Ya Sonrası? (Özel Bölüm)

18.3K 1.3K 785
                                    


"10. Beş dakika geç gelirsen seni eve almam." Oğuz keskin gözlerini oğlunun gözlerine dikti.

"11." Aynı inatçı bakışlar Giray'ın gözlerinde de hakimdi. Tıpkı Ardıl'ın gözlerine benzeyen gözlerinin olması işleri zorlaştırıyordu.

"Sen lisedeyken eve bile uğramıyormuşsun, Nermin Sultan anlattı." Oğuz annesine kızmayı aklının bir köşesine yerleştirip asıl konuya odaklandı.

"İkimiz aynı değiliz. Seni o ırz düşmanıyla gece yarısı yalnız mı yollayayım?"

Giray göz devirdi Oğuz'un tavrı karşısında.

"O ırz düşmanı dediğinin bir adı var; Kuzey." Fakat Oğuz yine bildiğimiz Oğuz'du.

"Seni o ırz düşmanı 'Kuzey'le gece yarısı yalnız mı yollayayım?" Giray oflarken Ardıl'ın Oğuz'a bunca yıl nasıl katlanabildiğini sorguladı. Kendisine karşı bile çok korumacıydı.

"11 gece yarısı bile değil." Oğuz erken bir zaferle omuz silkti.

"Kime göre, neye göre?" Giray omuzlarını dikleştirirken elindeki son kozu oynamaya yeltendi. Gözlerinde 'Birazdan işini bitireceğim' bakışı hakimdi. Oğuz gerildi ama belli etmedi. Bu hiçbir zaman iyiye alamet olmamıştı.

"Beni buna mecbur bıraktın... O halde babama üzgün olduğumu, benimle uyuyup uyuyamayacağını sorarım ben de." Oğuz dehşet dolu bir ifadeyle baktı oğlunun gözlerine.

"Bunu yapamazsın." Giray hafifçe öne eğilirken gözlerini kıstı.

"Hem de nasıl yaparım. Ardıl sence ben mutsuzken kollarında uyur mu?" Oğuz başını iki yana sallarken, eli göğsünde, hakarete uğramış gibi bir ifadeyle baktı yüzüne.

"Ben nasıl bir yılan yetiştirmişim." Giray omuz silkip arkasına yaslandı.

"Oğuz Dinç'in oğluyum sonuçta." Derinden gelen bir tatmin hissiyle dudağının kenarı kıvrıldı Oğuz'un.

"Seninle gurur duyuyorum." dedi öne uzanıp oğlunun alnına bastırırken dudaklarını.

Tam o sırada anahtarın sesi doldu kulaklarına. Onu takip eden adım sesleriyle Ardıl salona yaklaşmış, yorgun yüzünde bir tebessümle bakmıştı ailesine.

Yıllar Ardıl'a çok yakışıyordu. Kumral saçları, mavi gözleriyle öyle çekici bir adam olmuştu ki büyüdükçe, Oğuz 'Daha fazla sevmem mümkün değil.' dediğinde bile an be an daha fazla aşık buluyordu kendini ona. Çok çalışıyordu, yoruluyordu, üstelik çok şey yaşamıştı birlikte geçirdikleri yıllarda. Bu yüzündeki çocuksu ifadenin yerini olgun bir çehreye bırakmasına neden olmuştu. Fakat bir şekilde, masumiyetini, güzel yüreğini korumuştu. Oğuz sık sık olduğu gibi kayboldu yüzünde bunları düşünürken.

Yine de alışkanlıkla bir adım öne çıktı onu karşılaşamak için,

Tabii Ardıl çoğu zaman olduğu gibi önce oğluna yaklaşınca tıpış bir yerleşti yerine.

"Hoşgeldin baba." Ardıl sıkıca sarılıp, şakaklarına bir öpücük bıraktı Giray'ın.

"Hoşbuldum bebeğim." Oğuz'la arasında gezdirdi bakışlarını Giray'dan ayrılırken.

"Konuşmanızı mı böldüm?" Oğuz yemin etmiş gibi, Ardıl ona yaklaşıp elmacık kemiklerini öpmeden açmadı ağzını. Çoğu zaman devam etmek için buna ihtiyacı vardı.

Fakat kendisiyle aynı zekaya sahip oğlunu gözden kaçırdı o an. Giray da bu boşluktan elbette ki yararlandı.

"Bu akşam Kuzey'in doğum günü. Onun partisi hakkında konuşuyorduk babamla." Ardıl'ın gözüne bir ışıltı yerleşti. Giray'ın bir sevgilisi olması, sevgiyi tadıyor olması onu mutlu ediyordu.

Homofobikmişsin | ⚣Where stories live. Discover now