22. BÖLÜM "EYLEMLER Mİ, SÖZLER Mİ?"

34 5 1
                                    

Sabah uyandığımda bir süre yataktan çıkmadım. Kendime göre erken bile kalkmıştım. Şaşırmamak elde değil, biliyorum ama hem can acısı hem şaşkınlık insana uyku uyutmuyordu demek. Hayır, daha çok can derdimle uğraşmam gerekirken Mete Bey sağ olsun, onun şaşkınlığıyla ilgileniyordum. Burak'ın deyimiyle 'Yeni oyuncağım eski oyuncağıma karşı. Savaş başlasın.'.

Burak, Mete'yi görünce ne yapacaktı ? Daha kötüsü Mete orada ne yapacaktı? Bu iki soruyla dönüp durdum ve çıkar yol bulamadım maalesef. '

'Yağmur uyandın mı?''

Kapımın tıklatılmasıyle kendime geldim. ''Gel Hale gel.''

Kapıyı hafifçe açarak içeri süzüldü canım arkadaşım. ''Merak ettim seni de, bir bakayım dedim. Dışarı çıkacaktım bir kaç işim var, bir şey ister misin?''

Alın size bir soru daha: Hale'nin benden başka ne işi vardı?

Pis pis suratına baktım önce kendi anlasın ve cevap versin diye ancak herhangi bir tepki alamadım. ''Hale?'' Bakışlar... Olmadı. Sözlü uyarı... Yanıtsız. '

'Hale Duru, senin işe gitmene daha varken ben evdeyken daha fenası Mete bu ev sınırları içerisindeyken sen nereye gidiyorsun?''

Durumdan baya eğlenmiş olacak ki gülerek yatağımın kenarına oturdu. ''Ne yani, benim senden başka işim yok mu sanıyorsun?''

İşte cevabını bildiğim bir soru...

Yatakta doğrularak oturdum, kollarımı birbirine bağladım ve ''Olamaz, olmayacak. İzin vermiyorum.'' dedim.

Haklıydım gayet de. En yakın arkadaşlar ikinci bir emre kadar evde kimseyi uzun saçlı insanlarla bırakmamalıdır, NOKTA.

''Belki benim de sana bir sürprizim vardır Yağmur Hanım, olamaz mı?''

Şimdi gülme sırası bendeydi işte. ''Tabii canım, üşenme de sen de git spor salonuna kayıt ol nedir ki?'' dedim. Dedim demesine de tek ben gülüyordum şu an. Hale neden gülmüyordu?

Bir iki saniye daha yüzüne baktım ancak Hale gerçekten gülmüyor ve sadece bana bakıyordu. ''Biliyorsun Yağmur, ben sevdim spor yapmasını. Ayrıca bu deliyi Burak'la yalnız bırakmayacağız herhalde, değil mi? Senin gitmen aşırı abes. E, benimki de mükemmel bir fikir değil ama senin gitmene oranla iyi. Cemal Süreya şiirini gerçek yapmak emek istiyor, sen de biliyorsun bunu. O adam bize gelmezse biz o adama gideriz Yağmur Arslan.''

Hale o kadar kendinden emin konuşuyordu ki o an anladım. Mete'den sonra bir şekilde uyumaya karar vermiştik ama Hale uyumadan her zaman ki gibi planını yapmıştı bile. Daha neler düşünmüştü kim bilir. Hepsi yavaş yavaş ortaya çıkacaktı demek. Yine de kendi rolümü oynamam bir ihtimal dahi olsa da onu vazgeçirmem gerekiyordu.

"Hale biz seninle bunu yaptık, belki ordaki arkadaşları da konuyu biliyordur. Mete neyse ama senin oraya gitmen bilemiyorum. Hem Mete işte, biliyorsun, takmaz tanımazlar da ama sen.. Sen gitme. Benim için bile olsa."

"Bir sabah uyanıp da bu kadar güzel kadınlar tarafından adımın bu kadar sık anıldığını daha önce hiç duymamıştım, teşekkürler kızlar, beni özlediniz galiba."

Saçları birbirine karışmış sol eliyle gözünü ovalayan ama suratındaki gülümseme sabit bir adet Mete de kapımda belirmişti.

"Sadece bu çocuğu daha sık görmek isteyip istemememe karar veremiyorum Yağmur yoksa benim kararım kesin."

Grubumuza katıldığı için artık daha da sınırsız olan Mete yatağıma gelip çöktü, bir güzel de uzandı, rahatına uyunca da ikimiz arasında gözlerini gezdirdi durdu. "Biri bana ne olduğunu açıklayacak mı acaba?"

HAYAL RADYOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin