa silerek tüm kötü bakışlarımı Hale'ye attım. 

"Bu bakışlarını Serdar Abi'ye de atmak ister misin? Çünkü en son seni eline geçirirse öldüreceğini söyledi.'' 

''Gitmeyeceğim diyorum bir daha radyoya. Gidemem ki, sen de biliyorsun.'' Ben sana demiştim bakışlarını atarak yanıma gelip oturdu.

 ''Çok eğleniyordun değil mi, küçük hanım. N'oldu, Külkedisi'nin arabası balkabağına dönüştü, masal sona erdi. Bir haftadır yataktan çıkamadın.'' 

Burak yayına bağlandığında günün ikinci şokunu da yaşamış, bayılmıştım. Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Hale bir yandan, babamlar bir yandan ne olduğunu tartışıyorlardı. Kendime geldiğimi görünce de başıma üşüşmüşlerdi. 

''Ah canım kızım. İyi misin?'' 

''Korkuttun bizi deli kız.'' 

''Ben hala MR çektirelim diyorum. Bakın, şaşı bakıyor.''

 Kafamda zonklayan bir ağrı vardı. Gözümü açtığım gibi geri kapamak istemiştim ama odadaki kalabalıktan anlaşılan herkes burada ve telaş içindeydi. Güya iyiliğimi düşünüyorlardı ama bir saniye izin verseler kendime gelecektim zaten. Mecburen durumu toparlamak, hasta yatağındaki ben olsam da bana kalmıştı. 

"Hey, hey,hey iyiyim ben. Sakin olun bakalım. Hale, bak sen tansiyonuma, eve gönder beni. Sıkılırım ben hastanelerde.'' 

Küçük, zeki kız kardeşim önüme geçmiş, parmaklarıyla 'iki' yapmış, kaç olduğunu soruyordu. Güya çok zekiydi. 

Ben "Sekiz." diye cevap verince herkes bir oh çekti. "Ay, tamam tamam. Hiçbir şeyi yok bu delinin." 

Ailemin müthiş yöntemi ile iyi olduğuma karar verilince Hale çıkış işlemlerini hızlandırdık.

Babam ısrar etse de kendi evime geldim ve o günden beri de evde çıkmadım. Telefonu sessize aldım, içim geçmeye başlayınca yemek yedim, mesanemin patlamasına bir saniye kala tuvalete yetiştim. Sürekli uyudum ve duş bile almadım. 

İstemedim çünkü rezil bir halde hissediyordum kendimi. 

Kocaman oldum ama bir anda verilen bir kararla bir adamı kandırdım ben ve bildiğiniz gibi bunu bile beceremedim. Herkesin ortasında önce bildiğini söyleyerek küçük düşürdü beni, sonrada yayınımı sabote etti, bense tek kelime etmeden bayıldım. Normalde intikam çanlarını çalmam gerekirdi ama o kadar aciz bir haldeydim ki. Radyoya gidip insanlara ne diyeceğimi bile bilmiyordum.

HAYAL RADYOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin