5. BÖLÜM:"OLMAZ OLMAZ DEME HİÇ"

165 32 5
                                    

Herkese iyi bayramlar arkadaşlar! Sevdiklerinizle çok güzel bir bayram geçirmesinizi umarım. Bayramda vakit bulup buraya uğrarsanız diye şöyle bir yeni bölüm bırakıyorum.

Keyifli okumalar!

Tam uykunuzun can alıcı noktası vardır ya, hani o an sizi uyandıran sevgiliniz olsa bile boğazına yapışacaksınızdır. Sanki o an kalkmasanız tüm yorgunluğunuz silinecekmiş gibi olan. Böyle tüm kaslarınız gevşemiş, doğru pozisyonu bulmuşsunuz, sessizlik itina ile sağlanmış derken fonda bir ses.

TAK! TAK! TAK!

VE ZİL...

Oldu mu bu şimdi? Kalkmıyorum arkadaşım. Burası radyo, bakkal değil, fırın değil.

Yastığımı kaldırdığım gibi kafama bastırdım. Seste kesildi, ne güzel! Şöyle üç saat daya uyus...

ZİL!! YİNE!!

"O eli çekme zilden e mi, çekme, bok var çünkü." Muhtemelen cinnet geçirdim der suçu örtbas ederdim ben. Hazırlanın arkadaşlar, birazdan katil olacağım. Kafamda uyku bandı, üstümde güzelim pijamam, bir hışımla indim merdivenleri

"Geldim be geldim, patlama. 

Sanki elini zile monte ettiler yahu, çekmiyor elini.

"Evet, buyur. Ne vardı?" 

Kapıda üstündeki her şey deri olan uzun saçlı bön bön bakan bir çocuk vardı. 

"Yağmur sen misin?"

"Hayır, değilim. Hoşçakal." diyerek kapıyı kapattım. Ben beni görsem 'Aa, Yağmur sen misin?' diye sorardım yani. Bunda bir farklılık yok ki. Bir de tavra bak, sanki yüz beş yıllık arkadaşız.

Tam merdivene yöneldim, elini tekrar zile yapıştırdı motorcu. 

"Allahım, sen görüyorsun, ben elimden geleni yatım. O kaşındı." 

Gittim ve ikinci kez kapıyı açtım ve bingo! Yine o bön bön bakan çocuk.

"Yine ne vardı?" 

"Eğer ben değilim derse kesin Yağmur odur demişti amcam. Memnun oldum güzelim. Yalnız bir daha kapıyı suratıma kapatmazsan sevinirim."

Herhalde Rusça konuşsa daha çok anlardım. Bir, amcan kim senin? İki, güzelim mi dedi o cidden? Üç, kapatırsam ne olacakmış acaba?

Ellerini birkaç kez gözümün önünde salladı. "Hey, ölme sakin."

Daha şok olmayı ölmek sanan bir insan var karşımda, Rabbim, sorgulamak değil ama sabah sabah bu neyin sınavı?

Kendime gelince konuşmaya başladım. "Şimdi bak motorcu çocuk, baştan alalım.Ne istiyorsun?"

Yüzüne yamuk bir gülüş oturdu. Elindeki kaskla oynayarak "On bir haneli telefon numaranı." dedi.

Gayet sakin bir şekilde kapının arkasında duran portmantodan bir kalem ve kağıt aldım. Numara yazıp eline tutuşturdum. 

"Amma kolay oldu." 

Bir süre elindeki kağıda baktı, sonra kaşları çatıldı. Ben, o bütün tepkilerini verirken orada öylece dikilip ona baktım. Anlaması gerçekten bu kadar uzun mu sürdü? İnanılmaz!

"Dalga mı geçiyorsun kızım sen benimle?" 

Elindeki kağıtta acil telefon numaraları yazıyordu sırasıyla. Bence cevap basitti. Hiç tavrımı bozmadım ve "Evet." dedim.

"Allahım, sen sabır ver, elimden bir kaza çıkacak."

"Sapık olan sensin, bir de dua mı ediyorsun? Bak, polisi arayacağım ama hadi git şuradan." 

HAYAL RADYOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin