klişelerin klişesi ilk gün

8.4K 593 1.2K
                                    

••Anlatım••

••Bu arada medyada okulda giydikleri var. Çantalar hariç. ••

Jung Hoseok'tan

Tanrım! Kendimi cidden Instagram fenomeni gibi hissediyordum. Bu yorumlar normal değildi. Ya da bana öyle geliyordu. Emin değildim. Annem ve babam, tüm ebeveyn içgüdüleri ile birlikte beni kendi yaşadıkları yerde yaşamaya zorlamışlardı. Ben de, ayrı eve çıkma şartıyla kabul etmiştim. Aile kuzusu biri değildim. Sürekli dışarıda takılmayı seven bir tiptim.
Şimdi böyle giyince, gece arkadaş grubuyla sokak kaldırımına oturup sigara tüttüren keş sanmayın beni.
Bir anda okulumun değişmesini kaldıramayacak kadar küçük değildim tabii ama, ister istemez Jackson, Mark ve diğer arkadaşlarımı düşünüyordum.
Bir taraftan da annemlerin isyanını haklı buluyordum. Kadın 4 yıldır beni doğru düzgün görmüyordu.
Dün geldiğim gibi onlarla vakit geçirip, evime yerleşmiştim.

Saatin 7.30 olduğunu öğrenince sırt çantamı aldım ve aşağı inip şapkamı taktım. Kapının yanındaki dolaptan görünüşüme baktım.
Okulumuz serbest olduğu için, günlük giyinmiştim. Böylece belki, herkes beni zaten var olan bir öğrenci gibi görürdü. Pekala. Öyle görmeyecekti kimse, değil mi?

Okula yürüyerek gidiyordum. Çünkü okul ve evimin arası cidden yakındı. Ve yürümeyi seven biri için, bu mesafe sorun değildi. Kulaklıklarımdan bana ulaşan son ses müzik beni sokakta dans etmeye itse bile, henüz bunu yapmamalıydım sanırım.
Okulun kapısına geldiğimde ister istemez gözlerim kaydı. Yokun ortasında durup, okul izleyen biri elbet herkes her gün görüyor zaten. Derin bir nefes alıp okula girdim.
Tamam okula adım attığımda kimseyi patlatma, kum torbası atma, su balonu gibi bir şey bekliyordum. Çünkü yorumdaki o dedikoducu tayfa öyle bir izlenim vermişlerdi.
Korkuyla etrafıma bakmanın saçma olduğunu varsayınca, içine doğru ilerlemeye başladım.
Birden bire, karşıma üç tane kızın atlaması ile duraksadım. HOŞT.
Okul bahçesi öğrenci doluydu ve kızların sesi yüzünden çoğusu buraya bakıyordu. Bahçede çardaklar vardı. Arkadaş grupları buralarda takılıyor gibiydi. Düşüncemi bölen tiz sese baktım ve o konuşurken ayıp olmasın diye beremi çıkardım.

"Merhaba Oppaaaaa!!! Ben Instagram'daki okul sayfasının adminiyim."

Kibar bir insan olduğum için kendimden nefret etmiyordum. Kibarlık güzeldir.
Gülümsedim ve elimi uzattım.

"Oh, bu çok güzel. Memnun oldum. "

"OPPAAAA BENİMLE DE EL SIKIŞŞ!!"

Yanındaki iki kız aynı anda bağırınca onlara döndüm.

Kibar biri olduğum için kendimden nefret ediyordum. KİBARLIK BOK GİBİDİR.

Onlara kafamla 'selam' işareti yaptım. Bilirsiniz, hafif bir tebessüm ve yukardan aşağıya inen bir kafa...

"Ben gitsem iyi olacak. Sınıfımı öğrenmeliyim. "

Kızların suratları bana itiraz edeceklerini anlatırken, arkalarından gelen esmer, uzun boylu çocuk seslendi.

"Kızlar, ben ilgileneceğim öğrenciyle lütfen biraz nefes aldırın."

Kızlar anında koşarken ona minnettar bir şekilde baktım.

"Tanrı'm! Beni kurtardın! Çok saol."
Çocuk gülümsedi ve elini uzattı.

"Ben Namjoon. Okul başkanıyım. Memnun oldum. Hoşgeldin."

"Hoşbuldum. Ben Hoseok. Ve ben de memnun oldum. "

Çocuk sıkıştıktan sonra elini omzuma attı ve beni kendisiyle birlikte ilerletti.

Instagram : Sope / YoonSeokWhere stories live. Discover now