9

53.4K 3.7K 1.6K
                                    

Ardıl yüzünde küçük bir dehşet ifadesiyle lavabodan çıkarken bir kapıya, bir ayaklarına bakıyordu. Bu şaşkın hâlini tesadüf eseri o sırada merdivenlerden çıkan Oğuz gördüğünde gülümsedi. O gün içinde büyük bir sıkıntı, kaslarında yorgunluk hakimdi ancak her nedense hepsi silinmişti bir anda.

Birkaç adımda kendisini fark etmeyen çocuğun yanına ulaşıp omzuna attı kolunu. Ardıl artık onun her yerden çıkmasına alışmış olacak ki irkilememişti bile.

"Küçük civciv," dedi zihninde yer bulan katil civciv imajına ithafen.

"Bu surat ne, canın mı sıkıldı senin?"

Ardıl yüzünde garip, hafif ağlamaklı bir ifadeyle bakarken Oğuz önüne bakmayı bırakıp ona döndü. Bu mesafeden çok güzel görünüyordu.

Oğuz kendini gözlerinin kıyısındaki mavilere öyle kaptırdı ki bir süre sonra Ardıl'ın konuştuğunu fakat kendisinin duymadığını fark etti.

"Anlamadım." dedi gözlerini kırpıp Ardıl'ın sözlerini bölerek. Ardıl dalgın olduğunu tahmin etmiş olacak ki anlayışla gülümsedi.

"Lavaboda Erdem'i gördüm, diyordum." Oğuz aydınlanmış gibi 'haaa' dedi.

"O yüzden, tamam."

Erdem okulda feminen tavırlarıyla bilinen, diva kaprisleri ve keskin diliyle baş edilmesi zor biriydi. Hele eleştiri oklarını size çevirdiyse onurunuz kırılmadan oradan ayrılma ihtimaliniz çok düşük oluyordu.

Oğuz bu konuda şanslıydı çünkü Erdem Oğuz'u oldukça beğenirdi. Buna rağmen gördüğü an yolunu değiştirirdi Oğuz. Yani Erdem'i görmek bile bir trajediyken, lavaboda görmek dehşete uğramak için yeterliydi.

Ardıl tatlı tatlı güldü.

"Ondan değil." dedi gülümsemesi yerini öfkeye bırakırken.

"Beni bir süzdü böyle, ama nasıl süzdü biliyor musun?" Oğuz başını olumsuz anlamda sallarken onun bu öfkeli halinin ne kadar hoşuna gittiğini düşündü.

"Nasıl?" dedi neye bu kadar sinirlendiğini görmek için merdiven korkuluğuna yaslanıp onu izlerken.

Ardıl ellerini göğsünde birleştirip hafif yan durdu. Gözlerini biraz kısıp yüzüne kibirli bir ifade yerleştirirken Oğuz'u baştan aşağı süzdü. Yüzünde hafif bir iğrenme ifadesi vardı ve Oğuz bu mükemmel taklit karşısında mest olmuştu.

Hafifçe omzunun birini silkikten sonra bakışlarını kaçırmış, Erdem'in insanı ezen tavrını birebir kopyalamıştı. Bilmediği, onda bunun bile ne kadar tatlı durduğuydu.

"Bu bakış ne Oğuz?" dedi hiddetle kollarını Oğuz'un arkasındaki korkuluklara atıp demirleri sıkarken. Oğuz'un gözleri büyüdüğünde yüzüne yapışıp kalmış gülümseme gözlerine ulaşmıştı. Onun bu ani çıkışlarına, kediden aslana geçişlerine bir türlü alışamamıştı. Fakat felaket hoşuna gidiyordu.

"Senin için bir kere ölebilir miyim?" dedi Oğuz tatlılığı karşısında dayanamayıp, yüzünü avuçlarının arasına alırken. Ardıl hafifçe başını eğerken güldü.

"Saçmalama!"

"Lütfen... Ben ve canım senin için ölmeye razıyız. Sen de razıysan şuracıkta kalbimi söküp ellerine bırakmak istiyorum." Ardıl başını sallayıp gülümsedikten sonra ellerini çekti. Sahte bir öfkeyle baktı Oğuz'un gözlerine.

"Anlat diyorsun ama dinlemiyorsun." Oğuz çabucak toparlanıp kaşlarını çattı.

"Dahası da mı var!" dedi sahte bir hiddetle. Ardıl'ı gazlamaktan geri durmamıştı. Zira karşısındaki çocuk hayretle başını sallarken bu duruma oldukça müsaitti.

"Sonra da döndü yanındaki çocuğa, 'Buna da yüzü güzel diye yazıyorlar falan da... Tahta gibi dümdüz.' demesin mi!"

"Demesin canım!" dedi Oğuz kaşlarını çatarken. Çabucak yükselmiş, role girmişti.

"Öyle saçmalık mı olur!"

Ardıl hırsla başını sallarken ona doğru eğilip sır verir gibi fısıldadı.

"Ama yine de kontrol edebilirim istersen senin için?"

Ardıl ona 'Gerçekten mi?' bakışı attığında şirin şirin gülümsedi.

"Gerçekten öyle mi ya?" dedi tereddütle. Elini kalçasına attığında Oğuz gülmeden edemişti.

"Hayır canım, ne alaka-?

"Oğuz."

"Çok da değil, bana yetecek kadar var." Ardıl bilinçsizce onaylandıktan sonra gözlerini kısıp baktı ona.

"Ne?" Oğuz ikinci kez söylemezse gerçekten söylememiş olacağına inanarak şirince gülümsedi.

"Dur, sen... Kestin mi?"

Oğuz konuyu değiştirmek için kolunu omzuna atıp yürümeye devam etti onunla.

"Bak ne diyorum, benim gittiğim spor salonuna mı üye olsan sen de? Kısa şortlar falan giyersin hem, güzel olur..."

Derken bir şekilde sahiden konuyu dağıtmayı başarmıştı.

Fakat yanındaki çocuğun, geceleri onu uykusundan eden problemlerden nasıl uzaklaştırdığını anlama fırsatı bulamamıştı.

Sizi eski hâli hiç yokmuş gibi davranmaya davet ediyorum 

Homofobikmişsin | ⚣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin