-38-

4.9K 447 237
  • इन्हें समर्पित: heyagmur
                                    

Dün yanlışlıkla taslaktaki bölümü atmışım slşfklşsdkfşds

Yanlışlıkla bölüm silip bölüm yazan benden başka var mı acaba?

Bu arada bölümleri yorum yapan okuyucularıma ithaf ediyorum ama liste bitmek üzere slkdfldsf

O yüzden sessiz okuyucularım siz de bize katılın size de ithaf edeyim lütfen ♥

iyi okumalarrrr...

***


Asi bir kızdım. 

Her zaman bana denilenin tersini yapmıştım. Kafamın dikine gitmiş ve kendimi çıkmaz sokaklara sokmuştum. 

Ama her zaman kendi ayaklarım üzerinde durmasını bilmiştim. Bu yüzden ne kadar düşüp yaralansam da boyun eğmezdim.

Şimdi de değer verdiğim biri hayatımdan çıktı diye karaları bağlayacak değildim. Tamam, yaklaşık bir saat öncesine kadar aptal bir kız çocuğu gibi zırlıyor olabilirdim ama bu yeniden ayağa kalktığım gerçeğini değiştirmezdi. Yani umarım...

Bilinmeyenle yani Doğaç'la konuşmama kararı almamızın üzerinden tamı tamına 18 saat 32 dakika geçmişti. Daha uzun süre konuşmadığımız zamanlar da olmuştu elbet ama bir daha bana yazmayacağı düşüncesi onu özlememe sebep oluyordu ve her aklıma gelişinde kalbim sıkışıyordu.

Bu duyguyu tanıyordum. Babamı da böyle özlüyordum çünkü.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Bu kötü hissi içimden atmanın bir yolu olmalıydı. Eski Gülçin olsa şimdi...

Şimdi çoktan yeni birini bulmuştu.

Ama içimden gelmiyordu. Birinin yokluğuna sarılıp uyumak istemek... Tam bir aptaldım. Gerçekten dünya üzerinde aşık olabileceğim başka biri yok muydu?

Aşık olabileceğim?

Aşık?

Ben bilinmeyene aşık mı olmuştum?

Hayır, böyle bir şeyi asla kabul edemezdim. Yüzünü bile görmediğim birine nasıl aşık olabilirdim ki hem? Üstelik aşkın ne olduğunu bile bilmezdim ben.

Aşkla ilgili tek tecrübemi on üç yaşındayken yaşamıştım. O da saçmaydı, çocukla hiç konuşmuyorduk bile.

Ben neden hep en olmayacak kişilere tutuluyordum?

Telaşla telefonumu açıp rehberdeki numaralara göz gezdirdim. Bu düşünceleri bir şekilde kafamdan söküp atmam gerekiyordu. Çivi çiviyi söker misali.

Bora'nın numarasının üzerinde durduğumda fazla beklemeden arayıp telefonu kulağıma götürdüm.

Düşünürsem vazgeçerdim, bu yüzden birkaç günlüğüne beynim yokmuş gibi davranmalıydım.

"Ooo, sen beni arar mıydın hayatım?" Telefonu suratına kapatıp başka birini aramaya karar vermiştim. Bora şansını kaybetmişti.

Elim istemsizce Yağız'ın numarasına giderken aklıma delice bir fikir gelmişti.

Doğaç bana ondan uzak durmamı söylemişti, eğer onunla buluşursam sinirlenecekti. Ve ben sinirlenmesini istiyordum çünkü ben bu durumdayken o muhtemelen...

Sahi o ne yapıyordu?

Omuz silkip Yağız'ın numarasının üzerine tıklarken aklıma gelen şeyleri düşünmeyi reddediyordum.

BİLİNMEYEN HAYATLAR (texting)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें