15.BÖLÜM ''BİR PAKET KAHVE, BİR NOT, BİRÇOK SEN...''

110 21 22
                                    

Şimdi ben bir sandalye üstünde cılız bir mum ışığından yayılan umutla oturuyorum. Işık git gide zayıflıyor ama benim umudum onunla inatlaşırcasına artarak devam ediyor. Dinliyor beni diyor iç sesim, hala seni dinliyor. Vazgeçen insan bırakır her şeyi. Dönüp arkasına bile bakmaz. İşte bu yüzden artık duramam. Duramam çünkü devam etmeye fazlasıyla ihtiyacım var. 

ZEKİ MÜREN - ELBET BİR GÜN BULUŞACAĞIZ

Elbet bir gün buluşacağız

Bu böyle yarım kalmayacak

İkimizin saçları ak

Öyle durup bakışacağız

Belki bir deniz kenarında

El ele maziyi konuşacağız

Benim içimde yanar ateş

Sevgilim ne zaman buluşacağız

Elimdeki nota bir kez daha bakıp ayağa kalktım. Öğrenmem gereken bir şey daha vardı. Mutfak tarafına kadar girip Rüya'yı aradım ve buldum. 

"Rüya sana bir şey sormam gerekiyor." Bir anda telaşlı bir hale büründü, hatta yanımdan geçip gitmek istedi ama buna engel oldum. 

"Notu kimin yazdığını biliyorum, merak etme. Sadece buraya gelip kendi mi söyledi, onu öğrenmek istiyorum." 

Nasıl bir tembih aldıysa konuşmamakta direniyordu. "Aramızda kalacağına yemin ederim Rüya, lütfen." Buraya hep gider gelir, haliyle de Rüya'yı tanırdım. Çok sıkı fıkı olmasak da sohbetimiz hep vardı. Şu an bana inanması gerekiyordu. 

"Söylememem gerektiğini söyledi o bana Yağmur." 

"Tamam ama o kadar da önemli bir konu değil bu. Benimkisi sadece bir merak." 

Hala tereddütteydi. "Peki, şöyle yapalım. Bana söylememen gerektiğini telefonda mı söyledi, yüzüne mi?" 

"Gel benimle." Mutfağın iç tarafına ilerlerken onun sözüyle beraber ben de peşine takılmıştım. 

Ocağın hemen yanında bir kutu vardı. "Ben sözümden dönemem Yağmur ama bu kadarını senin için yapabilirim." dedi. 

Paketi açtığında ortalığa muazzam bir kahve kokusu yayıldı. Tam olarak ne demek istediğini anlamıyordum. Evet, ben bu kahveyi çok severdim, hatta az önce yudumladığımda buydu ama nereye varacaktı konu? 

"Rüya şu an aklım daha da karıştı. Hiçbir şey anlamıyorum." 

Benim sözlerimden sonra ilerideki bir dolabı açtı ve oradan bir paket indirdi. "Bizim burada kullandığımız kahve bu," dedi paketi işaret ederek. "Anlıyor musun, sadece bu. O kahve buraya ait değil." 

Yüzüme yayılan gülümsemeye engel olmadım. Teşekkür etmek için Rüya'ya sarıldım. "Ben cevabımı aldım, teşekkür ederim."  dedim. Tezgahtaki paketi de alıp benim için ayrılan masaya döndüm. 

Demek ki buraya kadar gelmişti. Burak Taylan beni dinlemekle kalmamış, en sevdiğim kahveyi alıp gecenin bir yarısı yollara düşmüştü. Nota tekrar baksam da içimdeki çiçekleri solduramazdım. Çünkü sözleri git dese de kalbi demiyordu. O kalp hala en sevdiğim kahveyi biliyordu.

HAYAL RADYOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin