-61-

3.9K 295 119
                                    

Bölümü geciktirdiğim için üzgünüm, kısa bir bölüm oldu...

Tekrar okumaya üşendim yazım ya da mantık hatası olursa lütfen belirtin çünkü kafamaki bölüm baya değişti öxmcxçvxçcömvc

İyi okumalar ♥

***

Uzaktan gelen adım seslerini duyduğumda başımdaki ağrı artık tahammül edemeyeceğim bir noktaya gelmişti. 

Soğuk bir betonda üzerimde ince bir kıyafetle oturuyordum ve götümün buz kesmesine çok az kalmıştı.

Adım sesleri git gide yaklaşırken gözümdeki siyah bezden kurtulmak için başımı dizlerime yaklaştırmaya çalıştım ama aniden gelen acı hissi buna engel olmuştu. Muhtemelen kafama aldığım darbeyle bayılmıştım. Hatırladığım tek şey bir yabancının siyah asker botlarıydı.

Çenemde hissettiğim soğuk parmaklarla ürperirken gözümdeki bez parçasını çıkartıp bana yaklaştığında gördüğüm yüzle başımı korkuyla arkaya attım.

Teo.

Ben nasıl böyle bir tuzağa düşmüştüm?

Hızla bakışlarımı kendime çevirdiğimde üzerimdeki beyaz elbisenin üzerinde bir miktar kurumuş kan olduğunu gördüm ve bu görüntü gözlerimin dolmasına neden olmuştu.

O elbiseyi seviyordum!

"Ne yaptın bana?" Sesimin titremesine engel olamadığım için kendime içimden küfrediyordum ama cevaplara ihtiyacım vardı. 

"Henüz hiçbir şey, sevgilinin babasından alacağım emri bekliyorum. Ama inan bana... Beklemek git gide zorlaşıyor." Doğaç'ın babası? Doğaç bir keresinde bana onun öldüğünü söylemişti ve yanlış hatırladığımı düşünmüyordum. Bana yalan mı söylemişti?

Ama neden?

Teo'nun gözleri açıkta kalan bacaklarıma takıldığında onları gizlemek için aptalca bir çabaya girmiştim. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı, yapabildiğim tek şey ona dik dik bakmak olmuştu.

"Doğaç seni bulursa sana neler yapacağından haberin var mı?" Doğaç... En son bir süre uzak kalmak istediğini söylemişti. Yokluğumu fark etmeme ihtimali de vardı ve bu ihtimal daha fazla üşümeme neden olmuştu.

"Doğaç beni bulmazsa sana neler yapacağımdan haberin var mı?" Gözlerimi kapatıp bir süre sakinleşmeyi bekledim. Yapı gereği sinirli bir insandım ve bu da beni mantıksız kararlar vermeye itiyordu. Eğer Doğaç hayatıma girmemiş olsaydı bildiğim tüm küfürleri etrafa savurur ve yapacağı hiçbir şeyin umrumda olmadığını söylerdim. 

Ama artık öyle değildi. Onun sevdiği birini daha kaybetmesine göz yumamazdım. Eğer ben acı çekersem o da acı çekerdi, bu yüzden sakin ve mantıklı olmak zorundaydım.

"Sen zaten ancak eli kolu bağlı bir kıza sahip olabilirsin. Bana asla gerçek anlamda sahip olamazdın değil mi Teo?" Yüz ifadesi değiştiğinde gülümseyip konuşmaya devam ettim.

"Çünkü senin gibi biriyle asla kendi isteğimle birlikte olmazdım. Acı olan ne biliyor musun? Bunun farkındasın. Ne kadar iğrenç biri olduğunun farkındasın."

"Aklını mı kaçırdın sen? Beni kışkırtmaya kalkma, zararlı çıkarsın."

"Sırf küçük bir aletin var diye senden korkacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Bana en fazla 5 dakika acı çektirebilirsin ki o 5 dakika hayatına mal olur."

BİLİNMEYEN HAYATLAR (texting)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum