41

31K 1.9K 818
                                    

Oğuz dudakları arasındaki sigarayı uzaklaştırdı.Dumanın ters yöne dağılışından hemen sonra,koltukta,bacaklarının arasında oturan çocuğun omzuna yasladı çenesini.Göğsü sırtına yaslıyken önlerindeki tuvale odaklandı.

Hafta sonuydu.Oğuz'un odasında oturmuş,Oğuz'un uzun süredir elini sürmediği tuval ve boyalarla oynuyorlardı.

Ardıl elindeki fırçayı,hiçbir şekil ifade etmeyen renk karmaşasına tekrar sürttü.Şimdi kırmızının üzerinde birkaç mor renk ve bazı yeşil noktalar dışında bir şey gözükmüyordu.

Fakat Ardıl bunu yaparken öyle ciddi bir tavır takınmıştı ki Oğuz kıyıp,bozamadı.Onun yerine Ardıl'ın çatılan kaşlarının,arada büzülen dudaklarının ve yüzündeki tebessümlerin keyfini çıkardı.

Oğuz gülümseyerek ellerini karnına dolayıp arkasından sarıldı Ardıl'a.Omuzlarını öptü.

"Ressam burada ne anlatmak istiyor?"

Ardıl önündeki tuvalden bakışlarını ayırıp Oğuz'a yandan baktı.

"Eğer boyayı kağıda sürersen boyanacağını."

Oğuz tebessüm ederek gülüşünü bastırırken Ardıl da gülümsedi.Ama hemen ardından kaşlarını çattı.Ardıl da onu taklit etti gecikmeden.

"Sadece kağıda mı yani?"Ardıl'ın kaşları bu sefer gerçek bir ifadeyle çatılırken elindeki fırçayı kapıp,Ardıl'ın mavi gözleri altına mavi bir şerit çizdi Oğuz.Ardıl gözlerini kapatarak güldü.

"Hayır."dedi son heceyi uzatarak Ardıl.Bu sırada bacakları arasında Oğuz'a döndü.

"Mesela,sevgilimin teni de güzel bir tuval."Parmaklarını daldırdığı kırmızı boyayla Oğuz'un boynuna beceriksiz bir çarpı işareti yaptı.

"Sen beni kurbanlık gibi işaretledin mi az önce?"Ardıl küçük bir kahkaha attı.Ardından elini boynundaki belirgin damarlar üzerinde gezdirdi.

"Haritada,"dedi benzetmesini açıklığa kavuşturacak şekilde.Sonunda parmağını çarpı çizdiği,nabzının en net hissedildiği yerde durdurdu.

"hazinenin yerini işaretledim sadece."Oğuz benzetmesi karşısında koca bir gülüş sundu sevgilisine.Ardından parmaklarına bulaşan boyaları umursamadan çenesini nazikçe kavrayıp,yumuşak bir öpücük bıraktı Ardıl'ın dudaklarına.

Ardıl da aynı gülümsemeyle karşılık verirken ellerindeki kırmızı boya Oğuz'un ensesine bulaştı.Dakikalarca acelesizce öptüler birbirlerini.

Oğuz kapalı gözlerini yavaşça açarken karşısındaki yüzü kızarmış çocuktan ayrıldı.

Eline bulaştığından habersiz olduğu boyalar şimdi Ardıl'ın yüzünde,boynundaydı.

Renkler ona öyle çok yakışıyordu ki üstelik.

Aklına gelen fikirle yanındaki fırçayı tekrar alıp,geniş koltuğun kol kısmına bıraktı boyaları.Henüz toparlanmış Ardıl gözlerini açıp ne yaptığına bakarken dizlerinin üzerine iyice yerleşti.

Oğuz meraklı bakışları fark edince gülümsedi yine.

"Bana ilham verdin?"Ardıl'ın kaşları çatıldı.

"Öyle mi yaptım?"Tekrar gülümseyip avuç içlerini Ardıl'ın tişörtünün altından tenine değdirdi.İrkildi Ardıl.Ardından Oğuz tişörtün eteğini kavradı.

"İzin verir misin?"dedi Ardıl'ın gözlerine onay bekleyerek bakarken.Ardıl bu incelik karşısında tebessüm edip başıyla onayladı.

Oğuz tişörtü sıyırırken istemeden(?) süzdü sevgilisinin güzel tenini.Ardıl ince görüntüsüne rağmen uğraşıldığı belli olan,kaslı bir vücuda sahipti.Oğuz kıskanacak oldu,fakat sevgilisini gözleriyle taciz etmeyi bırakıp düşüncelerinden sıyrıldı.

Aylar sonra bir şeyler çizecek olmanın acemiliğiyle fırçayı Ardıl'ın omzuna değdirdinde Ardıl huylanıp kıkırdadı.Sevgilisinin tepkisine gülüp boyayacağı yeri önce öptü.

Ardından farklı renklere daldırıp fırçasını minik çiçekler resmetmeye başladı.Menekşeler,sardunyalar,kırmızı güller.Fakat en çok da papatya*.

Bitirdiğinde arkasına yaslanıp fırçasını kulağının arkasına sıkıştırdı.Önündeki çocuğun omuzlarından boynuna uzanan çiçekleri izlerken gözlerine huzur dolu bir bakış yerleşti.

Bakışlarını kendisini ne zamandır izlediğini bilmediği Ardıl'ın gözlerine dikti.Gözlerinin kısılmasına sebep olacak şekilde gülümsedi.

"Şimdi kafamdaki haline öyle benziyorsun ki."Ardıl yeni fark etmiş gibi irkilip omuzlarından akan renklere baktı.Gözlerine taşınan duygu yoğunluğuyla tekrar gözleri birleşirken boğuk bir sesle konuştu.

"Ben..."dedi.Fakat içerisinde bulunduğu bu yoğun,sonu olacakmış gibi hissettiren o duyguyu tanımlayacak kelimeleri bulamadı.

"Seni çok seviyorum."Oğuz gülümsedi.Kelimelerin ardındaki duyguyu elbette anlamıştı.Sonuçta aynı duyguya zevkle yeniliyordu çok,çok uzun zamandır.

Oğuz'un beline sıkıcı sarıldı Ardıl.Artık yeri orasıydı.Oğuz alışkanlıkla kollarını sevgilisine sararken ellerini saçlarından geçirdi.Okşadığı saçlarının arasına bir öpücük bıraktı.

"Çok yağmur göreceğiz güzelim."dedi fısıltıyı andırır gibi bir sesle.

"Daha çok bulut kesecek aydınlığımızı.Ama söz veriyorum,renklerini bir saniye çıkarmayacağım aklımdan."

Ardıl daha da sıkı sarıldı Oğuz'a.
"Ben,sen olmazsan ne yaparım bilmiyorum."

Büyük sevgiler zaaf olurdu.Büyük çaresizlikler getirirdi üstelik.

Fakat şikayetleri yoktu.Sevgi ya da acı, paylaştıkları her his kutsaldı onlar için.

Sevgi ya da acı, paylaştıkları her his kutsaldı onlar için

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*Papatyalar temiz bir kalbi temsil eder.

TABİİ Kİ BOYALARLA ÖPÜŞMEKTE SKAM FRANCEDEN İLHAM ALMADIM BEN YAZARKEN ÇIKMAMIŞ BİLE OLABİLİRDİ 

BEN XAVİER DOLAN HAYRANIYIM ALOO KİMSE Mİ I KILLED MY MOTHER İZLEMEDİ

Homofobikmişsin | ⚣Where stories live. Discover now