24. BÖLÜM "YILDIZLAR BELKİ DE GÖZYAŞIDIR."

23 4 0
                                    

"İnanamazsınız arkadaşlar, partide olanlara inanamazsınız. Hala etkisindeyim ve mutluyum. Nerede kalmıştık? Ah, evet dışarı çıktığımız kısımda. Aslında burası biraz özel, sizden saklayacak değilim ama ortamın heyecanını ayakta tutmak için bir kahve hazırlama molası vereceğim. Sizde tahminler yürütün bakalım, hemen geliyorum."

ŞARKI : EBRU YAŞAR - SENİ ANAN BENİM İÇİN DOĞURMUŞ

Kulaklıklarımı çıkarıp masaya bıraktım ve bir derin nefes aldım. Burak'ın mesajından sonra ne dün gece uyuyabilmiştim ne de kendime gelebilmiştim. Aramızdaki şeyin adını koyamıyordum ama çok seviyordum. Bulutların üstünde yürüyerek bugünse radyoya gelip gelişmeleri millete aktarmam gerekiyordu.

Onlar olmasa hiçbir zaman cesaret edip de Burak'ı eklemezdim sanırım. Şimdiyse konu nerelere geldi. Yüzümdeki aptal sırıtışın farkındaydım ama geçmiyordu. Avazım çıktığı kadar mutluyum diye bağırmak istiyordum. Hatta şu kadar söyleyeyim yarın olsun da spora gideyim diye beklemekteyim, bu da bence mutluluk seviyemi kanıtlıyor.

Milleti daha fazla bekletmemek ve kahvemi hazırlamak için odadan çıktım.


Aşkın ateşine dağlar dayanmaz
Aşkı bilmeyenler gönülden yanmaz

Aşk bir hastalıktır tabip anlamaz
Aşka yardan başka, yardan başka

Bana senden başka çare bulunmaz

"Delisin kızım sen! Bak, bu saatte sırf senin hikayen için bekliyorum. Ne olur patronuna daha erken anlatsan? Hem yaşlandım ben, kalbim heyecana dayanamıyor. Ne oldu dışarıda?" Kapıdan çıkınca diğer odada merakla beni dinleyen Serdar Abi'yi görünce şöyle güzel bir seranatla yanına gittim. İki üç de kıvırdım tabii. Tam boynuna sarıldığım zaman yine bendeki sonsuz kredisinden bir miktar kullanmak istemişti.

"Ama sen bu güzel, tonton göbeğini kullanıp diğer dinleyenlere haksızlık ediyorsun. Şimdi sana anlatırsam ayıp olmaz mı?" Bir yandan yüzümdeki koca sırıtmayla ona bakıyor, bir yandan da göbeğini seviyordum.

"O zaman son kozumu oynuyorum Yağmur, bir daha göbeğime dokundurtmam. Polise şikayet ederim seni. Bu fiziksel bir taciz değil de ne, sen söyle! Hukuk okumuyor musun sen hem?"

Bel altı vuruşlarda en iyi oyuncu puanı yazıklar olsun ki Serdar Işık'a gidiyor.

Elimi göbeğinden bir hızla çektim, gözlerimi hafifçe kıstım. Bu son şansımdı.

"Bu güzeller güzeli kızın kalbini büyük kırdın patron. Paramı vermesen bu kadar üzülmezdim. Ama inadım inat. Ellemem göbeğini olur, biter. Meraktan çatlar belki hem de tüm tatlılığı gider."

Sonda da bir 'Hıh!' hareketiyle odadan çıkıyordum ki, "Elini tuttu mu bari onu söyle, ben de günde bir kez göbeğimi sevmene izin vereyim." diyerek makul bir teklifle bana gelmişti. Hemen gözlerimi büyüterek tekrar yanına gittim.

"Bana bağımlı oldun sen, artık benden vazgeçemezsin." dedim ve yanağından bir kocaman öptüm. Sonra bardağımı alıp tekrar çıktım odadan. Yüzündeki ifadeyi tahmin edebiliyordum. Bir iki saniye bekleyip odanın kapısını hafif açtım. "Dışarıda Burak'a şarkı söyledim ben." dedim. Böyle aşırı önemli bir sır veriyormuşum gibi sesimi de kısmıştım.

Yüzündeki şaşkınlığı da mutluluk sebeplerime ekleyerek bir koşu mutfağa indim. Dilimde hala 'Seni anan benim için doğurmuş Burak!' nidalarıyla kahvemi yapıp odama döndüm. Şöyle bir mesaj kutusuna baktım. Sanırım biraz daha yayına başlamazsam burayı polisler basacaktı.

HAYAL RADYOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin