1.7 (kyungsoo)

681 90 52
                                    


(Bir önceki bölümün Kyungsoo'dan anlatımı)

•••

Mantıksız bir şey söylememek için kendimi sıktım. Uzun zamandır benliğimi dizginlemek adına verdiğim savaşta bacaklarımı birbirlerine yaslamış ve on dakikadır da hareket ettirmemiştim. Yarı yarıya felçli gibi hissediyordum. Gövdemden aşağısı hareket edemez olmuş, gövdemden yukarısı ise şiddetli, oldukça şiddetli, depreme maruz kalmıştı. Kendimi sıkıyordum? Lakin ne için? Bu sorunun cevabını bulmak bir kenara, aklımda tek bir kelime dahi yoktu ki... Kafam bomboştu.

Bedenim ise tamamen ele geçirilmiş.

Jongin'in kolları vücudumdan ayrılalı biraz olmuştu. Belki de gerçekten düşündüğümden de az... Eğer öyle olmasaydı, sıcaklığını nasıl her hücremde hissedebilirdim ki hâlâ?

Ensemden aşağıya süzülen parmakları, beni bilmediği bir sebepten dolayı da olsa şefkatle teselli ederken, izlediği yolu mühürlemiş gibiydi. Nasıl nefes alıp verdiğimi dahi anlayamamıştım. Beynimdeki nöronlar her yere dağılmıştı. İçimde duran ve bir köşede Jongin'i 'bana nasıl dokunursun sen?' diye itmek isteyen Kyungsoo ise sinirle soluyordu. Durumun ne olduğunu haykırıyor ve gerçeği kesin bir tavırla reddediyordu. Peki ben ne mi hissediyordum?

Jongin'in nefesini baharda vuran hafif bir rüzgarmış gibi hâlâ derimin üzerinde hissediyorum.
Bedenimin üzerine sadece bir dakikada hakimiyet kurmuş olan ellerinin sıcaklığını ise; dokunduğu her yerde hissediyorum. Geriye kalan kısımlar ise soğuktan titriyor.

Silkelendim.

Belli belirsiz bir şekilde başımı iki yana sallayıp, şu anki halimi düzeltmeye çalıştım. Büyük ihtimalle başarılı değildim, çünkü Jongin arada bir göz ucuyla bana bakıyor; neden böyle olduğumu sorguluyordu. Normal değildim. Her zamanki ben değildim. Sessizce bir köşede emanet halde duruyor olmam, Jongin'i şaşırtmış olmalıydı. Büyük ihtimalle rol yaptığımı, kurnazca bir plan yaptığımı falan geçiriyordu aklından.

"Chanyeol benden neden nefret ediyor?"

Ağzımdan ilk çıkan soru bu oldu. 'Benim gibi adından bile haz etmediğin adama niye sarıldın piç herif' diye yüzüne umursamazca bakıp alay etmemi bekliyormuş gibi bir hali vardı. Yemek yemek için hazırladığı çubuklarını sorumla beraber olduğu yere yeniden bırakırken, dudaklarını yaladı ve ardından da ağzını sildi. Belirgindi: zaman kazanmaya çalışıyordu.

"Chanyeol'e aldırma."

Yapabileceğinin en iyisi sanki buymuş gibi manasızca bunu söylediğinde, dakikalar sonra gerçek Kyungsoo, olması gereken Kyungsoo gibi tısladım. Böyle söylediğinde gerçekten etkili olacağını düşünüyor muydu? Çünkü yüzüne bakarak 'Park Chanyeol'ü aklıma takacak biri gibi mi görünüyorum?' diyip kaşlarımı çatma isteği ile yanıp tutuşuyordum. Aslına bakarsak; merak ediyordum. Derme çatma düşüncelerimin içinden sıyrılıp, öylece soruverdiğime de bakılırsa, böyleydi. Az da olsa kendime gelme çabam başarılı olduğunda, kastığım bacaklarımı gevşettim.

Kolumun üstünde sızlayan yeri ise tamamen boş vermeye çalıştım.
Buna sebep olan adam tam karşımda otururken ne kadar mümkün olursa, o kadar...

"Başkalarının sözüne sorgusuz sualsiz inanan ve olan biten şeyleri araştırmayan biridir genelde."

Jongin yutkundu.
Ardından da pür dikkat onu izleyen ben.

Aftertaste // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin