21.BÖLÜM "EN SEVDİĞİM DELİLİĞİM SENSİN."

47 5 3
                                    


"Allah'tan bir şey yapma dedim Yağmur? Ne demek partiye gidiyoruz, gelmiyorum ben hiçbir yere!"

Bu Hale'ye nasıl yaranacağımı şaşırmıştım doğrusu. Hiçbir alavere dalavere çevirmeden sorunsuzca adını öğrenmiştim, bir de partisine gidelim çocuğun diyordum, üstelik Burak götürecek bizi diyordum, daha ne? ''Hale hani savaş boyaların senin, ne oldu onlara? Bir tek konu Burak olunca mı yüzünde beliriyor onlar? Bu sefer de ana kraliçe sensin. Hem sanki çocuğa git açıl dedik, git kendini göster sadece.''

Hale bu gözlerle beni diri diri gömeceğini anlatmak istiyordu herhalde. ''Burak için değil, senin için sürdüm ben o boyaları, sen mutlu ol diye.'' Sonra da dönüp gitti odasına. Yaptığı yemeği de öylece bıraktı gitti.

''Kaan!'' dedim ben de arkasından bağırarak. Güzelim sofra yahu; ziyan mı edilirdi, nasılsa geçecekti siniri. Hepsini geçtim benimle Burak için gelecekti, biliyordum.

Tam masaya yemeğimi almış oturacakken mutfak kapısında Hale belirdi. Elinde siyah bir elbise tutuyordu. ''Sence çok mu abartılı olur?'' Yüzüme bakmadan sormuştu bunu. O kadar şirin gözüküyordu ki. Tabii istemem yan cebime koy tavrını da görmezden gelemezdim.

Ne olduğunu anlamamış gibi yüzüne dümdüz bakarak tekrar yemeğimle ilgilenmeye koyuldum. ''Hale saçmalama sen hastanede çalışıyorsun, tabii abartı bu. Sağlık Bakanlığı ne ara bu kadar rahatladı, üniforman yok mu senin?''

''Yağmur!''

Omzumu silkip çatal almaya koyuldum. ''İyi be, kovarlarsa seni ben bakarım sana. Giy bir günlük bunu, hevesini al. Hem şöyle düşün; acilde herkeste bir can derdi var, kim fark edecek üstündeki elbiseyi?''

Artık kendimi tutamayıp gülmeye başlamıştım. ''Çok pisliksin Yağmur. Kıvrandırma, söyle hadi. Parti için abartı mı bu elbise? Sence başka bir şey mi giymeliyim?''

Hale ile uğraşma kotamı doldurmuştum, abartırsam gerçekten vazgeçerdi ve bu da benim isteyeceğim en son şeydi. Yemeğim dahi olsa elimdeki, bırakıp canım arkadaşıma döndüm. ''Vallahi bence güzel, şık bir elbise. Hem ağır hem seksi. Hani böyle tam seni seviyorum ama söyleyemiyorum elbisesi. Sence bunu ben mi giysem?''

Göz kırparak yanına gittim, elimi boynuna geçirdim. ''Sen her halinle güzelsin canım benim. Ayrıca yarına senin üstünde kız gelmeyecek oraya bak, gör. Ben, senin müthiş arkadaşın, ne yapar eder o çocuğu seninle konuştururum. Biliyorsun.''

''İşte benim de tek korkum bu, maalesef.'' Bu kıza da asla yaranamıyordum.

''Hadi gel, bana da elbise seçelim ve sana hayatımda geçirdiğim en güzel dersi anlatayım.''

Kolumun altında Hale ile odama geçtik. Huzurlu bir gün böyle olurdu bence. Yarının da böyle olmasını umut ediyordum. Lütfen Allahım, lütfen güzel olsun.

ŞARKI : SERTAB ERENER – ATEŞLE BARUT

Güzel bir güne uyanmıştım. Uykuyu çok sevsem de bazen uyanmak da mutlu etmiyor değildi hani. Saate bakınca daha Hale'nin gelmesine uzun bir süre olduğunu gördüm, bu Burak'ın gelmesine daha da çok var demek oluyordu.

İşte güzel bir güne kötü başlangıç. Sevgili akrep ve yelkovan azıcık hızlı arkadaşlar, böyle olmuyor. Move on, move on, move on! 

 Move on, move on, move on! 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
HAYAL RADYOSUWhere stories live. Discover now