Zack boş yapıyorsun, çok canımı sıkıyorsun

2.5K 257 601
                                    

*Geldi kafiye fetişli Allah'ın saykosu*

\\\\\\\\\<>\\\\\\\\\\

Hoseok'tan...

Dolu olduğu için bulanık gören gözlerime inat, bakışlarımı  sevdiğim adamdan çekmedim. Yoongi çaresizce bir Zack'e bir bana bakıyordu. Şu an bile o kadar güzel görünüyordu ki...Arkada bileklerini kalın bir iple bağlamışlardı. Bileği acımıyor muydu? Kafamda hala metal kürelerin birbirine çarpma sesi yankılanıyordu. Kaç gündür uyumuyordum? Kaç gündür ortalıkta yoktum? Okul, hocalar ya da ailem aramış mıydı? Zack elini omzumdan koluma doğru sürterken, meydan okuyan bakışlarını bir saniye bile ayırmıyordu Yoongi'den. Yoongi Zack'in eline sinirle bakıp, sandalyede ani hareketler yapınca, hızla doğruldum.

"Yoongi!" Adını seslenmemle göz göze geldiğimizde, "Elin acır sevgilim, yapma. Eli acırsa yaralarımı nasıl sarac-"

"Kapa çeneni!" Zack'in yumduğu aniden dudağıma gelince, acıyla kafamı geriye attım. Dilime kan tadı geldiğinde  acıyla inledim. Yoongi sandalyeden kalkmaya çalışıyor, avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Zack, yine hep olduğu gibi titremeye başlıyordu. Göz altları, her zamankinden daha kırmızıydı.

"Ah, hayır hayır... Onu önünde döverek acı çektirmeyeceğim sana..." Histerik kıkırtı ve kahkahalarının arasından söyleniyordu. Elleri, yanağımdan saçlarıma ulaşınca kafamı yere eğdim.
Yoongi, kafasını yere eğdi. "Dokunma ona. Zack, lütfen yapma. Bak! Ne kadar çaresizim? Sana, 'lütfen' dedim Zack! Yalvarırım! Dokunma ona!"
Sonlara doğru, mırıltıları bağırmaya dönmüş, ağlamaktan kızaran gözlerini kısmıştı. Zack, onun bu aciz halinden zevk almış olacak ki, kıkırdayarak bana daha çok yaklaştı. Şu an arkamdaydı. Zack'in nefesini boynumda hissedince gözlerim, far ışığı gören tavşan gibi açıldı. Bana... bana bunu yapmazdı değil mi? Derin bir nefes alarak burnunu boynuma sürttüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözümden yanağıma düşen yaş, dudaklarımın arasında kaybolurken, Yoongi'nin bağırışları, kulağımı yırtıyordu.

"Yapma! Dokunma ona! Ona dokunduğun ellerini tek tek kıracağım! Piç."

Zack Yoongi'nin her dediği şeyden sonra, daha çok gülüyor, daha çok yaklaşıyordu bana. Artık, sessizce gözyaşlarımı akıtmak yerine, omuzlarım sarsılarak ağlıyordum. Zack, nefesini boynuma üfledi.

"Ağlama gün ışığım."

"Senin gün ışığına başlarım orospu çocuğu." Yoongi tısladığında, Zack gözlerini Yoongi'ye çevirdi. Boynumdan uzaklaşan bedeni ile, derin bir nefes verdim. Gürültülü bir ses ile açılan kapıyla hepimizin bakışları oraya döndü. Yoongi'nin babası, içeri girerken bakışlarını önce bana sonra Yoongi'ye çevirdi. Oğlunun halini gören Bay Min, dehşetle Zack'e baktı.

'' Ona zarar vermeyeceğini söylemiştin Zack.'' Zack, kan çanağına dönmüş gözlerini ona çevirdi. Tehlikeli ve korkutucu bakışlarıyla, '' Sen..'' dedi. Birkaç saniyede onun yanına gitmiş, takım elbisesinin yakasını tutmuştu. Diğer eliyle sakallarını okşarken, ''Beni sorgulayamaz, bana karşı gelemezsin tatlım.'' 

Zack bu sert adam ile nasıl böyle konuşabiliyordu? Ne yani, Bay Min'in tüm havası bir bize mi yetiyordu? Bu iğrenç görüntüye maruz kalan Yoongi, babasına şaşkınca baktı. Sonra ise, sevdiğim o güzel sesiyle, '' Oydu...'' dedi. Kaşlarımı çatıp onlara baktım. Tanrı'm, lütfen ailevi bir geçmişi açmayacak olsunlardı. Ortada, olaya Fransız kalmak istemiyordum. Bay Min, hızla Zack'in kollarından çıkıp, dolu gözlerinin aksine kaşlarını çattı.

'' Ne saçmalıyorsun Min?'' Yoongi, yeni kendine gelmiş gibi sandalyede tekrar çırpındı. Bu görüntüsü, göğsüme bir ağırlık veriyordu. Onu böylesine çaresiz görmek, bana ağır geliyordu.

Instagram : Sope / YoonSeokWhere stories live. Discover now