35 "Silah"

258K 12.1K 3.5K
                                    

BELİZ

Dürtülmemle birlikte gözlerimi açtım.

"Kurt?" Hızla doğruldum.

"Kızım?" Babaannem telaşla bana bakıyordu.

"Kocama bir şey mi oldu?!" Dediğimde babaannem beni sarstı.

"Beliz kendine gel!" Dediğinde koşarak odamdan çıktım ve evin kapısını açtım.

Kurt'u kapının önünde uyurken bulduğumda kaşlarımı çattım.

"Kurt?!" Diye bağırdığımda hızla gözlerini açtı.

Bakışları beni bulduğunda hemen ayağa kalktı.

"Beliz?" Telaşa bana baktığında kaşlarını çattı. "Güzelim?" Beni kendine çekti ve yüzümü avuçladı. "Neden ağlıyorsun?" Ağladığımı bile yeni fark ediyordum.

"B-Ben-" Sustum.

"Ne oldu lan, çıldırtma beni!" Dedi ve gözyaşlarımı sildi.

"Lanlı konuşma bana!" Dedim ve hızla geri çekildim. "Sen burada mı uyudun?" Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

"Gitmeyeceğim Beliz, boşuna ısrar etme!" Göz devirdim.

"Ya sen kocaman adamsın, buraya nasıl sığdın?" Aptal adam sırf kapıda yatacağım diye iki büklüm olmuştu!

"Biraz zor oldu, tabii karımın yanı olsa çok daha rahat olurdum." Dedi imayla.

"Ben senin karın değilim!" Diye kızdım. "İyi be, ne hâlin varsa gör! Ben sana git dedim mi dedim, gerisi beni ilgilendirmez." Ona arkamı döndüğümde birden kolumu tuttu.

"Neden ağladığını sormuştum?" Dedi.

"Sana ne?!" Kurt eğildi ve yanağımı öptü.

"Söyle haydi fıstığım." Kaşlarımı çattım.

"Ben nereden senin fıstığın oluyorum?" Diye kızdığımda kahkaha attı.

"Atarına kurban olurum toliçona." Ofladım.

"Benim hiçbir şeyime kurban olma!" Dedim.

"Neden ağladığını söyleyecek misin?" İnledim.

"Rüya gördüm ve korktum!" Diye kestirip attım. "Şimdi defol git!" Dedim.

"Ağır konuşuyorsun şuri!" Dedi.

"Senin bana söylediğin cümleler kadar ağır mı?" Başımı iki yana salladım. "O kadar da ağır olamaz. Ben istesem de sana öyle sözler söyleyemem, kırılıp üzüleceğini tahmin edebilirim." Dedim.

"Şöyle seninle bir deniz kenarına gidelim, söz veriyorum ki insan gibi konuşacağız." Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Ben senin gibi iftiracı insanlarla muhattap olmuyorum." Babaannem kaşlarını çatmış bizi izliyordu.

"Kocan bu mu?" Diye sordu.

"Maalesef." Dedim.

"Maşallah boylu poslu, dalyan gibi çocukmuş." Dedi. "Eli yüzü de düzgün, mesleği de güzel. Bu adamı boşama kızım sakın, daha iyi bir kısmet bulamazsın. Hem sizin çocuğunuz da olacak." İnanamayarak babaanneme baktım.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Where stories live. Discover now