Bölüm 11:YİNE KAPIDA KARA GECELER

1.5K 108 10
                                    

instagram: polisiyeyazarindan

Yine bir rutinlik, yoğun çalışma saatleri ve öğle molası. Fakat ben Ozan ile olan anlaşmamı yine bozuyordum, yemek yemek yerine dün başladığım kitabı okumaya gömülmüştüm. Kitap o kadar içine almıştı ki beni yirmi dakikalık boşluğumda ne okusam kârdı.

"Ooo seni böyle görmeyi beklemiyordum, hem sen yine mi yemek yemiyorsun." Masanın üzerine ellerini yerleştirip, hesap soran ifadesini inceledim bir süre ve hayal olmadığını idrak ettiğim saniye gülümsedim.

"Canım istemedi, gelmezsin sanmıştım." 

"Neden?" Sorusuyla birlikte kaşlarını çattı.

"Bilmem, her gün görmek, belki sıkar diye."

"Sen sıkılıyor musun yani?"

"Öyle demek istemedim." Endişeli bir tavır takınmış olsam gerek ki sandalyeye yerleşirken konuyu değiştirdi.

"Tamam, sakin ol sadece şaka yapıyordum. Ne okuyorsun?"

"Sana bahsettiğim yazar vardı ya onun bir kitabı."

"Konusu ne peki?"

"Aslında aşk ama öyle felsefik bir anlatım var ki okumadan duramıyorum."

"Bu yazar erkekti öyle değil mi?"

"Evet, hakkında bilinen tek şey erkek olduğu, neden sordun ki?"

"Hiç, sordum sadece?" Bakışları kitabın üzerinde gezinirken, ben ellerimi kapağını kapattığım kitabın üzerine koyup, hafifçe tebessüm ettim.

"Sen ismi cismi belli olmayan bir adamı kıskanmadın değil mi?"

"Neden, kıskanamaz mıyım, sen hiç aklında kurduğun, olmayan bir şeyi kıskanmadın mı?" Dün yatak odasında aklıma gelenleri anımsadı zihnim, sustum ve başımı öne eğdim.

"Gözlerini kaçırıyorsun, demek ki kıskandın."

"Benim gitmem gerek, iş saati geldi." Kalkmak için hareketlendiğimde kolumdan tuttu. Gözlerimin içine sorgularcasına baktı.

"Söylemeden bırakmam. Benimle ilgili değil mi, o yüzden kaçıyorsun?" Bazen zihnimi okuyabilme yeteneğine sahip olduğunu düşünüyordum.

"Ha-hayır, nereden çıkardın? Ayağa kalkıp karşıma dikildi ve aramızdaki mesafeyi elinden geldiğince kapattı.

"Hadi ama yalvartacak mısın beni?"

"Gitmem gerek." Gözlerindeki kararlılığı sezince yüzümü tamamen ona döndüm. Başımı hafifçe eğdim, dilimden dökülmeye cesaret isteyen kelimelere sığındım.

" Dün........odana girdim. Yatak odana ve........ orada başk-" Parmakları dudaklarıma değdi anında, kelimelerin çıkmasını engelledi. Çenemden tutup, gözlerimi yerden, bakışlarına yönlendirdi. Bunu söylediğime inanamıyordum. Kızmış gibi bakmıyordu.

"O eve senden başka hiç kimse adım atmadı. Gizlice de olsa senden başka kimsenin kokusu dağılmadı odama. " Gözlerine baktım, ne kadar hakikatli kelimeler savurduğunu buğulanmış bakışlarından hissedebiliyordum. Başımı hızla göğsüne yasladım, içimde kopan feryadım ona ilk kez kara sevdasını haykırdı. Bir süre kokusuyla nefes aldıktan sonra mağazaya dönmek için ayrıldım. Biraz uzaklaşmıştım yanından ki sesini işitip, duraksadım.

"Akşam yine gidelim mi? Senin cesaret tepene." Utandım, o da anlamıştı bana orada gelen kuvvetli cesareti, içimden taşıp vücudumun beyni olan cesareti.

"Olur." dedim hiç düşünmeden. Bendeki bu deli cesareti başıma bela olacaktı bunu hissedebiliyordum. Sonra ardıma baka baka ayrıldım yanından. Mağazaya indiğimde hemen kıyafet toplamaya girişmiştim ki Suna'nın bakışlarını fark ettim. Çevresine bakındı, fazla müşteri olmadığını idrak edince yanındaki arkadaşı Hale'ye bir şeyler söyledi ve bana doğru yaklaştı. İlk söylediği kelime beni şiddetli bir deprem gibi sarstı.

CENNETE BİR ADIM(tamamlandı)Where stories live. Discover now