Instagram : Sope / YoonSeok

aynı odada kalmayın siz yoksa Hoseok olur priz

*Bölüm adını anlayan olacak mı acaba? ğdsjşsuwwp*

\\\\\\\\\\\\\\\\<>\\\\\\\\\\\\

Hoseok'tan...

"Sevgilim, uyan hadi."

Yoongi'nin yumuşak sesi ve omuzlarımdan dürten elini hissettiğimde, biraz yerimde kıpırdanıp, gözlerimi açtım. Saniyeler sonra bilincimi yerine oturtunca, ellerimle gözlerimi kaşırken, rahatsız araba koltuğunda doğruldum.

"Meleğim, uykunu almışsındır umarım.. Annenlere gitmemiz gerek. Birkaç kere aradı seni."

"Saat kaç sevgilim?"

"Imm, üçe beş var."

Esneyerek arabadan çıkmış, binanın kapısından içeri girmiştim. Hala biraz baygın ve halsiz hissediyordum fakat bir duşla kendime geleceğime emindim.

"Kapı pervazına dikkat et güzelim, uyku sersemisin."

Bu adam bu kadar düşünceli olmak zorunda mıydı? Hayır, bende de bir kalp vardı yahu. Arkamı dönüp ona öpücük attım.

"Seni yerim." Yoongi öpücük atmama garip bakışlar atmış, "O görevi ben üstlendim zaten sevgilim." demişti. Yaptığı ima ile ağzıma şokla aralanırken, onunla laf yarışına giremeyeceğimi bildiğimden kapıyı açtım. Gittiğim o lanet günden sonra, salon biraz dağılmış, ama bakılınca her şey yerli yerindeydi.

"Duş alıp, çıkalım olur mu birtanem?"

Yoongi, odaya doğru giderken "Olur!" diye gür sesiyle bağırdı. Ceketimi koltuğa fırlatıp banyoya doğru adımlarken, Yoongi'nin de peşimden gelmesiyle, arkamı döndüm. Elleri belime sarıldığında, boynuna dolamak yerine, ellerimle göğsünden hafif ittirdim.

"Sevgilim, annemlere erken gitmeliyiz."

"Sen beni az önce red mi ettin?"

"Evet, maalesef." diye homurdanırken tişörtümü çıkarmış, kirli sepetine atmıştım.Yoongi bakışlarını vücudumdan ayırmadan "Pekala." diye mırıldandı. "Annenlerden dönünce..." Cümlesinin devamını getirmese de anlayacağımı anlamıştım. Gülüp banyodan çıkmasını bekledikten sonra, kendimi soğuk bir duşun altına soktum.

~

Saçlarımı havlu ile kuruturken, odaya girdiğimde, Yoongi'nin de odadaki banyoda duş yaptığını anladım. Su seslerinden hala bitmediğini düşünerek, hızlıca üstüme rahat bir şeyler geçirdim.

"Hazırlandın mı?"

Beyaz tenine inat, beline sardığı siyah havluyla göz temasımı kesip, güzel sevgilime odaklandım.

"Hıhım." diye mırıldanırken, teninin ışıltısı gözlerimi çekmeme hiç yardım etmiyordu.

"Miyop olacaksın güzelim, az bak."

Orta parmağımı hava kaldırarak arkamı döndüm. Boy aynasına yaklaşarak saçlarımı düzelttim.

"Sevgilim..saçlarımızı mı değiştirsek?"

"Peruk mu takacaksın?" Elimdeki tarağı pantolonunu giyen Yoongi'nin poposuna fırlattım.

"Yani boyasak?" diye homurdanıp ona yaklaştım.

"Olur meleğim, şu zamanlar bir geçsin. Yapalım."

Memnuniyetle tişörtünü üstüne geçiren Yoongi'nin yanağını öpüp yakasını düzelttim.

Kısa sürede her şeyimiz hazır olduğundan evden çıkmıştık. Annem yıl boyunca sürekli aramış, nerede kaldığımızı sorup durmuştu. Yaklaşık bir buçuk saat sonra geniş ve yeşillik dolu bahçeye giriş yaptık. Yoongi'nin gerildiğini anlayabiliyordum.