-26-

5.1K 399 94
                                    

Asıl bölümler başladı. Yazacaklarım için şimdiden heyecanlanıyorum... İyi okumalar!

***


Çalan saatimi gözlerimi açmadan odanın bir tarafına fırlatırken yastığıma sıkıca sarıldım. Bugün cumartesiydi, hangi akla hizmet alarm kurmuştum ki?

Alarm?

Alarm!

Hızla yataktan kalkıp telefonumu elime aldığımda 3 cevapsız aramam vardı. Onları görmezden gelip mesajlara girdiğimde bilinmeyenin mesajıyla karşılaştım.

Bilinmeyen Numara: Sakın geç kalma. 

5 dakikam vardı. Telefonumun alarmını da kurmuştum aslında ama her zamanki gibi duymamıştım. Beni sadece çalar saat kesiyordu, o da yarım saat gerideydi ve bu dün gece aklıma gelmemişti.

Harika!

Elime geçirdiğim ilk elbiseyi üzerime geçirip saçlarımı gelişi güzel topladıktan sonra banyoya koştum. Her şey bir tarafa yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamadan dışarı çıkamazdım.

İşlerimi halledip kapı kenarındaki sırt çantama telefonumu koyduktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı bağcıklarını bağlamadan ayağıma geçirdim ve hızla kapıyı kapatıp koşarak merdivenleri indim.

Apartmandan çıktığımda saat 11.07'ydi. 

Merakla etrafıma bakarken önümdeki siyah spor arabayı ancak fark edebilmiştim. Ardından arabanın kapısı açıldığında gördüğüm suratla olduğum yere çakıldım. 

Doğaç.

Ayakkabılarımın bağcıklarına takılmıştım. Harika! Artık kesinlikle aptal olduğumu düşünüyordu.

Bilmiş bir ifadeyle beni süzdükten sonra sinir bozucu bir ses tonuyla konuştu.

Derinden gelen kahkahasını duyduğumda ona sinirli bir bakış atarak yerden kalktım ve ellerime batan taşları temizledim. Doğaç bilekleri çekip yüzüne yaklaştırdığında bir anlığına gözlerimiz buluşmuştu.

"Geç kaldın." Dedi bir yandan ellerime bakarken. Alt tarafı birkaç çizik vardı, bu kadar dikkatli bakmasına gerek yoktu.

"Senin burada ne işin var?"

"Biraz düşünürsen anlayabilirsin bence." Bilinmeyen. Doğaç'ı şoförüm yapmak gerçekten çok mantıklıydı, bir ara bu konuyu onunla konuşmalıydım...

"İyi madem." Dedikten sonra arabasına yönelip kapısını açtım. Doğaç'la en son mesajlaşmıştık ve ben onu engellemiştim...

Evet, ben 17 yaşında bir ergendim.

Arabasına bindiğimizde bakışları bir saniyeliğine bacaklarıma kaymıştı. Üzerime doğru eğilip torpidoyu açtığında nefesimi tuttum. Etkisinin farkındaydı ve lanet olsun ki çok güzel kokuyordu.

Elime bir ıslak mendil paketi tutuşturup dizlerimi işaret etti.

"Temizlesen iyi olur." 

"Çocuk değilim. İki çiziği abartma sen de." Tek kaşını kaldırıp merakla bana baktığında onu umursamayıp elime tutuşturduğu ıslak mendil paketini arabanın ön tarafına bırakıp arabayı çalıştırmasını bekledim. 

Islak mendili önümden aldığında onun tarafına ısrarla bakmamaya devam ediyordum.

Fazlasıyla inatçıydım.

BİLİNMEYEN HAYATLAR (texting)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon