0.3

1.4K 150 110
                                    

Kyungsoo'nun üst düzey egolu ve bencil karakterini yazmak ne zormuş yahu 😹

•••

Telefonum beşinci kez çaldı.

Ve ben ilkinde de olduğu gibi cevaplamamakta karar kıldım. Asansörün kapısı ağır ağır aralanırken, aynada son kez görüşünüme baktım. Ardından duruma aldırmadan, salına salına yürüdüm. Kimin umrundaydı ki? Kimseyi oturup bekleyecek halim yoktu. Elimdeki anahtarı köşede bulunan üç arabamdan siyah olanı seçerek, ona doğrulttum. Ve o an sesi kesilen telefonum, saniyeler sonra yeniden çalmaya başladı. Ağzımda dolanan saçma sapan bir melodi ile arabaya binerek, düğmeye bastım ve çalıştırdım. Geçen sefer taktığım cd'deki herhangi bir şarkı çalmaya başladığında, vitesi geriye attım ve kapalı otoparktan çıktım.

Ekranda beliren arama yeniden kulaklarımı rahatsız edecek bir hal aldığında, cevapladım.

''10 dakikaya oradayım,'' dedim karşıdakinin konuşmasına müsaade etmeden önce kesin bir ses tonuyla. ''Eğer beni bir daha ararsan, suçu senin üzerine atarım.''

Tabii beni her kim sorgulamaya kalkışabilecekse...

Nezaket kurallarına bağlılığımla bilinirdim. Lakin bunu başkalarına yapamayacak kadar bencil bir insandım.Bu yüzden hattın diğer ucundaki kişinin yüzüne telefonu kapatmakta hiçbir mani görmedim. İnkar etmiyordum. Saygıya değer verirdim, ama başkalarına saygı gösterip göstermediğimden pek emin değildim. Hakkımın yenmesine dayanamaz ve patlardım. Fakat bunun yanında aynı hassasiyeti başkalarına gösterdiğim de biraz muammaydı. Biliyordum. Şu zamana kadar önüme yüzlerce suçlu, hakkı yenmiş bir sürü şahıs ve daha binlercesi gelmişti. Çoğu kez masumiyetini fark ettiğim insanlara hakkıyla yardım etmiş olsam da; çıkarlarım adına, yanlış yapmış insanları da haklamıştım. Ben böyle biriydim.

Biraz aşağılık, biraz saygısız, çokça bencil ama bunun yanında yediği bokları yüzsüzce bir bir söyleyebilen; yüzde kırklık bir pay ile dürüst bir insan.

Büyük ihtimalle, diplomam ortadan kaldırılmadan öncesine kadar; Kore'nin en ünlü ve en çok kazanan avukatı olmam bu yüzdendi. Toplum, dürüst insanları sevmiyordu. Kötülüklerini kapatacak, suçlarının üstüne beyaz perde örtecek, tıpkı onlar gibi kirli insanlara ihtiyaçları vardı. Sanırım, bu da bendim. Kendini çıkmazda görerek, elleri titreyerek gelen suçlular; onların tek kurtarıcısıymışım gibi önüme milyon dolarları seriyorlardı. Ben ise onları kabul ediyordum. Davadan sonra kazanacağım şöhret ve elime geçecek milyonlar; gururumdan önce geliyor olmalıydı. Yaptığım haksızlıklar, iyi insanlara karşı yaptığım günahlar... Hepsi biraz daha iyi yaşayabilmek adınaydı. Daha ne kadar iyi yaşayabileceksem tabii...

Hayallerin on sene önce bu kadar gaddar değildi, Kyungsoo. Sahiden, neden böyle yaşıyorsun? Ve gerçekten, çok iyi yaşayabildiğini düşünüyor musun? Hiç sanmıyorum.

Doğru. On sene önce, kendimden başka herkesi düşünecek kadar iyi yürekli bir insanken; şimdi böyle olmam akıllara mantığa sığmıyordu, değil mi? Diğerinin cevabı ise basitti. Ben buydum. Ve böyle mutluydum. Yaptığım kötülüklerle kendimi yüksekte görecek kadar mutlu. Her gün, günümü gün edebilecek, istediğim her şeyi elde edebilecek, hayatta hiçbir şeyi çok fazla arzulamayacak kadar mutlu.

Kendini kandırmaya devam et.

Beynini uyuşturmaktan, yalan söylemekten ve sürekli hor görmekten başka yaptığın iyi bir şey yok ne de olsa...

•••

Attığım her adımda, birazdan maruz kalacağım bakışları düşünüyordum. Ne de olsa bulunduğum her yerde kendimi belli edebilen ve konuşulan bir insandım. Bu ego falan değildi. Yalnızca gerçekleri söylüyordum... Dudaklarımın üzerindeki memnuniyet dolu gülümsemeyle ceketimi düzelttim ve daha büyük adımlarla yürümeye başladım.

Aftertaste // kaisooWhere stories live. Discover now