Bölüm 10:EVİM GİBİ

1.5K 110 13
                                    

YENİ BÖLÜME SEVİNCİNİZİ GÜZEL YORUMLARINIZA DÖKÜN BAKALIM KEYİFLE OKUYUN SEVGİYLE KALIN.

"Onun yüreğinde yaşamayı tüm içtenliğimle arz ediyorum senden hayat, bana bir kez olsun gül  bahçeni sun ve dileğimi kabul eyle. Bugün ilk kez bu kadar güzeldi yaşamak, bugün kalbimin sesini duymak ilk defa bu kadar anlamlıydı. Meçhul bir duygunun savurduğu bir yığın beden değildim bugün, meleklerin kanatlarını hediye ettiği, aşkla vücut bulmama izin verdiği bir ruhtum. Bulunduğum uçurumun sonundaki dalga olsa kollarımı açıp, uçabiliyor gibi bırakırım kendimi, çünkü sonunda onunum. Dilimden dökülen tüm dualar onun, ben onun, o özüm. Beni ruhumun vatanından etme, bin parçasının da onu istediği şu aciz kalbimi duy. Bu günlerde kalbimin aşka en varlıklı huzuru dağılsın ebediyete." kalemi elimden bıraktığımda dünyamın içinde dalgalanan sesin ezgisini dinledim. "Ben sana aşık oldum" dedi, gözlerime bakarak, bana tüm güzel duygularını sunarak. Uzun zaman sonra onu düşünerek açıyordum duygu karmaşalarını dillendirdiğim defterimi, onu düşünerek alıyordum kalemi elime. Saat gecenin üçü ama gözümü kapadığım anda karanlıkta parlayan gülüşü uykumu bilinmez diyarlara sürüklüyordu. Dudaklarım manidar bir edayla kıvrılıyordu. İçimin tek burukluğu Mine'nin yatağının boş olması, gitmişti. Mine'yi düşününce aklıma o gün geldi. Mine'ye anlatmalı mıydım? Ben hep gizli saklı işlerden nefret eden biri olarak doğru bir şey yapmadığımı biliyordum ama onun ismini zikrettiğimde çektiği acıyı görmeye tahammül edemiyordum. Onu düşünürken yatağına öylece bakıyordum. Dalıp gittiğim anda kapı yavaşça aralandı ve yerimden doğruldum.

"Kızım, uyumadın mı daha?"

"Yok, uyku tutmadı. Ne oldu, sen niye geldin?"

"Sana bakmak istedim. Mine yok ya."

"Çocuk muyum ben, korkacağımı falan düşünmedin herhalde?"

"Kızgınsın bana." Sustum, verecek bir cevabım yoktu şuanda çünkü haklıydı, kızgındım. Yavaşça yanıma geldi ve yatağıma oturup, saçlarıma dokundu. Yanağıma dokunacakken yüzümü çevirdim.

"Haklıydın kızım." Sözünü işittiğimde hızla ona döndüm yüzümü ve gözlerimi kıstım.

"Ne?"

"Haklıydın, baban yüzünden istemediğim şekilde davrandım sana. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda değilsin. Ama korkuyorum, seni kaybetmekten, ailemizin paramparça olmasından." Yanağımdan süzülen yaşa ve boğazıma hızla oturan yumruya engel olamadım. Yutkunuyordum sürekli ama nefesimin düzensizliğine karşı koyamıyordum. Islak gözlerime nazikçe dokundu, yanağımı sıvazladı.

"Ağlama, sadece bilmeni istedim. Ben seni çok seviyorum, Mine'yi, ailemizi seviyorum."

"Anne." Titreyen sesim daha fazla gözyaşı emretti. Sicim gibi boşalan yaşların arasından boynuna sıkıca sarıldım. Onunda kolları sıcacık sardı beni. Usulca ayrılıp, doğrulurken yatmam için beni yönlendirdi. Sonra küçük bir kız çocuğuymuşum gibi üzerimi örtüp, alnıma bir öpücük bıraktı.

"Uyu tamam mı? Yoksa zor olur iş yerinde." Ağlarken dilinden umarsızca dökülen kelimeler yaralarımdan bir kan gölü oluşturuyordu. Melankolik bir melodi gibiydi hıçkırıkları, meczup bir çaresizliği vardı. Görmezden gelmek mümkün müydü bunu, değildi ama hayatımı yokuşlu bir yola sürüp, hapislerde mi çürütmeliydim bu yüzden? Yine bir kasırganın hortumu yutuyordu düşlerimi. Kapamalıydım gözlerimi, onu düşünmeli, onun rüyalarına sızmalıydım. Ancak o zaman mümkün olabilirdi amansız karanlığımda nefes almak...

******************************************************************************************

Saatler geçti, gün yine turuncu ışıklara hapsolmaya başladı. Dur duraksız çalıştım, bedenimi helak ettim, işkence ettim sahte gülüşlerimle zihnime. Annemin korkusunun acizliği, beni çok etkilemişti. Kalbimdeki çökelmiş duyguların arasından sığındığım isimdi beni ayakta tutan. Ozan, onunla yatıp, onunla kalkacak duruma gelişimin harbinden yaralı çıkmak istemiyordum. Ya ölü olarak bitmeliydi bu harp, ya da en büyük zaferimi kutlamalıydım. Kıyafetleri düzenlerken ansızın fark ettiğim boşlukla elimi cebime attım. Yoktu, dün çıkarıp cebime koyduğum yüzük yoktu. Düşmüş olmalıydı, kıyafet değiştirirken düşürmüş olsam Sezen hanım söylerdi, kesin dışarıdayken düşmüştü. Bu kadar talihsiz oluşuma şaşırmamalıydım ki bunu fark etmemle onu karşımda görmem bir oldu. Yamuk bir tebessümle yanıma yaklaştı ve etrafına bakınıp konuşmaya başladı.

CENNETE BİR ADIM(tamamlandı)Where stories live. Discover now