30

40.7K 2.9K 1.2K
                                    

Önceki bölümde olanlar

"İnce bağırsak sindirime dahil olduğu için,cevap B oluyor."

Ardıl çenesini eline yaslamış, kaşlarını çatarak baktığı yüze başını salladı. Ancak pek bir aklı havada duruyordu.Oğuz omuzlarını düşürdü.

"Anladın mı Ardıl?" Ardıl yeni uyanmış gibi gözlerini kocaman açıp başını salladı.

"Anladım." Oğuz sabırla sevgilisine bakıp,gülümsedi.

"Neyi anladın mesela?" Ardıl test kitabına kaçamak bir bakış atıp, kendi fikriymiş gibi yanıtladı.

"Cevap C'ymiş işte." Oğuz kaşlarını kaldırıp, gülümserken onun gibi çenesini eline yasladı.

"Nasıl C oluyormuş?" Ardıl soruya biraz daha bakıp, huysuzlanarak ellerini saçından geçirdi.

"Anlamıyorum işte Oğuz, çok üstüme geliyorsun." Oğuz güldü. Yaklaşık bir saattir yerde oturmuş konu anlatıyordu Ardıl'a. Ama Ardıl ısrarla, açıkca dinlemiyor Oğuz'un yüzünü izliyordu. Hâl böyle olunca Oğuz da kıyamamış, aynı sayfayı tekrar tekrar anlatmıştı.

Oğuz elini uzatıp, Ardıl'ın sıkıntıyla saçlarının arasına girmiş elini kurtarıp parmakları arasına aldı. Sevgilisinin avuç içine masum bir öpücük bıraktı. Ardıl'ın da gözleri kenetlenmiş ellerindeydi.

"Bebeğim belki arada yüzüm yerine kitaba bakarsan,anlayabilirsin." Ardıl cevap verecek oldu ama söyleyecek bir şey bulamadı. Utançla gözlerini kaçırdı.

"Eminim yüzümü ezberlemişsindir ama malesef sınavda yüzümü sormayacaklar." Oğuz Ardıl'ın utanmasından sadistçe bir zevk alıp üzerine gitti. Ardıl başını çevirdiğinden, görüş alanına girmek için yüzünü biraz yaklaştırdı ona.

"Hm?" Oğuz onay almak için mırıldandınca Ardıl anlık hışımla hızla ona döndü.

"Dalmışım işte." Şimdi zaten ona yakın olan çocukla aralarında mesafe kalmamıştı. Üstelik birbirlerine kenetli elleri kelepçe hissi uyandırıyordu.

"1 saattir mi?" Oğuz hâlâ ona yakın olan yüzün dudaklarının üstünde konuştu. Ardıl ne söylediğine odaklanamamış, bilinçsizce mırıldanarak onaylamıştı onu.

Oğuz oturdukları yerde hafifçe sevgilisine dönüp elini beline yerleştirdi. Geriye doğru kaçarken düşmek üzere olan Ardıl'ı güvene aldı bu şekilde.

Oğuz Ardıl'a dahil her şeyi seviyordu. Onu öpmek, sarılmak onun için bir lütuf olsa da Ardıl'ı zorlamamak adına o izin vermediği sürece pek o tür işlere kalkışmıyordu.

Ancak o an, hemen dudaklarının kenarına kaçamak bir öpücük bırakan sevgilisinin tatlı davetini geri çevirmedi. Ardıl'ı dizlerinin üstüne çekti. Ardıl şikeyet etmeden boynuna sarıldı Oğuz'un.

Oğuz derin, sevgiyle bakan gözlerini Ardıl'ın gözlerine dikti. Bakışları öyle yoğundu ki,Ardıl dünyadaki varlığını ilk kez o kadar net hissetti.

Ardıl'ın yanağına elini koymuş, hafifçe okşarken gülümsedi.

"Seni seviyorum." dedi o an söylenmesi elzem bir şeyi dile getirir gibi. Ardıl cevap veremedi. Dili tutulmuş gibiydi. Neyse ki Oğuz bunun farkındaydı, onu zorlamadan, dudaklarını dudakları arasına alarak konuşma zorunluluğundan kurtardı onu.

Oğuz sevgilisinin yumuşak dudaklarının tadını her şeyiyle almak ister gibi ağır ağır emdi dudaklarını. Bu sırada biraz daha kucağına çekti Ardıl'ı.

Dudaklarının her noktasına yavaşça, ıslak öpücükler bırakıp çenesine ufak bir yol izledi. O boşlukta nefes alabildiğini hatırlayan Ardıl, gecikmiş bir sözü tamamladı.

"Seni seviyorum."

Ardıl'ın çekingence dudaklarından dökülen iki kelime, Oğuz'un arsız kalbinin ritmini bozdu. Yüzünde kocaman bir gülüş, çenesine sayısız öpücük bıraktı sevgilisinin. Konuşurken oynayan adem elmasına takıldı gözleri. Oraya da birkaç öpücük bıraktı. Oradan boynuna, biraz da köprücük kemiklerine.

Fakat şimdi, bastıramadığı bir 'sahip olma' hissiyle dudakları biraz daha hırçındı. Her bıraktığı öpücükte biraz daha iyi anlıyordu Ardıl'ın kalbine sahip olduğunu. Belindeki ellerini tişörtün altından geçirip, sıcaklığını hissetti sevgilisinin.

Aynı noktayı dudağını öper gibi içli içli öpünce kızarmaya yüz tuttu o bölge. Sesi soluğu çıkmayan, utangaç çocuktan ilk kez bir belirti aldı o an.

"Oğuz." Derinden gelen sesi duyduğunda Oğuz dudaklarını ayırıp yüzünde büyük bir sırıtışla yüzüne baktı Ardıl'ın. Ardıl'sa kendi sesine şaşırmış, irkilmişti.

"Söyle güzelim." dedi biraz daha kararmış bakışlarla.

"Benim ocakta yemeğimin kapısı açık kalmış."

Oğuz geçerli bir bahaneymiş gibi kaşlarını çattı.

"Öyle mi olmuş?" Ardıl hızla başını sallayıp onayladı.

"Ben gidip bir kedime bakayım." Oğuz özellikle biraz daha utandırmak için belindeki ellerini kalçasına doğru indirdi.

"Bizde bakarsın,bir kedi için gitme şimdi eve." Ardıl aynı şekilde onayladı. Kesinlikle dinlemediğinde yaptığı gibi.

"Sizde bakarı-Ne kedisi?" Kafası karışmış haline küçük bir kahkaha atmadan edemedi Oğuz.

"Ya Oğuz!" Kendisiyle dalga geçildiğini o an anlayan Ardıl çizgi filmlerdeki gibi aniden kızarıp, Oğuz'un dizleri üzerinden attı bedenini.

Arkasına bakmadan kaçarken yüzünde keyifli bir gülüşle izledi onu Oğuz. Kendini tuvalete kilitleyişini fark edince başını arkaya atıp, avizeye gülümseyerek söylendi kendi kendine.

"Ben seninle ne yapacağım?"

Hoş, şikayeti yoktu.

18 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten güzeldi.

Favori bölümlerimden biri.

Multimedia Ardıl ♥

Homofobikmişsin | ⚣Kde žijí příběhy. Začni objevovat