sope ben ve okurlarım arasındaki ilişkiyi örnek almalı

2K 194 121
                                    


*ARTIK MOMENT VERİN AMK.*

*YA HİÇBİR OKURUMU KIRAMAM. SANIRIM, HEPSİNİ ZAMANLA YAZACAĞIM.*

* İŞ ORTAKLIĞI İLİŞKİSİNDE, SEME YOONGI OLACAK. ÜZGÜNÜM. DAHA ÇOK İSTEK VARDI.*

* AMAAAAA, BEN SİZİ KIRAR MIYIM HİÇ? SEME HOSEOK YAZACAĞIM KISA SÜREDE, İSTEYEN ONU DA OKUR.* 

//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////7

Yoongi'den...

''Oğlum, ya çocuk yanlış anlayıp hayır derse?'' 

Namjoon, Jungkook'a kafasını sallayarak destek oldu. Hayır, nesi yanlış anlaşılabilirdi bu konunun?

''Abi, uyanın. Lise bitti, çocuk muyuz biz? Hem ben şimdi demiyorum ya, üniversite bittiğinde.''

Sabah ilk uyanan taraf olmanın sevinciyle salonda çocuklara aklımdaki planı anlatabilmiştim. Bilmiyordum, belki de hevesle aldığım ve fevri olan bir karardı, fakat kalbimin isteğinden emindim. Üniversiteye gidecektik artık ve büyük ihtimalle, farklı olabilirdi bunlar. Hoseok'a aşıktım, ve hayatımı onunla paylaşmak istiyordum. Başta, paylaşabileceğim bir hayatımın olup olmamasını sorgulamıştım, ama zaten Hoseok'u, Hoseok'la paylaşamazdım değil mi? Bu hafta sonu, doğum günüydü ve ben, dün gece umutla sorduğu şeyi yapabilmek istiyordum. Onun için çabalamayı bile seviyordum. 

''Hoseok, evlenme teklifini kabul edecektir. Eminim.'' Jungkook, Namjoon ve Jin buna biraz kararsız bakıyordu. Yorumları beni agresifleştirecekti, bu sefer onları da kıracaktım. Ama arkadaşlarıma danışmadan bunu yapmazdım.

''Ailesi var daha...'' dedi Jungkook karamsarlıkla. Gözlerini masaya dikmişti. Jimin ise, Jungkook'u onaylamıyor, hatta onun yorumlarına kırgınlıkla bakıyordu.

''Ailesi ile konuşacağım yarın zaten.'' Yugyeom, içtiği suyu masaya bıraktıktan sonra, ''Ailesi izin verir.'' dedi. Bakışlarım ona çıkarken, omuz silkerek dudaklarını yaladı.

''Seni seviyorlar ve güveniyorlar.'' 

Jungkook, yeniden konuşmak için dikleşti.

''İnsanlar o kadar iyi bakmaz. Hoseok bunu kaldırabilir mi?'' 

Sinirle güldüm.

''Sen, korkundan sevdiğin adama dokunamıyor, sarılamıyorsun Jungkook. Ailene bir kere bile açmadın konuyu. Jimin'i geçiştiriyorsun, konuşuyorum, demeler filan. Beni korkaklaştıramazsın, Jungkook. Sikerim insanları, seven benim, sevilen benim.''

Ayağa kalktıktan sonra derin bir nefes aldım.

''Yanımda olacaksanız, olursunuz zaten.''

Odaya doğru adımlarken, sert olduğumun farkındaydım. Ama bir saattir, onlara durumu izah etme çabalarım sanki boşa gitmiş gibi, bana homofobiklerden bahsediyordu. Sessizce kapıyı açtım ve odaya girdim. 

Perdeyi açtığım için geniş camdan güneş içeriyi dolduruyordu. Ama odayı aydınlatan şey kesinlikle o değildi. Benim tarafımdaki yastığı burnuna yaslamış, saçları yüzünü kapatan Hoseok'tu asıl güneş. Yatağın kenarına oturdum. Elimle saçlarını kenara iterken, betimlemeye kelime bulamadığım, ama kalbime ağır sancılar sokan yüzü, gülümsememe sebep oldu. Kırmızı dudakları kurumuş, ve öne doğru büzülmüştü. Yanakları olduğundan daha şişkin duruyordu ve o kesinlikle çok güzeldi. İşaret parmağımın dış yüzüyle yanağını okşadım. Birkaç kıpırtı ve mırıltıdan sonra, aynı yavaşlıkla gözlerini açmış, bilincini oturtmak için hareketsizce beklemişti.

Instagram : Sope / YoonSeokWhere stories live. Discover now