-35-

5.4K 466 228
                                    

Ben öldüm, bölümü okuyunca siz de öleceksiniz... 

Hakkınızı helal edin slşdkfşlsdki

O değil de...

Çok tatlılar lan!

Bu arada fotoğrafta Doğaç var. Yamuk yüzlü diyenlere gelsin hadi by dflkdsşgfd

***


Çıkış zili çaldığında  herkes toparlanmaya başlamıştı. Açıkçası benim acelem yoktu, evde beni bekleyen bir ailem ya da yetişmem gereken bir buluşma yoktu. Bu yüzden yavaş hareketlerle defterlerimi çantama doldururken Arzu'nun söylenmelerini işitiyordum.

"Biraz hızlı olsana." Omuz silkip kalemliğimi de çantama attıktan sonra çantayı kapatıp sırtıma attım. 

Pazartesiden beri aramız soğuktu ve bunun sebebinin Doğaç olduğunu biliyordum. Açıkçası pek de umrumda değildi, Doğaç bir yerde haklıydı.

Arzu güvenilmez biriydi ve benimle arkadaş olmasının tek sebebinin dikkat çekmek olduğunu biliyordum.

Benim sebebimse yalnız kalmaktan korkmamdı. Arzu dışındaki kızlar benden pek hoşlanmıyordu, beni konuşmaya bile layık görmüyorlardı.

Çünkü ben kötü kızdım. Ailelerinin konuşmalarını istemeyeceği türden.

Ben kızlarını bozardım, onlar öyle düşünüyordu.

Arzu uyuşukluğuma daha fazla katlanamayıp önden gittiğinde tek başıma okulun boş koridorlarında ilerledim. Bazen yalnız olmak ürkütücü olabiliyordu ve ben o anlardan birindeydim.

Saçma bir şekilde izlendiğim hissine kapılmıştım ama arkama dönüp bakamayacak kadar üşengeçtimde.

Korkak bir üşengeç ya da üşengeç bir korkak...

Gelen tıkırtıyla  hızla dönüp arkama baktığımda bir bedenin anında arkasına döndüğünü gördüm. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşmişti. Kulaklarım ses konusunda hassastı.

"Bu sefer seni yakaladım." Sesimdeki enerji beni bile şaşırtmıştı. Az önceki depresif halimden çabuk kurtulmuştum.

"Dikkatsiz davrandım." Güzel sesi kulaklarıma ulaştığında bilmiş ifademi takınıp konuştum.

"Neden buradasın?" O orada dikilirken ben de onu süzüyordum.

Güzel bir poposu olduğunu söylemiş miydim?

"Ben... Bilmiyorum, sanırım kötü hissettim."

"Neden?"

"Son konuşmamızda sana kötü davrandım." Nasıl bu kadar düşünceli olabilirdi? Son konuşmamızı hatırlıyordum, biraz gerilmiştik ama beni kıracak herhangi bir şey söylememişti.

Buna rağmen şu an buradaydı.

"Bana kötü davranmadın."

"Tamam... Aslında bir şey daha var." Burada bu şekilde konuşmak çok tuhaftı. Birisi bizi görse alay konusu bile olabilirdim.

"Ne var?"

"Melisa. Sana ihtiyacı var." Başımı iki yana sallarken sanki bunu görüyormuş gibi güzel sesiyle konuşmaya devam etti.

"Kötü bir gün geçiriyor ve onu bir tek sen kurtarabilirsin. O cadıya kafa tutabilen tek kişi sensin çünkü."

"Beni istemiyor, bu daha da sinirlenmesine neden olabilir."

"Sadece deneyip görsen?" Omuzlarım düşerken yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı geldi aklıma. Eve gidip ne yapacaktım sanki? 

"Peki ama halası beni eve almazsa?"

"Almak zorunda." Nedenini merak etsem de fazla irdelemek istemiyordum. 

"Tamam, gideceğim."

"Seni bırakayım."

"Gerek yok, kendim gitsem daha iyi olur." Birileri bizi birlikte görürse Melisa'ya yetiştirebilirdi ve bu anladığım kadarıyla hiç iyi olmazdı.

"Pekala, görüşürüz." Gitmek için bir adım attığında konuşarak onu durdurdum.

"Ne zaman?" Bu değişim olayından çok sıkılmıştım ve farkında olmasa bile beni değiştiriyordu. Şu an onun yüzünü görmeyi her şeyden daha çok istiyordum ama o saklanmaya devam ediyordu.

"Zamanı geldiğinde." Başımı hırsla iki yana sallayıp ona doğru ilerledim. Aramızda fazla mesafe olmadığı için birkaç adımda yanına gelmiş ve kolundan tutarak kendime çevirmeye çalışmıştım. Yerinden milim kıpırdamazken pes edip önüne geçmeye çalıştığım sırada bedenimi kendi bedenine yaslayıp bana sarıldı ve yüzümü bir eliyle göğsüne yapıştırdı. Böylece yüzünü görmemi engellemişti.

"Hiç söz dinlemiyorsun, değil mi?" Kulağım kalbinin üzerindeyken söylediklerini algılamam imkansızdı. Aralık dudaklarımdan hızlı hızlı nefes alıp verirken çenesini başıma yasladığında neredeyse bayılmak üzereydim.

Allah'ım çok güzel kokuyordu.

Bu çocuğun güzel olmayan bir yanı var mıydı acaba?

"Senden sadece beklemeni istiyorum. Söz veriyorum bir gün beni göreceksin."

"Senin istediğin gibi biri olmayacağım." Dedim kelimeleri zar zor bir araya getirip. Ellerini saçlarımın arasında hissettiğimde yutkundum.

"Sen benim istediğim kişisin." Dudaklarım söylediği şeyin etkisiyle aralanırken kulağımın altındaki kalbin de benim kalbimden farksız olduğunu fark etmiştim. 

"Yani... Ben değişmeni istemiyorum, kendin olmanı istiyorum. Bunu anladığın gün yüzümü görebilirsin yaramaz kız." Başımı hafifçe sallayıp gözlerimi kapattım. Bu şekilde daha fazla durmak istemiyordum, kafam karışıyordu ve adını bile bilmediğim birinin kafamı bu kadar karıştırmaması gerekirdi.

Söyledikleriyle, göremediğim gülüşüyle, kokusuyla, sesiyle...

Ve poposuyla...

Daha fazla kafam karışsın istemiyordum. Kontrol edemediğim hislerime esir olmak beni korkutuyordu çünkü benim hissedeceğim şeyler onda karşılık bulmayabilirdi.

Çünkü o benden çok daha iyisini hak ediyordu.

"Bakmıyorum, gidebilirsin." Yanağımda hissettiğim hafif baskıyla gözlerimi açmamak için kendimi zor tutmuştum. Dudakları o kadar yumuşak bir şekilde yanağıma değmişti ki bir an hayal olduğunu bile düşünmüştüm.

"Tekrar görüşeceğiz."

***

Tavuk kanat ♥

BİLİNMEYEN HAYATLAR (texting)Where stories live. Discover now